İSO'nun 2024 yılı 'İkinci 500 Büyük' araştırması KOBİ'lerin reel olarak zararına çalıştığını gözler önüne serdi. Bu yıl KOBİ'ler üzerindeki baskılar daha da arttı. Aklımızı başımıza alıp bu sarmaldan çıkmanın zamanıdır.
İSO'nun Türkiye'nin İkinci 500 Büyük Sanayi Kuruluşu Araştırması, KOBİ'lerin üretimden satışlarının üç yıldır üst üste reel olarak gerilediğini gösteriyor.
Gerçi, KOBİ diyoruz ama enflasyon marifetiyle, İkinci 500 şirketleri çoktan bu statülerini kaybetti. KOBİ tanımının da acilen güncellenmesi lazım. Sırf bu tanımlama yüzünden İkinci 500 şirketlerinin çoğu KOBİ'lere tanınan desteklerden yararlanamıyor.
Neyse, detayları içeride okuyacaksınız. İşin özü, önde gelen KOBİ'lerimizin önemli bilanço kalemlerinde 2008 krizinden sonraki en kötü tabloyla karşı karşıyayız. İkinci 500 şirketleri arasında geçen yıl zarar edenlerin sayısı tam yüzde 121 arttı.
Bu tablonun 2025'te kötüleştiğini tahmin etmek zor değil. KOBİ'lerin 2024'te karşı karşıya kaldığı iç ve dış ekonomik gelişmelerin yarattığı baskıyı bu yıl ikiyle hatta üçle çarpın. Finansmana erişim koşulları bu yıl daha da ağırlaştığı gibi, siyasetteki gelişmeler de riskleri artırdı.
Türkiye'nin satınalma yöneticilerinin eğilimlerini ölçen İSO Türkiye İmalat PMI, 2024 Nisan verisinden bu yana kesintisiz bozulma eğilimi gösteriyor. Son olarak, haziran ayında 46,7 ile pandemi dönemindeki verilere yaklaştı. Bu koşullarda yüksek faiz döneminin uzaması, KOBİ'ler üzerindeki baskının daha da ağırlaşmasına yol açıyor. Acı reçetenin ekonomik ve sosyal sonuçları her kesimde sıkıntıları iyice artırırken gözaltı ve tutuklamalarla faiz indirim döngüsünü tehlikeye atmak hiç de 'rasyonel' görünmüyor. Artık bu sarmaldan çıkmak için şu sıra tutunacak tek dal, 'anlamlı' faiz indiriminin beklendiği Merkez Bankası kaldı!