Reel sektörün son aylarda dile getirdiği istek, beklenti ve yakınmaları ‘eleyerek’ toparlamaya çalıştım. 25 kadar istek, beklenti ve yakınmayı alfabetik olarak sıraladım. Bunlar ve aslında daha fazlası reel sektör temsilcileri tarafından aylardır tekrarlanıyor. Özellikle enflasyondaki yavaş düşüş ve bunun yansımaları, dile getirilen sorunların kısa zamanda çözülmesine ilişkin beklentileri zayıflatıyor.
İstek, beklenti ve dilekler şöyle:
- Bankacılık sisteminin işlemlerden aldığı yüksek komisyon ve ücretler sanayicilerin finansman maliyeti yükünü artırmaya devam ediyor
- Risk sınırının belirlenmesinde, BDDK tarafından yetkilendirilmiş kuruluşlardan rapor almak, firmalar için kaldırılması gereken önemli bir mali yük .
- Bütçe dengesi hedeflerine gelir artışları yerine harcamalarda düşüş sağlanarak ulaşılmalı. Bu nedenle kamu tasarruf konusunda öncü ve örnek olmalı
- Döviz bazlı reeskont kredilerinin kullanım oranının ve günlük limitlerinin artırılması sanayicilerin likiditeye erişimini kolaylaştıracak. Peşin olarak tahsil edilen faizin vade sonunda tahsili, firmalara finansman maliyetleri açısından rahatlama sağlayacak.
- Emek yoğun sektörlerin üretimlerini sürdürebilmeleri için özel destek mekanizmaları hayata geçirilmeli.
- Enflasyon ve faizler düşmeli, büyüme ivme kazanmalı, büyüme yatırım ve üretime dayanmalı.
- Enflasyonla mücadelede para politikası tek başına yeterli değil. Bu süreç mutlak suretle sıkı maliye politikası ve bütçe disiplini ile desteklenmeli.
- Eximbank kredilerinde ticari bankalardan teminat alma zorunluluğu firmalar için süreci zorlaştırıyor, maliyetleri artırıyor. Teminat yapısı gözden geçirilmeli.
- Toplam vergi gelirlerine katkısı da gerileyen sanayicinin daha fazla güç kaybetmesi önlenmeli.
- Döviz kurlarının sağlıklı oluşumuna yönelik ortam sağlanmalı.
- İhracat bedelinin yüzde 35’ini Merkez Bankası’na satma zorunluluğu firmaları zorluyor. TL’ye çevrilen parayla hammadde almak için tekrar döviz alınıyor. Kur makası kayıp yaratıyor. Bu uygulama, hammaddesi büyük ölçüde dışa bağımlı olan sektörlere ilave yük getiriyor. Uygulama kademeli olarak kaldırılmalı.
- İşçilik ve diğer maliyetlerde, enflasyon ve döviz kurları artışından daha fazla olarak gerçekleşen artışın önüne geçilmeli.
- İşletmelerin nakit ödemelerinde önemli bir fonksiyon gören ticari kredi kartı limitlerini artıracak düzenleme yapılması firmalara finansman konusunda bir rahatlama sağlayacak.
- KOBİ’lerin bankacılık sektöründen aldığı nakdi kredi büyüklüğü artırılmalı.
- Konkordato süreci sadece borçlu firmayı değil, alacaklı firmaları da koruyacak şekilde düzenlenmeli.
- Merkez Bankası rezerv artışı yüksek faiz için gelen sıcak paradan değil, ihracattan, yüksek katma değerli üretimden ve yatırımlardan sağlanmalı.
- Nefes Kredisi gibi desteklerin tutarı artırılmalı, kapsamı genişletilmeli.
- Parasını faize yatıran rahat uyurken; üretim ve ihracat yapan, istihdam yaratan girişimcilerin uykusuz geceler geçirmesi önlenmeli.
- Reel sektörün önünü açan bir anlayış, üretimi destekleyen bir ekonomi modeli gerekli.
- Reeskont kredileri ihracatçı firmalara önemli bir finansman imkânı sağlıyor. Reeskont imkânlarının artırılması, firmaların rekabet gücünü arttıracak. Toplam reeskont hacminin 3 aylık ihracat miktarı olan yaklaşık 65 – 70 milyar dolar düzeyine çıkarılması gerekli.
- Sanayici enflasyon hedefinin iki katından fazla faiz ödemek zorunda kalmamalı.
- Sanayicinin finansman giderlerinin faaliyet kârı içindeki payı artmaya devam ediyor. Sanayici, finansmana ve bankalara çalıştığı için bankaların kârlılıkları artarken sanayici zarar yazıyor
- Şirketlerin kredi derecelendirme zorunluluğuna ilişkin risk alt sınırı enflasyona göre güncellenmeli.
- Ve bütün bunların dışında bir beka sorunu haline gelen Çin rekabetine karşı bir şeyler yapılmalı.
Sürekli takip etmeye devam edeceğimiz bu isteklerden yerine getirilenlerin sayısı arttıkça, ekonomide işlerin yolunda gittiğini daha yüksek sesle söylemek mümkün olabilecek.