ABD'nin Ankara Büyükelçisi Tom Barrack'ın yaptığı her açıklama, Washington'un Orta Doğlu için planladığı sistemi biraz daha belirginleştiriyor. Trump tarafından aynı zamanda ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi olarak da atanan Barrack'ın Anadolu Ajansı'na verdiği son demeçteki cümleleri özellikle kritik önemde.
Amerikalı Büyükelçi, Osmanlı dönemindeki "millet sistemini" övmüş açıklamalarında. AA, Büyükelçi'nin bu konudaki sözlerini aynen şöyle aktarmış haberinde: "Osmanlı İmparatorluğu’ndaki "millet sisteminin", yüzlerce yıl farklı grupların merkezi sistemde varlıklarını sürdürmelerine imkan verdiğini anımsatan Barrack, yeni nesil için yeni bir diyaloğa ihtiyaç olduğunu, bu diyaloğun savaş olmadığını vurguladı."
Osmanlı neden çöktü?
Barrack "millet sistemini" överken bir şeyi atlıyor: Osmanlı'nın çökmesine de aslında bizzat bu "millet sistemi" neden olmuştu. Büyükelçi, 19'uncu yüzyıldaki dağılmayı, Balkan devletlerinin bir bir Osmanlı'dan ayrılmasını, 20'nci yüzyılın başında Ermeni çetelerin Ruslar ile iş birliği içinde ayaklanmalarını, Osmanlı tebası Arapların İngilizler ile birlikte hareket etmesini görmezden geliyor.
Lübnan, Irak, Bosna; iflas eden devletler...
Aslında belki o kadar geriye gitmeye de gerek yok, günümüzde de örnekler var.
Irak'ta Amerikan işgali sonrasında etnik ve dini "kotalara" göre bir idari sistem kuruldu. Petrol zengini Irak'ın halkının fakirliğinin, ülkenin komşu ya da okyanus ötesindeki büyük devletlerin elinde "piyon" haline gelmesinin nedeni, liyakat yerine "kotalara" dayanan bu sistem.
Benzer bir durum Lübnan'da da yaşanıyor; Yine etnik ve dini kotalara göre kurulan idari sistemin işlemediği için Lübnan bizzat Batılı ülkeler tarafından "çökmüş devlet" olarak niteleniyor.
Keza Bosna-Hersek'te de durum farklı değil. Bosna'da kurulan "millet sistemi" temelli idari yapı ülkeyi iflasın eşiğine getirdi. Sırplar Bosna-Hersek'ten ayrılmak üzere. Zaman zaman çıkan küçük etnik ya da dini çatışmalar, her an yeniden büyük bir savaşa dönüşebilir.
“Batı müdahalesi olmasın" deyip, müdahaleye kalkışmak...
Yine AA'nın aktarımına göre, Amerikan Büyükelçisi Orta Doğlu'ya Batı müdahaleleri konusunda da ciddi eleştiriler getirmiş.
Orta Doğlu'nun içinde bulunduğu kargaşaya bir çözüm arayışının sürdüğünü söyleyen Barrack, "Yüzyıllardır süregelen bir karmaşa var ve bu karmaşa büyük ölçüde Batı tarafından yaratıldı. Batı'nın sürekli müdahale etme çabaları yüzünden" diye konuşmuş.
Batı müdahalelerinin Orta Doğlu'yu yaşanmaz hale getirdiği konusunda ABD Büyükelçisi çok haklı. Ancak unuttuğu, ya da görmezden geldiği unsur, Türkiye Cumhuriyeti'nin Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları tarafından bizzat "Batı müdahalelerine" karşı yürütülen bir Kurtuluş Savaşı ile kurulduğu.
Atatürk'ün kurduğu cumhuriyetin "millet sistemine" değil de, "ulus devlete" dayanmasının asıl nedeni de yine Batılı güçlerin Osmanlı İmparatorluğu'nda yaptıkları gibi azınlıkları/küçük grupları devleti bölmek için kullanmalarını engellemekti. Laiklik de bunun için devlet idari sisteminin temel taşı haline getirildi.
Sayın Barack'a tavsiyem en kısa zamanda Atatürk'ün Büyük Nutuk'unu okuması. Belki böylece Orta Doğlu için asıl neyin iyi olduğunu anlayabilir...