Türkiye-Ukrayna-Japonya iş forumundayız. Afşin Yurdakul moderasyonunda Japonya ile Ukrayna arasındaki muhtemel işbirliği alanları tartışılıyor. Japonya; şirketlerinin becerilerini ve finansman gücünü, Ukrayna’nın yeniden inşasında kullanmak ve bunu Türkiye üzerinden yapmak istiyor.
Ukrayna-Rus savaşında ülkenin %20’si işgal altında ve ekonominin %75’i tahrip edilmiş durumda. Kabaca 500-900 milyar $’lık bir tahribat söz konusu… Savaşa rağmen tarım konusunda pes etmemiş Ukrayna, hasada devam etmiş, ayçiçeği, buğday, mısırda “Afrika ve Asya ile paylaşımı” sürdürmüş.
Ancak ülkenin yeniden imarı, sanıldığı kadar kolay bir süreç değil. Savaşın bitmesi ardından çok yoğun, hummalı ve maliyetli restorasyon dönemine girilecek. Tam da bu noktada Japonya, “ben de varım” diyor Ukrayna’nın ihtiyaç duyduğu kaynak ve kabiliyetleri, savaş mağduru ülkeye akıtacak.
Bunu da zaten Ukrayna ile tarihi kültürel bağları yüzyıllar öncesine dayanan Türkiye ile yapmak istiyor. Bir yandan AB ile entegrasyonda 850 proje söz konusu… Diğer yandan yabancı yatırımcının “işimiz güvenli mi?” tereddütlerini gidermeye yönelik böylesi uluslararası forumlar düzenleniyor.
İKİ SORU İKİ CEVAP
Savaşın hasat tespiti yapıldı mı?
Türkiye Ukrayna İş İnsanlar Derneği Başkanı Burak Pehlivan; savaş hasar tespitinin hala sürdüğünü ve restorasyon için hangi tür projelerin ön plana çıkarılması gerektiği üzerinde çalıştıklarını söylüyor. Avrupa Yatırım Bankası bunun için 1 trilyon dolarlık maliyetten söz ederken AB’nin yılda 12 milyar $’lık Ukrayna bütçesine katkısını dile getiriyor.
Japonya’nın ilgisi ne boyutta?
Şu ana kadar Japonya; Ukrayna restorasyonu için 5,5 milyar $ yardım taahhüt etti ve bunun 2 milyar $’ını gerçekleştirdi. Bundan sonraki süreci Türkiye üzerinden devam ettirmek isteyen Japonya’nın iş forumunda konuşan sözcüleri; ülkenin yeniden ayağa kalkması noktasında daha kapsamlı çalışmalar yapılacağını belirtiyor. Bunun da anlamı; Türkiye’ye bu savaşta daha fazla arabuluculuk rolü düşecek.
NOT
DAYTON’DA DIŞLANMIŞTIK BU DEFA DIŞLANMAYALIM
Bosna Savaşı sonrasındaki Dayton Anlaşması‘nı hatırlıyorum. Anlaşma, savaşı bitirmekle kalmıyor, ülkenin yeniden imarı için ortaya çıkan dev iş fırsatlarını da “kazananlar arasında” pay ediyordu. Online haritalar üzerinde harekâtlar yönetilirken bölgenin yeniden inşası için hangi projenin, hangi ülkeye hatta hangi firmaya verileceği kayda geçiyordu. Türkiye bu süreçteki aktif tutumuna rağmen ancak ikinci ve üçüncü taşeronluk işleri alabilmişti.
Bu defa farklı bir Türkiye var ve Ukrayna-Rusya arasındaki savaşta çok özel bir pozisyona sahip… Her ne kadar Batı, Ukrayna’yı ayağa kaldırmak için yüzlerce proje üretmiş olsa da bunların gerçekleştirilmesinde bizi yine bypass edebilir, kilit ülke olmamıza rağmen firmalarımız taşeron düzeyinde kalabilir.
Bunun için firmalarımızın güçlü kasları, dış müteahhitlikteki küresel başarılarımız bir envanter dahilinde yeniden gözden geçirilmeli, Japonya gibi güçlü kabiliyetlerle işbirliği noktasında Ukrayna’nın restorasyonunda daha fazla rol ve pay alınabilmeli…
Ukrayna ile İş Yapmak panelindeki tartışmalara baktığımda gördüğüm şudur; yüze yakın Türk müteahhidinin 32 yıllık tecrübesi ışığında, Japonya ile güçlü ve kazandıran sinerji doğabilecektir.