Türkiye binlerce yıllık tarihi olan zengin mutfak kültürü ve coğrafi çeşitliliği ile gastronomi alanında dünyanın önde gelen ülkelerinden birisi. Ancak, tüm bu birikime rağmen uluslararası arenada İtalya veya Fransa gibi önemli bir oyuncu haline gelemiyor.
Her ne kadar son dönemde yatırımcıların ve şeflerin sayısı artıyor olsa da, ülke olarak stratejik bir yaklaşımla ilerlemek gerekiyor. Türkiye’nin tarihi ve kültürel gastronomi mirasının hak ettiği düzeyde gelişmesi için özel projelere ihtiyaç var. Başta turizm destinasyonları olmak üzere, tüm bölgelerimizde yerel ve organik ürünlere, geleneksel tariflere yönelik çalışmalara yatırım yapılmalı. Uluslararası ilişkilere ağırlık verilmeli.
Bu bağlamda, dünyanın en prestijli rehberlerinden Gault & Millau ve Sözen Organizasyon iş birliği ile yapılan Türkiye "Signature Experience Dinner" projesini çok değerli buluyorum.
Gault & Millau, gazeteci ve yemek eleştirmenleri Henri Gault ve Christian Millau tarafından ilk 1969 yılında Paris’te yayınlanmaya başlayan bir rehber. Bugün Türkiye dahil14 ülkede yayınlanan rehber, dünyada hızla artan gastronomi turizmi için de önemli bir rol üstleniyor.
Başlattığı Türkiye turu kapsamında ülkemizin ve uluslararası gastronomi sahnesinin önde gelen şefleri belirli restoranlarda bir araya gelerek özel menüler hazırlıyorlar.
Türk gastronomisinin dünya çapındaki gelişimine ve sektörün büyümesine destek vermek amacıyla yola çıkan "Signature Experience Dinner" projesi yabancı şefler aracılığıyla Türkiye’nin tanıtımına da destek oluyor. Türk mutfak kültürünü deneyimleme fırsatı bulan şefler, Türkiye’nin tadlarının da tanınmasına önemli bir katkı sağlıyorlar.
Gençler için eğitim ve staj imkanı
Proje kapsamında bu yıl içinde dünyanın çeşitli bölgelerinden 15’ten fazla ünlü şef ülkemize gelmesi planlanıyor.
İlk üç etkinlik Urla ve Bodrum’da gerçekleşti. Ünlü şefler, yemek yaptıkları restoranlardaki genç çalışanlara da paha biçilmez bir eğitim ve staj fırsatı sundular.
Sırada Bodrum, İstanbul ve Antalya var
Geçtiğimiz hafta Sözen Organizasyon kurucusu ve CEO’su Gökmen Sözen’den bu özel projenin detaylarını dinledim. Sözen’in verdiği bilgiye göre, 2025 yılındaki ilk etkinlik 25 Haziran Çarşamba günü Teruar Urla’da düzenlendi. Yemeğin menüsünü Teruar Urla Kurucu Ortağı ve Şefi Osman Serdaroğlu; Vino Locale Kurucusu ve Şefi Ozan Kumbasar; Italya’dan Executive Şef Luigi Taglienti ve Italya’dan Executive Şef Karime López birlikte hazırladı.
Projenin ikinci durağı, 15 Temmuz Salı günü Karma Bodrum oldu. 7 Mehmet 3. Kuşak Temsilcisi Mehmet Akdağ; Littera Kurucusu ve Şefi Tekuna Gachechiladze ve Uluslararası danışman Joe Barza’nın ortak çalışması olan özel bir gece düzenlendi.
"Signature Experience Dinner"ın üçüncü basamağı 28 Temmuz Pazartesi akşamı, İzmir OD Urla’da gerçekleşti.
Beş ünlü şefin imzasını taşıyan bu gecede, OD Urla Kurucusu ve Şefi Osman Sezener; Narimor Urla Kurucusu ve Şefi Atilla Heilbronn; Portekiz'den Vista Restaurante Kurucusu ve Şefi João Oliveira; İngiltere'den HIDE Restaurant Kurucusuve Şefi Josh Angus; Italya'dan Zucchero Kurucusu ve Şefi Fabrizio Fiorani farklı coğrafyaları yansıtan tabaklar sundular.
Proje kapsamındaki etkinlikler Ağustos ayında Bodrum’da Maçakızı, İstanbul’da Neolokal ve Eylül ayında Antalya The Rabbit Hole’da devam edecek.
Bodrum’da Holywood’un gözde şefinin imzası
Dünyanın en ünlü şeflerinden Wolfgang Puck, İstanbul’daki St. Regis Otel’deki Spago’nun başarılı performansı sonrasında, Bodrum’daki ikinci restoranıyla da bir çekim merkezi olmayı sürdürüyor.
Avusturya kökenli, Amerikalı bir şef ve restoran işletmecisi olan Wolfgang Puck, Amerika’da ‘açık mutfak’ akımını başlatan bir öncü. Dünyanın önemli merkezlerinde restoranları var. 30 yılı aşkın bir süredir film endüstrisinin en prestijli töreni Oscar ödüllerinin de yemeklerini hazırlayan Puck, Türkiye’yi de çok seven ve tatillerini ülkemizde geçiren bir şef.
Geçtiğimiz haftalarda ailesiyle birlikte Bodrum’a gelen Wolfgang Puck, Maxx Royal Bodrum’da bulunan Spago için özel bir tadım menüsü tasarladı. Ünlü şef, yerel malzemelerle hazırladığı yemekleri şu cümlelerle tanımladı: “Bu menüyü iki kıyı arasında bir sohbet deneyimi olarak yorumluyorum. Bodrum’un güneşle olgunlaşan zeytinlerini, yabani otlarını ve taze deniz ürünlerini; Kaliforniya’nın cesur sadeliği ve mevsimsel ruhuyla bir araya getirdiğimizde ortaya sihirli bir şey çıkıyor: Her tabakta geleneğin yenilikle buluştuğu bir menü.”
İstanbul’da olduğu gibi Bodrum’daki mutfak ekibinin performansından çok memnun olduğunu dile getiren Puck, başarısının sırrını sadelik, tazelik, tasarım ve iyi hizmet formülüyle açıkladı. Mutfaktaki her ayrıntıyla ilgilendiği gibi, tüm masaları dolaşarak herkesle sohbet etti.