TBMM'de Dışişleri Bakanlığı bütçesinin ele alındığı Plan ve Bütçe Komisyon toplantısında siyasi etik meselesinden, reşit olmayan kız çocuklarına yönelik fuhuş ağı kuran Epstein'e, Kurtlar Vadisi'nden, "Mazlum Abdi ile sarılmaya", hatta AK Parti içindeki "taht kavgasına" kadar varan, yanyana gelemeyecek konular gündeme geldi.
Bu "birbiriyle hiç ilgili görünmeyen" konular AK Parti'nin izlediği dış politikadaki tutarsızlıkları vurgulamak için kullanıldı muhalif vekillerce.
Taht kavgası...
Mesela CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba açık açık AK Parti içindeki "taht kavgasına" atıf yaparak, Dışişleri Komisyonu Başkanı, eski Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ın, Dışişleri bütçesinin görüşüldüğü toplantıya katılmamasına dikkat çekti.
CHP'li emekli Büyükelçi Namık Tan da sosyal medya paylaşımlarında Hakan Fidan'ın, adını vermediği tv dizisi "Kurtlar Vadisi" ile anıldığına dikkat çekerek, "Sosyal medyada uluslararası diplomasideki başarılarınızdan ziyade AKP'nin geleceğinde size biçilen hayali roller konuşuluyor.Birileri istihbarat geçmişinize bakarak sizin yeni bir Putin olacağınızı mı hayal ediyor" dedi.
Epstein dosyalarında yer alan büyükelçi...
Komisyon toplantısında, tüm muhalefetin ortaklaşa eleştirisi ise ABD'nin Ankara Büyükelçisi Tom Barrack'ın özellikle Türkiye konusundaki açıklamalarına yönelik oldu. Vekiller, Barrack'ın Epstein dosyalarında yer almasına bile vurgu yaptı.
Fidan ise, muhalefet milletvekilleri tarafından, kimi zaman "İsrail'le Türkiye yakında serbest ticaret anlaşması yapacak" diyen, kimi zaman Osmanlı millet sistemini öven, ulus devleti yeren Amerikan Büyükelçisi'nin "diplomatlığa yakışmayan bu çıkışlarına sessiz kalmakla suçlandı.
Suriye meselesinde özellikle DEM Parti vekilleri Fidan'ı Fırat'ın doğusunu kontrol eden PYD-YPG'ye karşı sert çıkışları eleştirdi. Hakan Fidan'ın bir dönem başına 10 milyon dolar ödel konulan HTŞ eski lideri, şimdinin Suriye Devlet Başkanı Şara'ya sarılmasına atıf yapan Meral Danış Beştaş'ın "Mazlum Abdi'ye neden sarılmıyorsunuz? İlham Ahmed'le neden bir araya gelmiyorsunuz?" çıkışı dikkat çekti.
AİHM kararları ve Doğu Akdeniz
Hükümetinin Doğu Akdeniz politikası da eleştirilerden nasibini aldı. İyi Partili Erhan Usta, Suriye'yle münhasır ekonomik anlaşma imzalanmamasını, "Madem bu Suriye'yle aramız o kadar iyi bizim istediğimiz, benimsediğimiz bir devlet geldi. Tepelere çıkıyoruz, çay içiyoruz, kahve içiyoruz; yapalım şu anlaşmayı. Niye yapmıyoruz, niye yapamıyoruz?" sözleriyle eleştirdi. Usta, Türkiye'nin satın aldığı 8 araştırma gemisinin hiçbirinin Doğu Akdeniz'e gönderilmemesini de gündeme getirdi.
AİHM'in defaatle aldığı "serbest bırakılsınlar" kararlarına rağmen Kavala, Demirtaş ve Yüksekdağ'ın hala hapiste olması, muhalefetin ortak eleştirisi olarak kayıtlara geçti. Hatta DEM Partili Beştaş, Adalet Bakanı'nın "AİHM kararlarına yüzde 91 uyuyoruz" cümlesine atıf yaparak, "O zaman, hepimizin yüzde 10 kanunlara, Anayasa'ya uymama hakkı mı var?" sorusunu yöneltti. Bir başka ortak eleşti ise, dışardan Büyükelçi atamaları oldu.
Vize meselesi; “Sonunuz Davutoğlu gibi olmasın”
Elbette Türk vatandaşlarının yaşadığı vize sıkıntısı ile Türkiye Cuhuriyeti pasaportunun değer kaybetmesi de ana gündem maddelerinden biriydi toplantıda. CHP'li Veli Ağbaba, AK Parti hükümetinin AB ile vize serbestisi için "siyasi etik yasası" gibi şartları yerine getiremediğini vurguladı ve ekledi;
"Siyasi etik kanunu çıkarın, ama Davutoğlu meselesini unutmayın. Davutoğlu çıkartmaya kalktı da gitti ya. Başınıza bir iş gelmesin..."
Muhalefet vekilleri Gazze meselesinden Trump ABD'si ile ilişkilere, Çin'un Uygur politikasından, Kıbrıs davasına kadar pek çok konuda Hakan Fidan'a ağır sorular yönelttiler. Toplantınını sonunda AK Parti Yozgat milletvekili Süleyman Şahan da bir soru sordu; "Sayın Bakanım, tarihi netleştirmek istiyoruz artık, Sayın Bakanım Yozgat'a arabaşı yutmaya ne zaman geleceksiniz? "
Muhalif vekillerin hemen hiçbir sorusunu yanıtlamayan Fidan, belki Şahan'ın sorusuna yanıt verir...