Türkiye su stresi altında ve tarım en kritik eşikte. PepsiCo Türkiye ve Doğa Koruma Merkezi’nin Net Su Pozitif vizyonuyla hayata geçirdiği Bir Damla Bir Dünya projesi, suyu doğaya geri kazandırırken doğa, çiftçi ve sanayi iş birliğiyle gıda güvenliğini güçlendiriyor.
Türkiye su stresi yaşayan bir ülke. Her yıl kuraklığın etkisi daha sert hissediliyor; yağış rejimleri değişiyor, yeraltı su seviyeleri hızla düşüyor. En çok etkilenen ise ülkenin gıda güvencesinin omurgası olan tarım… Çünkü Türkiye’de kullanılan suyun yaklaşık dörtte üçü tarımsal sulamada tüketiliyor. Su azalıyor, tarım baskı altında, gıda güvencesi tehdit altında…
Tam da bu nedenle bugün su yönetimi; yalnızca çevresel değil, ekonomik ve toplumsal güvenlik meselesi.
PepsiCo Türkiye ile Doğa Koruma Merkezi’nin birlikte yürüttüğü Bir Damla Bir Dünya projesi tam bu kritik kırılma noktasına çözüm sunuyor: Suyu doğaya geri kazandırırken, çiftçiye, toprağa ve tarımın geleceğine nefes aldıran bütüncül bir model öneriyor.
PepsiCo Türkiye’den “Net Su Pozitif” hedefi için sahada gerçek etki
PepsiCo, global sürdürülebilirlik dönüşüm programı pep+ kapsamında suyu stratejik öncelik ilan eden şirketlerden biri.
Doğa Koruma Merkezi iş birliğiyle hayata geçirilen Bir Damla Bir Dünya, su riskinin yüksek olduğu havzalarda 60 milyon TL’nin üzerinde yatırımla yürütülüyor. Bu kapsamda, 2024 sonu itibariyle 735 milyon litre su tasarrufu sağlandı. 2025 sonunda toplamda 1,6 milyar litre (yaklaşık 674 olimpik havuz) suyun geri kazandırılması hedefleniyor.
Modern sulama, eğitim, verimlilik
Proje; Adana, Mersin, Manisa ve İzmir’de çiftçileri destekleyerek 3 bin dekara yakın alanda damla sulama sistemlerinin yaygınlaştırılmasına katkı sağlıyor. Çiftçilere verilen eğitimlerde; tasarruflu sulama sulama teknikleri, basınçlı sulama sistemleri, doğru sulama zamanlaması, toprakta organik madde artırım gibi uygulamalar hayata geçiriliyor. Bu sayede PepsiCo fabrikalarının bulunduğu havzalarda suyun doğaya geri kazandırılması doğrudan destekleniyor.
“Su herkes için ortak, acil ve hayati bir mesele”
Dünyanın ciddi bir su kriziyle karşı karşıya olduğunu dile getiren PepsiCo Türkiye Genel Müdürü Ergün Günay, “Birleşmiş Milletler’in 2024 Dünya Su Gelişimi Raporu, son 20 yılda 1,4 milyar kişinin kuraklık ve suyla ilgili konulardan doğrudan etkilendiğini ortaya koyuyor. Yalnızca bu rakam bile, suyun geleceğinin artık küresel risk sıralamalarında neden en üst basamaklarda yer aldığını çok açık bir şekilde gösteriyor. Bu tablo yalnızca ekosistemlerin değil, gıda güvenliğinin, toplumsal yaşamın ve ekonomik istikrarın da tehdit altında olduğunu ortaya koyuyor. Su artık sadece çevresel bir konu değil; herkes acil ve hayati bir mesele. Bu nedenle suyu korumak hem ülkeler hem de şirketler için önemli hale geldi” yorumlarını yapıyor.
PepsiCo Türkiye’nin hem bir gıda ve içecek şirketi olarak hem de tarım odağında yaptığı çalışmalar kapsamında su yönetimini sürdürülebilirlik stratejisinin önemli unsurlarından biri olarak gördüğünü dile getiren Ergün Günay, “PepsiCo Türkiye olarak Net Su Pozitif vizyonumuz doğrultusunda yalnızca su tüketimini azaltmakla yetinmiyor; özellikle su riski yüksek bölgelerde kullandığımız suyun tamamını doğaya geri kazandırmayı hedefliyoruz. Doğa Koruma Merkezi iş birliğiyle hayata geçirdiğimiz Bir Damla Bir Dünya Projesi ile sadece geçtiğimiz yıl Manisa fabrikasında kullandığımız suyun yüzde 100’ünü, İzmir’de yüzde 94’ünü, Tarsus’ta ise yüzde 58’ini doğaya geri kazandırdık. Bu somut sonuçlar, su yönetimini stratejik bir öncelik olarak ele aldığımızın ve sahada gerçek etkiler ürettiğimizin en net göstergesi. Projeyi daha fazla bölgeye yayarak hem doğaya hem de yerel üreticilere destek vermeye kararlıyız” diyor.
Doğa, çiftçi ve sanayi aynı masada
Doğa Koruma Merkezi Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Zeydanlı ise şu bilgileri veriyor: “Önümüzdeki dönemde en çok tartışacağımız konulardan biri su sorunu olacak. Bir yandan iklim krizinden kaynaklı kuraklık, diğer yandan suyun yanlış kullanımı su kaynaklarımız üzerindeki baskıyı her geçen gün artırıyor. Su yönetimi artık yalnızca bir çevre meselesi değil; doğrudan sosyoekonomik etkileri olan bir konu haline geldi. Bu noktada tarım sektörü hem su tüketimindeki yüzde 79’luk payı hem de su verimliliği için sunduğu potansiyel çözümler nedeniyle en kritik sektörlerden biri. Ancak sürdürülebilirliği ve su verimliliğini gözetmeyen, en yüksek hasılata odaklanmış bir üretim modeli ile bu dönüşümün gerçekleşmesi mümkün değil. Bunun için su verimliliği ve üretim arasında bir denge kuran modeller ve bunların hayata geçmesini sağlayacak güçlü iş birliklerine ihtiyaç var. Bu proje kapsamında yapılan çalışmalar çiftçi, özel sektör ve sivil toplum iş birliğinin güzel bir örneğini ortaya koymuştur.” PepsiCo Türkiye, sürdürülebilir su yönetimi alanında attığı adımlarla hem sektörüne öncülük etmeyi hem de Türkiye’nin su geleceğine katkı sunmayı sürdürüyor. Bir Damla Bir Dünya Projesi'yle elde edilen sonuçlar, şirketin hem üretim süreçlerinde hem de tedarik zincirinde su riskini azaltma konusundaki kararlılığını güçlendirirken, iş birliği temelli yaklaşımıyla dirençli gıda ekosistemlerinin oluşmasına da somut bir katkı sağlıyor.”
“Değişmezsek kaybedeceğiz; su olmadan tarım olmaz”
Mersinli mısır çiftçisi Kayhan Keklik, damlama sulamaya geçişin çiftçiler için kolay bir değişim olmadığını söylüyor. Keklik şöyle anlatıyor: “Damla sulamaya geçmek, başta hepimize zor göründü. Devlet destek verse de ‘Geleneksel yöntemden şaşmayalım’ diyen çok oldu. Ama artık iklim başka… Yağmur az, kuyuların suyu yetmiyor. Suyun kıymetini görmezden gelirsek üretim de geleceğimiz de tehlikede. Mısır yetiştiriyoruz; suyu çok seven bir ürün. Eskisi gibi salma sulama yapsak verim düşüyor, maliyet artıyor. Damla sulamayla hem suyu boşa akıtmıyoruz hem de ürün daha güçlü çıkıyor. Kazanç var, israf yok.”
