Dünkü yazıyı, “İktidar tarafında aday net: Recep Tayyip Erdoğan. Ancak orada adayın kim olacağı değil bir başka tartışma var.
O da bir dahaki yazıya…” diye bitirmiştim.
Kaldığımız yerden devam edeyim. Şöyle ki; anlaşıldığı kadarıyla Erdoğan’ın kafasında Cumhurbaşkanlığı sisteminde tadilat yapma düşüncesi var. Yine anlaşıldığı kadarıyla MHP lideri Bahçeli’yi de buna ikna etmiş gözüküyor. “Terörsüz Türkiye Komisyonu” çalışmaları sırasında Anayasa değişikliklerini gerçekleştirecek zeminin oluşması halinde bu konu gündeme gelecek gibi görünüyor. Bu durumda misal; Cumhurbaşkanı parti genel başkanı olamayacak. Partisiz cumhurbaşkanı kavramını muhalefetin de destekleyeceği aşikar. Muhalefet ve genel olarak siyasi çevreler hep Erdoğan’ın tekrar aday olabilmesi ve seçilme için gerekli oy oranlarını tartışma masasına yatırıyor ama (yine) anlaşıldığı kadar Erdoğan, AK Parti Genel Başkanlığı’nı devretmeye hazır. Bu nedenle parti içi kontrollü ve çok taraflı gerilimlerin önünü açıyor. Bu anlamda dile getirilen potansiyel genel başkan adaylarının hiçbirini de dikkate almamak gerekir. O makamın yeni sahibi aileden çıkar. Ve AK Parti teşkilatları yavaş yavaş buna hazırlanıyor. Çünkü Erdoğan’ın parti içindeki mutlak gücü bunu yapmasına olanak veriyor.
Buradan tekrar muhalefet adaylarına dönersek…
Dün, Sözcü TV’de Özlem Gürses’in konuğu İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu idi.
Gürses, Dervişoğlu’na doğrudan, “Adayınız Mansur Yavaş mı?” diye sordu.
Dervişoğlu da her şeyden önce ortada bir seçim kararı bulunmadığını hatırlatarak, aday isimlerinin şimdiden tartışılmasının o isimleri yıpratmaktan başka bir işe yaramayacağını hatırlattı. Ardından da cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminin değiştirilmesi gerektiğini vurgulayıp, muhalefetin ortak bir aday etrafında birleşmesi gerektiğinin altını çizdi.
İYİ Parti ve Mansur Yavaş’ın söylemleri örtüşüyor
Konuya siyasi kamplaşmalar açısından bakıp biraz irdelemekte fayda var.
Halihazırdaki ana tartışma ekseni parlamenter sisteme dönmek ve yeni açılım sürecine karşı nasıl tavır alınacağı noktalarında oluşmuş durumda. Bu açıdan bakarsak, İYİ Parti ve Mansur Yavaş’ın söylemleri tamamen örtüşüyor. Parlamenter sisteme dönüş noktasında partinin de muhtemel adayın da tavırları gayet açık ve süreklilik arz ediyor. “Terörsüz Türkiye” sürecinde de Yavaş’ın tavrı ve İYİ Parti’nin tutumu gayet net ve yine burada da bir örtüşme var. Dikkat edin lütfen, “taraflar anlaştı” demiyorum. “Yavaş ve İYİ Parti yola birlikte devam etme konusunda mutabık kaldılar” demiyorum. Sadece söylemlerin paralelliğinden bahsediyorum ve bir kısım seçmende oluşan süreç karşıtlığının kaçınılmaz olarak kendisine bir parti ve aday arayacağını hatırlatıyorum…
Hele hele Meclis Komisyonu sıradan vatandaşın sürece itirazlarını görmezden gelerek çalışmalarına devam edecekse, bu arayış kaçınılmaz ve sanıldığından kuvvetli olur. Altını çiziyorum…