2000 yılında Aksoy Group bünyesinde kurulan sahibinden.com, 8 milyonu aşkın aktif ilan ve yüz binlerce ürün çeşidine sahip. Türkiye’nin en büyük elektronik ticaret ve ilan platformlarından birisi olan kuruluş 1.000 çalışana istihdam sağlıyor.
25 yıldır tüketiciden tüketiciye paradigması üzerinde yükselen ve ikinci el ürün alışverişine platform sağlayan sahibinden.com, araştırmalara büyük kaynak ayırıyor. Kuruluş en son olarak KONDA Araştırma iş birliği ile "İkinci El Alışverişte Sürdürülebilirlik Etkisi" araştırmasına destek oldu. Türkiye’de ikinci el alışveriş alışkanlıklarını, ikinci el alışverişe bakışı ve sürdürülebilirliğe dair ilgi ve bilgiyi ölçmek üzere tasarlanan araştırma 25 – 27 Temmuz 2025 tarihlerinde gerçekleştirildi.
28 ilde 2700 kişi ile yapılan bu çalışma ikinci elin artık yalnızca ekonomik bir seçenek değil, çevresel ve toplumsal bir tercih olarak görüldüğünü de gösteriyor. Veriler, kıyafetten mobilyaya, cep telefonundan beyaz eşyaya uzanan geniş bir alanda alışveriş yapanların oranı yüzde 45’e ulaştığını ortaya koyuyor.
Tüketim alışkanlıkları yeniden şekilleniyor
Basın buluşmasında konuşan sahibinden.com CEO’su Burak Ertaş, araştırma sonuçlarının Türkiye’deki değişimi açık biçimde ortaya koyduğunu, her iki kişiden birinin bu sürece dahil olduğuna dikkat çekerek, “döngüsel ekonomi yaklaşımının güçlü bir karşılık bulduğunu gösteriyor” yorumunu yaptı. Çevresel kaygıların ve ekonomik koşulların tüketim alışkanlıklarını yeniden şekillendirdiğini vurgulayan Burak Ertaş var olanı onarmanın ve yeniden kullanmanın hem çevreyi koruyan hem de bütçeyi rahatlatan bir tercih olduğunu ifade etti.
Toplumsal Algı değişiyor.
KONDA Araştırma ve Danışmanlık Genel Müdürü Aydın Erdem’e göre, Türkiye'de ikinci el alışveriş artık yalnızca bir seçenek değil. Veriler bu davranışın bilinçli tüketim ve çevre duyarlılığının birleştiği yeni bir akışa dönüştüğünü gösteriyor. Özellikle genç ve eğitimli kesimde ikinci el hızla normalleşiyor. Aydın Erdem bu durumun toplumsal dönüşümün önemli bir işareti olduğuna dikkat çekiyor.
İkinci El Alışverişte Sürdürülebilirlik Etkisi Araştırması sonuçlarına göre,
- İkinci el alışveriş tek seferlik bir deneyim olmaktan çıkıp, düzenli tekrarlanan bir alışkanlığa dönüşüyor.
- Her dört tüketiciden biri ayda bir ya da daha sık ikinci el ürün satın alıyor. Araştırmada bu grup "gerçek sürdürülebilirlik taşıyıcısı" olarak tanımlanıyor.
- Düzenli ikinci el alışveriş yapanların ortalama yaşı 35
- Dijital platformları aktif kullanan, eğitim düzeyi üniversite olan bu kitle, büyükşehirlerde yoğunlaşıyor ve ikinci el pazarındaki dönüşüme liderlik ediyor.
- Türkiye’de ikinci el alışverişe yönelik eski çekinceler hızla zayıflıyor. Araştırmada öne çıkan bulgular, sosyal algıdaki değişimin oldukça belirgin olduğunu gösteriyor.
- “İkinci el düşük statü göstergesidir” diyenlerin oranı yüzde 17’de kalmış durumda.
- Buna karşılık ikinci el ürün kullananlara yönelik “tasarruflu”, “çevreye duyarlı” ve “tarz sahibi” gibi olumlu ifadeler daha çok dile getiriliyor.
- Toplumdaki bu dönüşüm, ikinci el alışverişin artık geniş kesimler tarafından kabul gören bir davranış haline geldiğini ortaya koyuyor.
- Statüye dayalı eski bariyerler yerini bilinçli tüketim ve sürdürülebilirlik anlayışına bırakıyor.
Gençler ikinci el alışverişte daha aktif
“İkinci El Alışverişte Sürdürülebilirlik Etkisi” başlıklı çalışmanın sonuçları, özellikle genç, eğitimli ve büyükşehirlerde yaşayan kesimin ikinci el alışverişte daha aktif olduğunu gösteriyor. Bu grup israfı azaltmayı, çevresel etkileri düşürmeyi ve sürdürülebilir yaşamı günlük pratiklerinin bir parçası haline getirmiş durumda. Yayımlanan rapora göre Türkiye’de sürdürülebilirlik kavramına aşinalık yüzde 61’e, karbon ayak izi farkındalığı ise yüzde 40’a ulaştı. Bu bilincin yaygınlaşması ikinci el alışverişe de doğrudan yansıyor. Dijitalleşme ikinci el alışverişi destekliyor. Güvenli ödeme, şeffaf ilan yapısı ve kullanıcı doğrulama adımları bu alanı hem erişilebilir hem de güvenilir hale getiriyor.
En çok cep telefonu tercih ediliyor
Verilere göre, ülkemizde ikinci el pazarında en yoğun hareketlilik cep telefonu ve aksesuarlarda gözlemleniyor. Bu kategori toplam pazarın yüzde 54’ünü oluşturuyor. Diğer kategorilerde giyim ve ayakkabı yüzde 42, bilgisayar ve tablet yüzde 45, elektrikli ev aletleri ise yüzde 41 oranında pay alıyor.
Tercihler cinsiyete göre de farklılaşıyor. Kadınlar anne–bebek ürünleri, giyim ve mobilya–dekorasyon kategorilerine yönelirken; erkekler daha çok elektronik ürünleri tercih ediyor. Erkek kullanıcıların bilgisayar ve tablet alışverişindeki payı yüzde 45’e, cep telefonu kategorisindeki oranı ise yüzde 58’e kadar çıkıyor.
Evlerde de ikinci el ürün yaygınlaşıyor
Araştırma, Türkiye’de hanelerin önemli bir bölümünde ikinci el ürün bulunduğunu ortaya koyuyor. Hanelerin yüzde 46’sında en az bir kategoriye ait ikinci el eşya yer alıyor. En yaygın kategoriler elektronik (%43), mobilya (%38) ve giyim–ayakkabı (%36) olarak sıralanıyor. Her üç evden birinde ikinci el kıyafet bulunuyor. Hijyen ve kaliteye yönelik çekinceler nedeniyle bu oran diğer kategorilere göre daha düşük kalsa da araştırma, ikinci el kıyafet kullanımında yukarı yönlü bir eğilim olduğunu gösteriyor.
Kullanılmayan bebek eşyalarında bağış oranı yüzde 72
Araştırma, Türkiye’de ikinci el döngüsünün yalnızca ekonomik gerekçelerle değil, duygusal tercihlerle de şekillendiğini gösteriyor. Anne–bebek ürünlerinde bağış oranı yüzde 72’ye kadar çıkıyor. Elektronik ürünlerde ise satış eğilimi daha güçlü; bu kategoride satış oranı yüzde 40’ın üzerinde. Veriler, bazı ürünlerde duygusal bağlılığın etkili olduğunu, bazı kategorilerde ise ikinci el alışverişin yerleşik bir davranış haline geldiğini ortaya koyuyor.
Güven belirleyici unsur
Araştırma, ikinci el alışverişte kararsız kalan tüketiciler için en belirleyici unsurun güven olduğunu gösteriyor. “Satıcı güven verirse alırım” diyenlerin oranı yüzde 83. “Ürün arızalı değilse alırım” diyenler yüzde 82, “garanti veya iade imkânı varsa alırım” diyenler de yine yüzde 82 seviyesinde. En belirgin çekince ise hijyen kaygısı; bu oran yüzde 58’e ulaşıyor. Bu tablo, güven mekanizmalarının ikinci el alışverişte neden kritik olduğunu açıkça ortaya koyuyor.
