Gözetim, aslında bir ithal lisansı uygulaması değil ithalatın izlenmesidir. Ancak ülkemizde ithalat için belge ibrazı şartı olduğundan, lisans niteliğine bürünmüştür.
Ülkelerin en sıkı takip ettikleri konulardan birisi de dış ticaret dengesidir. Dış ticaret fazlası verilmesinin ülkeye zararı yoktur ama dış ticaret açığıyla mücadele etmek, dış ticaretin sürekliliğini sağlamak için zorunludur. Bu nedenle, bizim gibi sürekli dış ticaret açığı veren ülkeler, ihracatı artırıp ithalatı kısarak dış ticaret açığını düşürmeye çalışırlar. Her ülkenin bu dürtüyle hareket etmesi durumunda ise uluslararası ticaretin işlemesi imkansızlaşır. Bu nedenle uluslararası ticaretin kuralları başta Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) olmak üzere uluslararası kuruluşlar tarafından ortak kararlarla, diğer bir deyişle uluslararası sözleşmelerle düzenlenmektedir.
Uluslararası liberal ticaretin önündeki en önemli engel, tarife engeli dediğimiz gümrük vergileridir. Çünkü gümrük vergileri ithal eşyasının maliyetini artırarak, ithal ürünü daha da pahalı hale getirir. Gümrük vergileri denince aklınıza gümrük vergisi oranları gelir. Bu doğrudur ancak, vergi oranlarının yanında verginin matrahı da tahsil edilen vergi miktarını etkileyen önemli bir unsurdur.
Gümrük vergisi oranları DTÖ nezdinde sıkı kontrol altında tutulmaktadır. Zaman zaman ülkeler vergi oranlarında artışa gidemedikleri için ithalatı azaltmak amacıyla gümrük vergisi matrahını etkileyecek argümanları kullanmaktadır. İşte bu argümanlardan birisi olan ve vergi oranını değil de vergi matrahını artırarak ithalatı azaltan gözetim uygulamasını masaya yatırdık.
Gümrük Kıymeti
Gümrük vergisinin hesaplanmasında esas alınacak kıymet, “eşyanın gümrük kıymeti” olarak bilinir. Eşyanın vergiye esas olan kıymeti, yani eşyanın gümrük kıymeti; CIF kıymettir. CIF kıymet ise eşyanın satış bedelinin, eşyanın Türkiye gümrük bölgesine kadar yapılan taşımaya ilişkin navlun ücretinin (taşıma bedeli) ve eşyanın Türkiye gümrük bölgesine taşınması esnasında oluşan risklere karşılık ödenen sigorta ücretinin toplamından oluşur.
Eşyanın gümrük vergisine esas gümrük kıymetinin nasıl tespit edileceği, Gümrük Tarifeleri ve Ticaret Genel Anlaşması’nın ((GATT) ) VII. Maddesi ve Gümrük Kanunu ile düzenlenmiştir.
GATT’ın VII. Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Anlaşmanın önsözünde anlaşmanın temel amacı ve gerekçesi olarak şu şekilde sıralanmıştır:
- GATT’ın amaçlarını geliştirmek ve gelişme yolundaki ülkelerin uluslararası ticaretten ek yararlar elde etmelerini sağlamak,
- GATT’ın kıymete ilişkin VII. maddesine kesinlik kazandırmak ve bu konuda uygulama birliği temin etmek,
- Keyfi ve fiktif gümrük kıymetlerinin kullanılmasını önlemek,
- Eşyanın gümrük kıymetini, mümkün olduğu ölçüde satış bedeline dayandırmak,
- Gümrük kıymetini ticari uygulamalara uyumlu basit ve adil kıstaslara bağlamak,
- Kıymeti belirleyici işlemleri, karşı damping uygulamalarına dönüştürmemek.
- Yine Gümrük Kanunu’nu uyarınca; gümrük kıymetinin belirlenmesinde, asgari gümrük kıymetleri, keyfi veya fiktif kıymetler esas alınmaz.
Sonda söyleyeceğimizi başta söyleyelim: Gözetim uygulaması bu hukuki metinlere ters düşmektedir.
Gözetim uygulaması nedir?
Gözetim uygulaması, ithal edilen eşyanın ülke ekonomisine ve yerli üreticiye olumsuz bir etkisinin bulunup bulunmadığının tespiti amacıyla yapılan inceleme sonucunda, inceleme konusu eşyanın ithalat etkilerinin izlenmesi amacıyla da bu eşyanın ancak gözetim belgesi ile ithalatına izin verilmesidir. Bununla birlikte, gözetime tabi eşya, belirlenen kıymetin üstünde beyan edilmesi halinde gözetime tabi tutulmamaktadır. Yani eşya, belirlenen kıymetin altında beyan edilmesi halinde gözetim belgesine tabi tutulmakta, bu kıymetin üzerinde beyan edilmesi halinde ise gözetim belgesi aranmamaktadır.
Gözetim, aslında bir ithal lisansı uygulaması değil ithalatın izlenmesidir. Ancak ülkemizde ithalat için belge ibrazı şartı olduğundan, lisans niteliğine bürünmüştür.
Yine gözetim, belirli ülke menşeli eşyaya uygulanabildiği gibi, ülke ayrımı yapılmaksızın da uygulanmaktadır. Türkiye’de gözetim uygulamasında ülke ayrımı yapılmadığı görülmektedir.
Eşyanın gözetim belgesine tabi olması, Gümrük Kanunu’nun “Eşyanın Gümrük Kıymeti”ne ilişkin hükümlerinin uygulanmasını engellememektedir.
Gözetime tabi eşyanın serbest dolaşıma sokulabilmesi için, gümrük beyannamesinin tescili aşamasında gözetim belgesi aranmaktadır. Ancak, gözetime tabi eşyanın ithali esnasında, beyan edilen kıymetin gözetim belgesi aranacak kıymet seviyesinde veya daha üstünde olması halinde gözetim belgesi aranmadan ithalat işlemleri tamamlanmaktadır. Eşyanın fatura kıymeti, gözetim kıymetinin altında olduğu durumda Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün 2019/1 sayılı Genelgesi uyarınca aradaki fark yurt dışı giderler olarak gümrük vergisi matrahına katılmak suretiyle eşyanın kıymeti yükseltilerek gözetim belgesi aranmayacak düzeye çıkarılmakta ve bu yöntemle ithalat işlemi gerçekleştirilmekteydi.
Bu uygulamaya karşılık ithalatçılar, önce eşyanın kıymetini gözetim kıymeti düzeyine çıkararak ithalatı gerçekleştirmiş, sonrasında fazladan ödenen vergilerin geri verilmesi talebinde bulunmuş, taleplerin reddedilmesi üzerine de dava yoluyla vergiler geri almaya başlanmıştır. Açılan davaların yükümlü tarafından kazanılmasının önlenmesi amacıyla; 18.7.2021 tarihli, 7333 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile ticaret politikası önlemlerine tabi eşyanın gümrük kıymetinin yükümlünün kendi beyanı ile artırılması sonucunda, ödenmiş veya tahakkuk ettirilmişse, bu vergilerin geri verilmesine veya kaldırılmasına ilişkin talepler kabul edilmeyeceği düzenlenmiştir.
Diğer taraftan, dava kazanılmış olsa bile, gözetim kıymetinin altında bir kıymet üzerinden yapılan ithalatta gözetim belgesi ibrazı gerektiğinden ve bu belge olmadan ithalat yapıldığından bu kez Gümrük Kanunu gereğince ağır cezayla karşı karşıya gelinmiştir.
Sonrasında ise Danıştay tarafından Gümrükler Genel Müdürlüğü’nün 2019/1 sayılı Genelgesi iptal edilmiş, ceza uygulaması da ortadan kalkmıştır. Bu kez de gözetim kıymeti altında olan kıymetlerin gözetim kıymetine yükseltilmeden ithalata izin verilmemesi ancak düşük kıymetle yapılan ithalatın sonradan tespitinde aynı yöntemin uygulanamaması zorunu çıkmıştır.
2025 yılı itibarıyla 150’nin tebliğle üzerinde 3.300’e yakın GTİP’te gözetim uygulaması bulunmaktadır. Bu rakamlar sürekli değişmektedir. Ancak değişmeyen bir şey var ki, gözetim savaşlarının devam edeceğidir.
Kamu, yerli üreticiyi korumak için elinde olan sınırlı argümanları uluslararası hukuka aykırı olsa da sonuna kadar kullanmakta, ithalatçı uluslararası hukuktan ve Gümrük Kanunundan kaynaklanan ve kendisinden haksız alındığını düşündüğü vergiyi ödememekte ısrarcıdır.
Bu pilav çok su götürür diyorduk ama 13 Kasım 2025 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanan Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu’nun Esas No: 2025/15, Karar No: 2025/16 nolu kararıyla konu kapandı.
Kararın değerlendirmesi sonraki yazımızda...