Sipay CEO’su Semih Muşabak, “Sipay’in unicorn seviyesine yaklaşan bir değerlemeyle 78 milyon dolarlık yatırım alması, bizim için sadece bir finansman değil, aynı zamanda globalleşme yolculuğumuzda stratejik bir sıçrama anlamına geliyor. Uzun vadeli hedefimiz yurt dışında halka açılan ilk finansal kuruluş olmak” diyor.
Sipay, Deloitte EMEA Teknoloji Fast 500 listesinde ilk 200’e giren tek Türk fintech şirketi oldu. Sipay’in unicorn seviyesine yaklaşan bir değerlemeyle 78 milyon dolarlık yatırım alması, yalnızca şirketin değil, Türkiye’deki fintek sektörünün de geldiği noktayı gösterir nitelikte. Sipay CEO’su Semih Muşabak, “Bu başarı, vizyoner bakış açımızın, teknolojik yetkinliğimizin ve sürdürülebilir büyümemizin tescili ve küresel sahnede söz sahibi olabileceğimizin güçlü bir kanıtı niteliğinde. Ayrıca Türk fintek sektörünün global ölçekte ses getirebileceğinin de en güçlü göstergelerinden biri” diyor. Muşabak’ın sektörün geleceğine yönelik görüşleri şöyle:
Finansal çözümler ulaşılabilir olmalı
“Finansal çözümlerin herkes için ulaşılabilir olması gerektiğine inanıyor, ürün ve hizmetlerimizi bu anlayışla şekillendiriyoruz. Üç ana dikeyde ilerliyoruz: Sipay Ticari, Bireysel ve As A Service. POS sistemlerinden dijital cüzdanlara, altyapı servislerinden açık bankacılığa kadar geniş bir çözüm setimiz var. Tüm ürünlerimizi en güncel teknolojiyle geliştiriyor, kullanıcıların farklı sistemlere ihtiyaç duymadan işlemlerini tek noktadan yapabilmesini mümkün kılıyoruz. Bu yaklaşımımız da Sipay’i finansal bir pazar yeri haline getiriyor.”
2024 önemli bir büyüme yılı oldu
“Sipay için 2024 yılı hızlı ölçeklendiğimiz ve önemli bir büyüme katettiğimiz bir yıl oldu. Ciroda yaklaşık 5 katlık artış sağladığımız bu dönemde, üye işyeri sayımızı 4 kata yakın artırarak ağımızı genişlettik. Üye işyeri hacmimiz 3,8 kat, işlem adedimiz ise 3 kat arttı. Walletgate Cüzdan sayımız bu dönemde 2,2 kat büyürken; Sipay Kart ile yapılan işlem adedi 3,4 kat, kart hacmi ise 4,3 kat yükseldi. Sipay as a Service tarafında da dikkat çekici bir ivme yakaladık: Kart adedinde 2 kat, işlem adedinde 3,1 kat, kart hacminde ise 3,2 kat artış yaşandı. Bu büyümeyi mümkün kılan ise deneyimli ekibimiz, inovatif teknolojimiz ve birlikte yol aldığımız güçlü iş ortaklarımız diyebilirim.”
Rekabet dışlayıcı değil, birlikte gelişmenin önünü açan bir alan
“Bilindiği üzere fintek sektörü teknoloji odaklı dönüşümün merkezinde bir yapı. Biz Sipay olarak bu dönüşümün tam ortasında, zamanlaması güçlü bir şekilde yerimizi aldık. Bu bize büyük bir esneklik ve hız kazandırdı. Yaşadığımız çağın tüm gereksinimlerine en uygun ve yenilikçi teknolojileri doğrudan hayata geçirme imkânı bulduk. Çalıştığımız her bir ekip arkadaşımızın deneyimi, tecrübesi ve katkısı sadece işi büyütmedi; kültürümüzü de şekillendirdi. 6 kişiyle başlayan ekibimiz bugün 200’ü aşan bir topluluğa dönüştü. Ve biz rekabeti dışlayıcı değil, birlikte gelişmenin önünü açan bir alan olarak gördük/görüyoruz. Doğru iş birlikleri de başarımızı hızlandıran bir çarpan etkisi yarattı.”
78 milyon dolarlık bir yatırım
“Sipay’in unicorn seviyesine yaklaşan bir değerlemeyle 78 milyon dolarlık yatırım alması, bizim için sadece bir finansman değil, aynı zamanda globalleşme yolculuğumuzda stratejik bir sıçrama anlamına geliyor. 2025’in ikinci çeyreğinde ve sonrasında gündemimizde dört temel başlık var. Bunlar; yapay zekâ tabanlı kişiselleştirme, uluslararası genişleme, operasyonel mükemmeliyet ve altyapı yatırımları ve tek noktadan tüm finansal çözümlere erişim. Bu kapsamda ana pazarımız Türkiye’de yeni ürün ve teknoloji yatırımlarımız olacak. Bununla birlikte Türkiye’deki başarımızı yurt dışına taşıyacağız. İlk hedefimiz MENA bölgesi. Bu bölgede lisanslama, ekip kurma gibi yatırımlarımız olacak. 2025 yılında Avrupa’da da olacağız. Buna ek olarak finansal kurumlar ve stratejik ortaklarla global erişimimizi genişleteceğiz. Ayrıca, AI destekli CRM sistemleri, davranışsal öngörü gibi alanlarda teknolojik altyapımızı güçlendiriyoruz. Bireylerin ve kurumların tüm finansal işlemlerini tek noktadan kolay, hızlı ve güvenilir bir şekilde yönetebilmelerinin de önünü açıyoruz. Uzun vadeli hedefimiz ise yurt dışında halka açılan ilk finansal kuruluş olmak.”
Finansal özgürlük daha da artacak
“2025 ve sonrasında ödeme sistemleri teknolojileri, yapay zekâ ve makine öğreniminin etkisiyle daha akıllı ve öngörülü hale gelecek. Yapay zekâ; kredi skorlama ve risk analizi gibi kritik süreçleri dönüştürerek finansal kapsayıcılığı güçlendirecek. Müşteri verilerinin analiziyle sunulan kişiselleştirilmiş öneriler, deneyimi bireye özel kılacak. Dolandırıcılıkla mücadelede anlık analiz yetenekleri çok daha gelişmiş olacak. Rutin işlerin otomasyonu sayesinde şirketler daha stratejik alanlara kaynak ayırabilecek. Bu dönüşümle birlikte fintek’ler, yalnızca hizmet sağlayıcı değil, kullanıcıyla birlikte gelişen platformlara dönüşecek. Özetle; 2025 ve ilerleyen yıllar kullanıcının katma değerli hizmetlere ulaşabileceği ve finansal özgürlüğün daha da artacağı yıllar olacak. Teknolojinin gerisinde kalmadan teknolojiye ayak uyduran firmalar gelecekte ayakta kalacak.”
Global pazarlara açılmadaki deneyim eksikliği fi ntek girişimlerinin önünde ciddi bir engel
"Fintek sektörünün gelişimi açısından Türkiye'nin genç ve dinamik nüfusu, güçlü teknoloji yeteneği ve hızla büyüyen dijital ekonomisi önemli avantajlar ortaya koyuyor. Devlet destekleri, yatırım fonları ve hızlandırma programları da girişimciler için önemli fırsatlar yaratıyor. Bununla beraber sektörün büyümesini sürdürülebilir kılmak için bazı yapısal zorlukların aşılması gerekiyor. Özellikle global pazarlara açılma konusundaki deneyim eksikliği, fintek girişimlerinin önünde ciddi bir engel oluşturuyor. Küresel ölçekte rekabet edebilmek için daha güçlü network'lere ve uluslararası iş birliklerine ihtiyaç var. Ayrıca mevzuat belirsizlikleri ve yatırımcı profilindeki çeşitliliğin sınırlı olması da sektörün ölçeklenme potansiyelini kısmen baskılıyor."
Girişimin başarılı olmasının olmazsa olmazları...
"Fintek ya da başka bir sektör... Bir girişimin başarısının olmazsa olmazları; doğru zamanda doğru iş fikri, güçlü bir iş planı, azim, deneyimli ve güçlü bir ekip. İşe başlamadan önce gerçekçi hedefler belirlemek için sektörü araştırmak, rakipleri analiz etmek ve kapsamlı bir iş planı hazırlamak gerekiyor. Bu hazırlık süreci, yolculuğun ilerleyen aşamalarında karşılaşılacak durumlara daha donanımlı yaklaşabilmeyi sağlıyor. Zira, yolculuk esnasında irili ufaklı zorluklarla karşılaşmak işin doğasında var. Bu noktada, motivasyonu kaybetmemek ve hatalardan ders çıkarmak kritik bir önem taşıyor. Güçlü bir ekip ise başarıyı getirecek en önemli unsur olarak öne çıkıyor. Deneyimli ve istekli bir kadro kurmak işinizi sağlam temellere oturtacaktır. Bununla birlikte bir soruna çözüm bulmaya çalışırken mevcut verileri kullanmak; geniş bir network'e sahip olup yeni fikirlere açık olmak da son derece önemli.