Japonya'dan Tayvan konusunda bir hafta içinde iki kritik hamle geldi. Tayvan'ı resmen "kendi toprağı" olarak kabul eden Çin'in karşılığı sert oldu.
Dünya Ukrayna barışını konuşurken, Uzak Asya karıştı.
Hem Japonya hem de Hindistan, farklı konularda Çin ile karşı karşıya geldiler.
Japonya-Çin gerilimin ana kaynağı, Uzak Asya'nın "olağan şüphelisi" Tayvan meselesi.
Japonya Başbakanı'nın çıkışı ve Çin'in sert karşılıkları...
Japonya'dan Tayvan konusunda bir hafta içinde iki kritik hamle geldi;
- Tokyo yönetimi, Tayvan'ın yaklaşık 110 kilometre doğusundaki Yonaguni'ye orta menzilli karadan havaya füzeler yerleştirme planını açıkladı.
- Japonya'nın yeni "şahin" Başbakanı Takaichi, "Çin'in Tayvan'a saldırma ihtimali" konusundaki bir soruya karşılık, bunun Japonya için "yaşamsal bir tehlike" olacağını söyledi. Takaichi, böyle bir olay yaşanırsa Japonya'nın 2015'de parlamentosundan geçirdiği "kollektif savunma konseptinin" uygulanacağı mesajını verdi.
Tayvan'ı resmen "kendi toprağı" olarak kabul eden Çin'in karşılığı sert oldu; Dışişleri Bakanı Wang Yi Wang, eğer Japonya "yanlış rotasında ısrar ederse" tüm ülkelerin "Japonya'nın tarihi suçlarını yeniden inceleme" ve "Japon militarizminin yeniden dirilişini kararlılıkla önleme" hakkına sahip olduğunu söyledi.
Pekin'den ayrıca Japonya'ya karşı boykot ve yaptırım hamlesi de geldi; Çinli turistler Japonya seyahatlerini, Pekin hükümeti ise Çin-Japonya kültürel etkinliklerini iptal etmeye başladı. İki ülke, karşılıklı mektuplarla BM üzerinden de restleşti.
Trump'ın sessizliği...
İşin ilginç tarafı ABD'den hiç ses çıkmamasıydı; Aksine, ABD Başkanı Trump tam da Asya'daki bu kritik gerginliğin ortasında, Çin Devlet Başkanı Şi ile bir telefon konuşması yaptı. Konuşmanın ardından yaptığı açıklamada da Trump, Çin'le "soya alışverişinden", fentanil meselesinden, hatta TikTok'dan bile bahsetti, ancak ne Tayvan konusuna, ne Japonya-Çin gerginliğine hiç girmedi.
Perde arkasından Japonlar bastırmış olmalı ki, 24 saat sonra ABD Başkanı, Japonya Başbakanı Takaichi'yi aradı. Ancak bu telefon konuşması sonrasında da sadece "Trump'ın, Çinli mevkidaşı ile telefon görüşmesi konusunda bilgi verdiği" açıklandı. Washington'dan Japonya'ya yönelik açıktan herhangi bir "destek mesajı" ise gelmedi.
Hindistan-Çin ilişkileri de karıştı
Daha Japonya ile gerginlik bitmeden, Çin bu kez güney komşusu Hindistan'la karşıya geldi. Yeni Delhi-Pekin gerilimi, Çinli bir gümrük memurunun bir Hindistan vatandaşını Şangay'da uçak değiştirirken durdurması ile başladı. Yolcunun elindeki Hindistan pasaportunda doğum yerinin "Arunachal Pradesh" olarak yazılmasını gerekçe gösteren gümrük memuru, buranın "Zangnan adındaki Çin'e ait bir bölge" olduğunu söyleyerek, yolcuyu saatlerce alıkoydu.
Küçük bir pasaport anlaşmazlığı gibi başlayan olay, önce Hindistan'ın sert tepkisi, ardından da Çin Dışişleri Bakanlığı'nın "Çin hiçbir zaman Arunachal Pradesh diye anılan yerin Hindistan'a ait olduğunu kabul etmedi. Zangnan Çin toprağıdır" açıklaması ise diplomatik krize evrildi.
Bakalım kendisini "dünyaya barışı getiren lider" olarak lanse etmeye çalışan, Gazze ve Ukrayna'da "barış planları" ile meseleleri daha da karmaşık hale getiren Trump, Uzak Asya'da nasıl bir performans gösterecek?