Bodrum, yazın büyüsünü bu yıl da dansla taçlandırmaya devam ediyor. Bu kapsamda Türkiye İş Bankası’nın katkılarıyla düzenlenen 22. Uluslararası Bodrum Bale Festivali, 25 Ağustos’a kadar sanatseverleri ağırlıyor. Bodrum Kalesi’nin Kuzey Hendeği Sahnesi’nde, denizin tuzlu esintisiyle çevrili tarihi taşların arasında, yıldızların altında sahnelenen gösterilerde, dansın en zarif ve etkileyici örnekleri izleyiciyle buluşuyor…
Bodrum’un yaz gecelerinde tarih, doğa ve sanatın bu performanslarla kucaklaştığı ortamın cazibesine dayanamadım ve İş Sanat Genel Müdürü Zuhal Üreten’in daveti ile Moskova Klasik Bale Tiyatrosu’nun ustalıkla sahneye taşıdığı Uyuyan Güzel balesi için bu yıl da festivale geldim.
Uyuyan Güzel, 100 yıllık uykuya dalan güzel bir prensesin öyküsünü anlatan klasik bir Avrupa masalı. Aslen 1697’de Fransız Charles Perrault’un La Belle au Bois Dormant adıyla yazıya geçirdiği, daha önce 1634’te Giambattista Basile tarafından Ay, Güneş ve Talia adıyla İtalya’da yayımlanan ve 1812’de Grimm Kardeşler’in de kendi versiyonunu kaleme aldığı bu masal, Rus besteci Pyotr Ilyich Çaykovski’nin ruhu titreten melodileri ve Marius Petipa’nın klasik bale sanatına damga vuran koreografisiyle bale repertuarının en görkemli eserlerinden biri haline geldi.
Hikâyenin bale sahnesine yolculuğu, 25 Mayıs 1888’de St. Petersburg’daki Çarlık Tiyatrosu Mariinski’nin müdürü İvan Vsevolozhski’nin, Çaykovski’ye Perrault’un masalı üzerine bir bale yazmasını önermesiyle başladı. Çaykovski, Vsevolozhski’den bir senaryo hazırlamasını istedi ve 3 Eylül’de eline geçen senaryoyu bir solukta okuyarak, aynı gün hem Vsevolozhski’ye hem de kardeşi Modest’e yazdığı mektuplarda, “bu senaryo tam bana göre, bestelemek için bundan daha iyisini isteyemem” diyerek beğenisini ifade etti. Balenin koreografisini üstlenen Marius Petipa, henüz yazılmamış müzik üzerine detaylı bir sahne planı hazırladı; sadece sahneleri değil, sahnelerde duyulması gereken çalgıları da öngördü (bale tarihinde nadir rastlanan bu tür ayrıntılı koreografik yönlendirmeler, eserin müzik ve dans uyumunu eşsiz kılar). Çaykovski ile bir araya geldiğinde, ona her sahne için ne yapması gerektiğini tek tek anlattı. Bu işbirliği, klasik bale repertuarının en önemli eseri olarak kabul edilen ve konservatuarlarda üzerine incelemeler yazılan Uyuyan Güzel balesini doğurdu. İlk kez 1890 yılında St. Petersburg’da sahnelenen bu başyapıt, asıl şöhretine 20. yüzyılda kavuşarak dünya çapında bir klasik haline geldi.
Bizim izlediğimiz, Moskova Klasik Bale Tiyatrosu’nun yeniden yorumladığı eser, 2 perde ve 2 saatin üzerinde süren bir dans şöleniydi. Çaykovski’nin müziğinin büyüleyici dokusu, klasik balenin zarafetiyle buluştuğunda, bizleri masalsı bir dünyaya taşıdı. Bu özel yorumda libretto ve koreografi, Rus klasik balesine modern bir soluk kazandıran Natalia Kasatkina ve Vladimir Vasilov imzasını taşıyordu. Bu ustalıkla işlenmiş koreografiyle harmanlanan yorum, klasik balenin ihtişamını modern bir duygusal yoğunlukla sundu ve tiyatronun neredeyse tamamını dolduran bale severler, zamanın nasıl geçtiğini asla anlamadı. Elizaveta Dvorkina’nın masalsı atmosfer yaratan dekor ve kostüm tasarımı ise çok etkileyiciydi. Etkinliğin sonunda farklı masal kahramanlarının sahneye çıkmasıyla bu etkileyicilik zirveye ulaştı.
Hikâye, bir krallığın sevgi ve neşe dolu vaftiz töreniyle başlıyordu. Prenses Aurora’nın doğumu şerefine düzenlenen bu törene davet edilmeyen kötü kalpli peri Carabosse, öfkesini bir lanetle dışa vuracak, Aurora’nın 16. yaş gününde parmağına batacak bir iğne, onu ölüme sürükleyecekti. Ancak, iyilik timsali Leylak Perisi, bu karanlık kaderi yumuşatacak: Aurora ölmeyecek, bunun yerine yüzyıl sürecek huzurlu bir uykuya dalacaktı ta ki yakışıklı bir prensin kararlılığı ve aşk dolu öpücüğü, laneti bozarak onu ve krallığı yeniden hayata döndürene dek.
Çaykovski’nin melodileri, her bir sahnede duyguların derinliklerini yansıtırken, dansçıların narin ve güçlü adımları, masalın büyüsünü âdeta bir tablo gibi sahnede canlandırdı. Carabosse’nin tehditkâr varlığı, Leylak Perisi’nin zarif koruyuculuğu ve Aurora’nın masumiyeti, bu eserde dansın evrensel diliyle birleşerek izleyiciyi büyüledi.
Neredeyse yaprağın kımıldamadığı, esintiye hasret kaldığımız gece, Uyuyan Güzel’in büyülü atmosferiyle keyifli bir zamana dönüştü. Eser, aşkın, kaderin ve umudun evrensel temalarını dansın sihriyle anlatırken, izleyicilere yalnızca bir bale değil, aynı zamanda insan ruhunun direncini ve sevginin dönüştürücü gücünü kutlayan bir deneyim sundu.
Uyuyan Güzel’in masalsı dünyasından çıkarken, yalnızca bir sanat etkinliğini değil, evrensel duyguların beden diliyle anlatıldığı bir yaşam tecrübesini taşıyordum içimde. Carabosse’nin tehdidi, Leylak Perisi’nin zarafeti ve Aurora’nın masumiyeti sadece sahnede değil, ruhumun kıyılarında da dans etti. Uluslararası Bodrum Bale Festivali, bana bir kez daha hatırlattı ki; sanat, zamanı aşan, mekânları dönüştüren ve insanı kendine yoldaş eden en güçlü anlatım biçimlerinden biri. Bu yıldızlı gecede dans eden her adım, umutla yeniden yazılan bir masal gibiydi.
Uluslararası Bodrum Bale Festivali, 25 Ağustos’a kadar uluslararası ve yerli bale topluluklarının performanslarıyla dans tutkunlarını büyüleyecek. Festival, Bodrum’u küresel bir sahneye dönüştürerek dansın evrensel dilinin sınırları aştığını bir kez daha kanıtlıyor. Sahnedeki her piruet (bale dönüşü, dansçının tek ayak üzerinde dönerek dengede kalması), her sıçrayış ve her zarif jest, insanlığın direncini, güzelliğini ve umudunu anlatan bir hikâyeye dönüşüyor. Bodrum’un Akdeniz geceleriyle bütünleşen bu sanat şöleni, izleyicilere unutulmaz anlar vadediyor. Bilet ve detaylı program bilgisi için festivalin resmî web sitesini ziyaret edebilir, bu unutulmaz sanat yolculuğuna katılabilirsiniz.