Bu yıl itibariyle İngiltere’de iki mağaza açmak üzere hazırlık yapan Porland, 2026’da ABD’de de kalıcı, güçlü ve doğrudan erişilebilir bir Porland varlığı oluşturmayı hedefliyor.
Kuruluşun ikinci nesil mensubu olan Porland Yönetim Kurulu Üyesi İmge Pamukçu kendilerini şu cümleyle tanımlıyor: “Türkiye merkezli bir marka olarak global arenada edindiğimiz konumun ardında, istikrarla büyüyen bir vizyon, güçlü bir ekip ruhu ve sürekli gelişimi esas alan bir kültürümüz var.”
1. Porland’ın üretim hacmi nedir? Güncel verileri paylaşabilir misiniz?
Porland olarak, yıllara dayanan üretim tecrübemizi ileri teknolojiyle donatılmış tesislerimizde modern üretim teknikleriyle buluşturuyoruz. 300 bin metrekare açık ve 90 bin metrekare kapalı alana sahip tesislerimizde yılda yaklaşık 70 milyon adet porselen ürün üretiyoruz. Her bir ürünümüz, titizlikle yönetilen üretim süreçlerinden geçiyor.
Güçlü üretim altyapımız sayesinde bugün üretimimizin yüzde 65’ini ihraç ediyor, 4 kıtada 80’den fazla ülkeye ulaşıyoruz. 20 bini aşkın ürün çeşidimizle hem ev kullanıcılarına hem de gastronomi profesyonellerine hitap ediyoruz. Bu global erişim, bizim için yalnızca bir ticari başarı değil; aynı zamanda Türk porseleninin dünyada edindiği saygınlığın somut bir göstergesi. Porland olarak, bu değeri her geçen gün daha ileri taşımayı hedefliyoruz.
2. Ar-Ge çalışmalarınız nasıl ilerliyor?
Porland olarak ürün kalitemizi her zaman sürdürülebilir inovasyonla destekliyoruz. Özellikle gastronomi sektörüne yönelik profesyonel sofra takımı çözümlerimizle öne çıkarken, bu alandaki yenilikçi yaklaşımımızı 2017 yılında resmî Ar-Ge Merkezi unvanını alarak daha da ileri taşıdık. Bugün Ar-Ge Merkezimiz; sadece estetik açıdan güçlü ürünler geliştirmekle kalmıyor, aynı zamanda teknik performans açısından da uluslararası standartların ötesine geçmeyi hedefliyor.
Alanında uzman mühendislerimiz ve araştırmacılarımız, üretim süreçlerimizi sürekli geliştirmek adına titizlikle çalışıyor. TÜBİTAK ve Avrupa Birliği gibi hem ulusal hem de uluslararası destek mekanizmalarını yakından takip ederek yürüttüğümüz projeler, yalnızca pazara yönelik yüksek katma değerli ürünler üretmemizi sağlamakla kalmıyor; aynı zamanda Türkiye’nin seramik teknolojileri alanındaki rekabet gücüne de katkı sunuyor.
Ürünlerimizi geliştirirken kullanıcı deneyimini doğrudan etkileyen fiziksel ve kimyasal dayanım kriterlerini mutlaka göz önünde bulunduruyoruz. Ürünlerimiz; çarpma dayanımı, termal şok direnci, bulaşık makinesinde yıkanabilirlik, mikrodalga uyumluluğu ve metal marking gibi pek çok farklı başlıkta, uluslararası test standartlarına göre değerlendiriliyor.
Tüm bu değerlendirme süreçleri tamamlandığında, ürünlerimizi ticarileşmeden önce pilot üretim hattına alıyoruz. Bu aşamada, seri üretim uygunluğu, kalite analiz oranları ve üretim sürecine adaptasyon gibi birçok teknik kriteri detaylı biçimde analiz ediyoruz. Böylece pazara sunduğumuz her ürün; teknik, operasyonel ve kullanıcı bazlı tüm gereklilikleri eksiksiz karşılayan bir yapıya kavuşuyor.
3. Yurtdışı operasyonlarınız, açılım politikanız ve hedefleriniz neler?
Porland olarak global ölçekteki varlığımızı yalnızca ihracat üzerinden değil, markamızın kültürünü ve yaşam felsefesini dünyaya taşıyacak çok katmanlı bir yapı üzerinden şekillendiriyoruz. Bugün 80’den fazla ülkede tercih edilen, güvenilen ve bilinen bir marka haline geldik. Uluslararası operasyonlarımızı 37 konsept mağaza, 200’ün üzerinde satış noktası ve güçlü e-ticaret altyapımızla destekliyoruz. Aynı zamanda HORECA sektörüne özel geliştirdiğimiz Pioli markamızla, otel, restoran ve kafe gibi profesyonel kanallarda da global ölçekte hizmet veriyoruz.
Pioli ile amacımız, Porland kalitesini ve üretim gücünü, uluslararası pazarlarda daha ulaşılabilir fiyat aralığında, rekabetçi bir yapıyla sunmak. Bu sayede Porland, yalnızca estetik değil; aynı zamanda işlevselliği ve dayanıklılığıyla da fark yaratan bir dünya markası olarak konumlanıyor.
Yurtdışı açılım stratejimizin temelinde üç ana başlık yer alıyor: sürdürülebilirlik, tasarım ve fonksiyonelliği odağa alan ürün geliştirme ve global erişilebilirlik. Bu kapsamda yüzde 100 geri dönüştürülmüş porselenlerden oluşan Re-Gen serimiz çevresel duyarlılığı yüksek, yenilikçi ve yüksek performanslı ürünlerimizin en somut örneklerinden biri.
Önümüzdeki dönemde Avrupa’daki köklü varlığımızı korurken; Amerika, Orta Doğu ve Asya pazarlarında daha güçlü bir varlık göstermeyi, yerel distribütörlükler ve dijital satış kanallarıyla büyümemizi hızlandırmayı hedefliyoruz. Bizim için her yeni pazar, yalnızca bir satış alanı değil; Porland’ın hikâyesini ve üretim vizyonunu dünya sofralarında estetik ve sürdürülebilir bir deneyime dönüştürme fırsatıdır.
4. İhracat rakamlarınız?
Bugün Porland olarak, üretimimizin yaklaşık yüzde 65’ini ihraç ediyoruz. Bu oran, yalnızca bir ticaret hacmini değil; aynı zamanda Türk üretim gücünün ve tasarım kalitemizin dünya genelinde gördüğü güvenin de bir yansıması.
5. İngiltere ve ABD operasyonlarınız hangi aşamada?
İngiltere pazarı, markamızın global büyüme stratejisinde önemli bir dönüm noktası. 2025 yılı itibarıyla İngiltere’de ilk mağazalarımızı açmaya hazırlanıyoruz. Şu an için açılış hazırlıkları devam eden iki mağazamız bulunuyor. Hedefimiz, bu sayıyı hızlıca artırmak ve farklı kültürlere ve yaşam tarzlarına hitap eden seçkin ürünlerimizi, İngiltere’deki kullanıcılarla buluşturmak. Bu operasyonun sürdürülebilirliği adına yerel bir depo ve satış operasyonlarını yönetecek bir merkez ofis yatırımı da planlıyoruz. Böylece lojistik süreçleri hızlandırarak, müşteri deneyimini maksimum seviyeye çıkarmayı hedefliyoruz.
Amerika pazarında ise halihazırda var olan çevrimiçi varlığımızı fiziksel mağazalarla destekleyerek daha geniş bir ticari yapı kurmak istiyoruz. Porland olarak fiziksel temasın ve deneyimsel alışverişin gücüne inanıyoruz. Bu nedenle, ABD’nin önde gelen perakende zincirleriyle görüşmelerimizi sürdürüyoruz. İngiltere ile eş zamanlı olarak, Amerika’da mağazalaşmak ve bu yapılanmayı ülke geneline yaymak önceliğimiz. 2026 itibarıyla hem İngiltere hem de ABD'de kalıcı, güçlü ve doğrudan erişilebilir bir Porland varlığı oluşturmak temel hedeflerimizden biri.
6. Sürdürülebilirlik çalışmalarınız hangi aşamada?
Sürdürülebilirliği yalnızca bir hedef değil, iş yapış biçimimizin de temel taşı olarak görüyoruz. Doğal kaynakların korunması, atıkların geri kazanımı ve düşük karbon salımı gibi kritik başlıklarda somut adımlar atıyoruz. 2025 yılı itibarıyla 316 ton atığı geri dönüştürerek yaklaşık 1.100 ton CO₂ salımını önlemeyi başardık. Bu yalnızca çevresel etkimizi azaltmakla kalmıyor, aynı zamanda operasyonel verimliliğimize de önemli katkı sağlıyor.
Güneş enerji santralimizle 2024 yılında 4,5 milyon kWh enerji ürettik. Bu sayede karbon ayak izimizi azaltırken enerji maliyetlerimizi de düşürdük. Ayrıca fabrikalarımızda günde 350 m³ atık suyu geri kazanıyor; hatalı ya da kırık porselenleri öğüterek yılda 301 ton hammaddeyi üretime geri kazandırıyoruz. Bu sayede toplamda 1.586 ton CO₂ emisyonunu engelledik.
Yalnızca üretim süreçlerinde değil, ürün tasarımlarımızda da sürdürülebilir yaklaşımı benimsiyoruz. Ar-Ge merkezimizde geliştirdiğimiz Re-Gen serimiz; geri dönüştürülmüş içeriklerle doğaya zarar vermeyen, yüksek performanslı ve estetik koleksiyonlar olarak dikkat çekiyor. Ürün reçetelerimizdeki geri dönüştürülmüş porselen oranını yüzde 25’e kadar çıkardık.
Bu anlayışla, yalnızca bugünü değil, gelecek nesillerin de yaşam hakkını gözetiyoruz. Çevresel sürdürülebilirlikte çıtayı her yıl daha yukarı taşıyarak, sektörümüzde hem örnek hem de öncü olmaya devam edeceğiz.
7. Vizyonunuzu nasıl ifade edersiniz?
Porland olarak, yalnızca ürün üretmiyor; değer üretiyoruz. Tasarımdan sürdürülebilirliğe, teknolojiden insan kaynağına kadar attığımız her adımda, uzun vadeli etki yaratmaya odaklanıyoruz. Türkiye merkezli bir marka olarak global arenada edindiğimiz konumun ardında, istikrarla büyüyen bir vizyon, güçlü bir ekip ruhu ve sürekli gelişimi esas alan bir kültür var.