Yeni teşvik sistemini değerlendirirken “yatırım iklimi”ni göz ardı etmek olmaz. Faizden dövize, finansmana erişimden uzun vadeli krediye, yatırım ve tüketim iştahı da dâhil iklim müsait olsaydı teşvik araçlarıyla gerçekleştirilmek istenen dönüşüm daha da ivme kazanabilecekti. Göründüğü kadarıyla yeni teşvik sisteminde araç amaç ilişkisinin sınanması için daha uzun zamana ihtiyaç olacak.
Son önlemlerle teşvikte ve üretimde yapısal dönüşüm mümkün olacak mı? Şöyle genel olarak bakıldığında yeni kurgulanan sistem için “akılcı” demek mümkün. Sistemin birçok hedefinin olduğu, eldeki kaynakları da sadece bu hedeflere yönlendirme iddiası taşıdığı görünüyor. Bu nedenle gerek coğrafi olarak, gerek konu olarak kısıtlamalar taşıyor ve sonuç olarak artık her yerdeki her türlü yatırım teşvik edilmiyor. Bir yandan proje bazlı teşvik, bir yandan detaylı bölgesel teşvik ve daha az döviz harcatacak tercihlerle hedeflerin altı çizilmiş oluyor.
Sistemde kalkınmaya yönelik 3 ayrı hamle programına özel teşvikler var. Stratejik Hamle (Dijital ve Yeşil), Teknoloji Hamlesi ve Yerel Kalkınma Hamlesi. Ayrıca Öncelikli Yatırım konuları ile Hedef Yatırım konularından oluşan sektörel teşvikler var. Üçüncü olarak da bölgesel teşvikler var. Bölgesel teşviklerin daha da efektif olması için 54 ildeki 289 ilçenin ismi belirlenerek hangi bölgede olurlarsa olsun bu ilçelerde yapılan yatırımlara “bir alt bölge’ teşviki uygulanması da detaylar arasında.
Yeni sistemde bir anlamda ihracatta asıl hedefler de belirlenmiş görünüyor. Üretimi doğal olarak en fazla teşvik görecek olan, NACE kodları taşıyan 3 yüksek teknolojili ürün grubu belirlenmiş. Bunlar; eczacılık ürünleri, bilgisayar, elektronik ve optik ürünler, hava ve uzay araçları olarak sıralanıyor.
İkincil hedef orta yüksek teknolojiye sahip ürünler. Bunlar 9 ayrı NACE kodunu taşıyacak şekilde sıralanmışlar. Kimyasallar, silah ve mühimmat, elektrikli teçhizat, makine ekipman, römork, demiryolu lokomotif ve vagonları, askeri kara savaş araçları, ulaşım araçları, tıbbi ve dişçilik ile ilgili araç ve gereçler. Amaç o ki, 12 ayrı sektör-ürün grubunda yapılacak üretimle ihracat gelirinde katma değer artışı sağlanacak; yükte ağır, pahada hafif ihracattan kurtulmuş olacağız.
Artık her üretim türü teşvik görmeyecek demiştik. Peki orta ve yüksek teknolojinin dışında hangi ürünler teşvik görecek? Bunlar bir anlamda genel yatırım konuları olarak 11 ayrı ürün-sektör grubunda, 85 ayrı gümrük tarife istatistik pozisyonunda (GTİP) Karar’ın ekinde yer alan 3 Sayılı Liste’de sıralanmış ürün/sektör grupları.
Tarım, ormancılık ve balıkçılıkta 6 GTİP, madencilik, imalat sanayinde 44 GTİP, elektrik, gaz, buhar ve iklimlendirme 7 GTİP, su temini, kanalizasyon, atık yönetimi 1 GTİP, ulaştırma ve depolama 17 GTİP, konaklama ve yiyecek hizmeti sektöründe 2 GTİP, telekomünikasyon, bilgisayar programcılığı- donanım, bilişim altyapı ve diğer 2 GTİP, mesleki bilimsel faaliyetler 1 GTİP, eğitim 1 GTİP, insan sağlığı ve sosyal hizmet faaliyetleri 3 GTİP. Görüldüğü üzere ağırlıklı olarak imalat sanayinde yer alan yatırımlar teşvik görecek.
Bu kapsamda teşvik edilecek ürün gruplarının detaylarına bakacak olursak; Yem tesisleri, küçük- büyükbaş hayvan yetiştiriciliği, yumurta, su ürünleri, et, balık, sebze işleme yatırımları, bulgur, mısır, gluten, bisküvi, makarna, küp şeker, tekstil, giyim, deri, ağaç ürünleri, kağıt ve kağıt ürünleri, kayıtlı medyanın çoğaltılması, petrol ürünleri, eczacılık ürünleri, kauçuk, plastik ürünleri, demir çelik, ferro alaşımlar, değerli metaller… diye gidiyor. Bu liste bize teşvikte bir yapısal değişiklik gerektiğini de gösteriyor. Çünkü 85 GTİP’ten oluşan bu “genel teşvik” bölümünde de yükte hafif, pahada ağır, atıl kapasite yaratmayacak ürünlerin desteklenmesi, belki de listenin biraz daha kısalması daha yerinde olacaktı.
Aynı şekilde teşvik edilmek üzere 12 NACE kodundaki ürünlerden oluşan orta ve yüksek teknoloji ürünleri listesinin çok daha kabarık olması gerekecekti.
Biz yine de umalım ki özellikle “hamle” teşvikleri ile orta ve yüksek teknoloji listesinin etkisi daha da artsın, teşvikle birlikte üretim ve ihracatta yapısal bir dönüşüm gerçekleşsin.