Colani'nin İsrail Başbakanı Netanyahu ile masaya oturacağı, İsrail işgali altındaki Golan Tepeleri’ni İsrail'e bırakacağı diplomatik kulislerde konuşulmaya başlandı.
Suriye'de HTŞ Lideri Colani'nin Esad rejimini yıkıp Şam'ı ele geçirmesi, önce adını sonra da kıyafetini değiştirerek Suriye'nin kontrolünü üzerine alması geçen yılın sonunda, sadece günler içinde gerçekleşmişti.
Kolay mı on yıllardır ülkeye kök salmış ceberrut bir rejimi yıkmak? Tüm dünya, özellikle de Batılı ülkeler adını Ahmet El Şara yapan Colani'yi tebrik yarışına girdi.
Ancak bu "zafere" ilişkin okyanus ötesinden itiraflar gelmeye başlayınca, Colani/Ahmet El Şara'nın aslında bir "Amerikan projesi" olup olmadığına ilişkin soru işaretleri de ortaya çıktı.
ABD'nin eski Şam Büyükelçisi'nin itirafları
ABD'nin 2011-14 arasında Şam Büyükelçiliği görevinde bulunmuş olan Robert Ford'un geçen ay Baltimore Dış İlişkiler Konseyi'nde yaptığı konuşma, itirafların en açık olanı. Ford, Colani'nin "eğitilip, rehabilite edilmesinin" ABD'nin İdlib'e gönderdiği bir ekip tarafından gerçekleştirildiğini açıkladı. Ford'a göre, ABD yönetimi "eğitim" işini resmi bir kurum yerine, İngiltere merkezli bir sivil toplum kuruluşuna verdi. Ancak bizzat Ford'un kendisi de bu İngiliz kuruluş çatısı altında Colani'yle İdlib'de görüşüp, HTŞ terör örgütü liderinden Suriye Geçici Devlet Başkanlığı'na geçişinde katkıda bulundu.
Bitmedi;
Bu konuda bir itiraf da ABD Başkanı Trump'ın bu görevdeki birinci döneminde Suriye özel temsilcisi olarak görev yapan Büyükelçi James Jeffrey'den geldi. Jeffrey Independent Arabia'ya yaptığı açıklamada, Trump'ın ilk başkanlık döneminde, Eylül 2018’de, Esad, İran ve Rusya’ya "İdlib’e saldırmamaları" konusunda net bir mesaj göndererek, Colani ve ekibini güvence altına aldığını söyledi.
Nitekim Colani/El Şara'nın Başkan Trump'ın kendisine koyduğu şartlara harfiyen uyması, şiddet içeren İslamcı geçmişine rağmen Suriye'nin neredeyse dörtte birini işgal eden İsrail'e tepki göstermemesi de bundan olmalı.
Bugünlerde ise Colani'nin işi bir adım daha ileri götürerek, İsrail Başbakanı Netanyahu ile masaya oturacağı, Suriye'nin İsrail'le ilişkilerini normalleştireceğini, bunu yaparken de Suriye toprağı olan ancak İsrail işgali altındaki Golan Tepelerini İsrail'e bırakacağı diplomatik kulislerde konuşulmaya başlandı.
Trump'la iyi geçinen koltuğu kapıyor/ koruyor
Yeni Orta Doğu'nun özeti şu; ABD Başkanı Trump'la iyi geçinen siyasetçiler ya ülkelerindeki yönetim koltuklarını -tıpkı Colani gibi- kapıyor, ya da halklarının tepkilerine rağmen -Netanyahu gibi- korumayı başarıyorlar. Arap ülkelerindeki saltanatlar da sırtlarını alenen Trump'ın ABD'sine dayamış durumdalar.
Türkiye’de ise CHP'li seçilmiş belediye başkanlarının gözaltına alınması furyasının da Orta Doğu'daki bu rüzgardan azade olduğunu düşünmek pek mümkün değil elbette.
Sahi Trump yönetimi, Türkiye'nin en büyük kentlerinin seçilmiş yöneticilerine yapılan operasyonlar hakkında tek söz etti mi?
----
Yedi düvelin karmaşasını izlemek, bunun Türkiye'ye olası etkilerini çözümlemeye çalışmak oldukça yorucu. Daha dingin kafayla analiz yapabilmek için kısa bir ara; 17 Temmuz'da yine Nasıl Bir Ekonomi sayfalarında görüşmek üzere.