Yayın Yönetmeni olduğum KİTAP dergimizin jüri toplantılarını ve ödül törenlerini; sunduğu hizmet kalitesiyle birlikte edebiyat, sanat, basın, yayın, iş ve gastronomi dünyasından davetli konuklarımızın memnuniyetleri nedeniyle son üç yıldır Sofitel Hotel İstanbul Taksim’de gerçekleştiriyoruz. Mobilya sektörüne büyük emeği geçen Tuna Grubu yatırımı olan Hotel İstanbul Taksim’in Genel Müdürü Bozkurt Atabek’le de bu nedenle sık sık görüşüyorum. Geçtiğimiz günlerde yolum Taksim’e düşünce yeni yılını kutlamak için uğramak istedim. Otelin kapısından girdiğimde karşımda mumlardan oluşmuş, üzerinde Sofitel’in logosu bulunan çam şeklinde bir yılbaşı ağacı çıktı…
Çam ağaçları, yeni yılın yaklaştığını haber veren dünyadaki ortak yılbaşı sembolü. Bu ağaçların büyük bir bölümü ne yazık ki doğal çam. Geri kalanları ise plastik ya da metalden üretiliyor. Küresel ısınma nedeniyle dünyanın dengesinin bozulduğu günümüzde doğayı korumak daha da büyük bir önem taşıyor. Neyse ki ülkemizde bu konudaki hassasiyet her geçen gün artmakta. Ben de gerçek çam kullanılanlara değil de yaratıcı konseptler oluşturularak hazırlanan yeni yıl ağaçlarına ilgi duyuyorum…
İşte Sofitel Hotel İstanbul Taksim’in girişinde karşıma çıkan ağaç, bunlardan birisiydi. Hemen fotoğrafını çektim. Aklıma, birkaç yıl önce internette karşıma çıkan “Sofitel Candle Ritual” başlığı altındaki görüntüler düştü; yani “Sofitel Mum Geleneği.” Şöyle deniliyordu:
“XIV. Louis dönemine kadar uzanan bir gelenekten ilham alan, dünya çapındaki tüm Sofitel’lerde kutlanan Sofitel Mum Ritüeli’nde güneş batarken ve gün akşama doğru hafiflerken, o zamanlar geceleri sokakları aydınlatan herhangi bir büyük şehir için türünün ilk örneği olan Paris sokaklarının ışıklandırılmasına saygı göstererek mumlar yakıyoruz.
Çam ağacının üzerindeki mumlar, bu geleneği sürdüren otelde kullanılanların aynısıydı. Tek fark, dekoratif bardaklarda mumlar yerine led ışıklar yer alıyordu.
Karşılıklı kahvelerimizi yudumlarken Bozkurt Atabek liderliğindeki Sofitel Istanbul Taksim’de sergilenen bu özgün yılbaşı ağacının hikâyesini sormadan olmazdı:
“Yapmaya karar verdiğimiz bir konsept yılbaşı ağacı çalışmamız vardı. 4-6 ay kadar bir vaktimizi aldı. Konsept, Sofitel'in standartları olan mum ritüeline dayanıyor. Biz de buradan yola çıkarak bu ağacın tasarlamasını yaparken mumlardan oluşmasını istedik” diye anlatmaya başladı Bozkurt Bey; ismi “Geleceğe Işık Tutan Yılbaşı Ağacı”ymış.
“Neden Geleceğe Işık Tutan Yılbaşı Ağacı” diye sordum:
“Cevabı hem sürdürülebilirlik hem kadın girişimciliği hem de kız çocuklarının eğitimine katkıdan kaynaklanıyor. Bunların hepsine vurgu yapmak gerekiyor. Çünkü bir kere sürdürülebilirlik tarafı var bu işin; gerçek mumlar kullanmadık. LED ışıklarla yaptık. Işıkların bulunduğu dekoratif bardaklar da daha önceden kullandığımız mumlara ait. Sıfır atığa çok dikkat ediyoruz. Bu çalışmayı tek başımıza yapmadık; bir çözüm ortağımız var:
Mum ritüelini düzenlemek için gerekli mumları nereden alabileceğimizi araştırırken karşımıza iki kadın girişimcinin oluşturduğu La Fann isimli bir firma çıkmıştı. Yaptığımız görüşmeler sonucunda çok mutlu olmuştuk çünkü La Fann hem çok kaliteli hem organik ürünler üreten hem de sürdürülebilir bir şekilde çalışmalarını devam ettiren bir firma. Satılan her üründen Türkiye Eğitim Vakfı'na, kız çocuklarının eğitimine destek olmak için yardımda bulunuyor. Bu bakımdan kadın girişimci olmaları; sosyal sorumluluk, etik değerler ve eğitim konularında bizim ilkelerimizi karşılayabilecek bir çözüm ortağı nitelikleri dolayısıyla onlarla çalışmaya başlamıştık.
Bu projeyi hazırlarken de işbirliği yaptık ve ağacımızın ismi de Geleceğe Işık Tutan Yılbaşı Ağacı oldu. Bizim oluşturduğumuz hamurun La Fann’da mayalanmasıyla beraber çok güzel bir ürün çıktı karşımıza. Biz de mutlulukla onu lobimizin en görülen yerine yerleştirerek misafirlerimizle paylaşmaya karar verdik.”
Estetik olarak son derece güzel duran bir konseptin böyle bir amaca da hizmet etmesi, bu tüketim dünyasında yılbaşı ağacına artı bir anlam kazandırılması çok önemli. Dünyanın ilk uluslararası Fransız lüks otel markası olan Sofitel’den çıkıp hemen 100 metre ötesindeki Fransız Konsolosluğu önünden Tünel’e doğru yürürken caddedeki yılbaşı süslemelerine dikkat ettiğimi fark ettim. O güzel konsept, bende yılbaşı süsleri konusunda algıda seçici yaratmıştı, sanırım yeni yıla kadar da bu duygu sürecek…
