Politika faizinin bu ay %40'a inmesi bekleniyordu. 19 Mart'tan sonraki olağanüstü döviz talebi, Merkez Bankası'nı faiz artışına mecbur bıraktı. Likiditeyi baskı altına aldı. Nakit akışı daraldı, kredi almak zorlaştı. Reel sektör bunaldı!
GEÇEN hafta manşete taşıdığımız Yener Karadeniz imzalı haberde, iş dünyası temsilcileri 'Bu faizlerle üretim yapmak mümkün değil' diyordu. Bu süreçte 81 ilin tüm oda başkanlarının dinleyen TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu; "En büyük sorun finansmana erişim" diye açıkladı. Dün, Ankara Haber Müdürümüz Hüseyin Gökçe'nin bildirdiğine göre, ASO Başkanı Seyit Ardıç; "Bu faizlerle bırak yatırımı üretim bile yapamıyoruz" diyor.
'Merkez Bankası faizi' yeniden 49'a çıktı. ATO Başkanı Gürsel Baran bir süredir; "Politika faizindeki indirimleri aynı oranda ticari kredi faizlerine yansıtmayan" bankaların 'bu kez de faiz artırımını yansıtmamalarını' istiyor. Durum ise tam tersi gelişiyor. Kredibilitesi en yüksek firmalara önerilen faiz yüzde 52-53. Ortalama 55. Besfin CEO'su finansal danışman Ferda Besli, kredilerin şirketlere maliyetini hesapladı; yüzde 73,7. İlan edilen faizle ödenen faiz arasında yaklaşık 20 puan fark var! Biz de bu çarpıcı analizi dün manşete taşıdık. Dünkü manşetimize teşekkür eden bir reel sektör temsilcisi, konunun bir başka boyutuna da dikkat çekti:
"Firmalarımızın finansal matematiği zayıf. Tabela faizini ödeyeceğini düşünüyor. Oysa, BSMV'siydi, masrafıydı, komisyonuydu, iki gün mevduatta kalsın ricasıydı derken, maliyet çok yükseliyor. Siz doğru hesap yapmışsınız. Hatta, çoğu firmamızdan yüzde 57-58 faiz istendiğini ve çoğunun faiz ödemesini her ay yaptığını hesaba katarsanız, kredinin maliyeti yüzde 80'e vuruyor. 10 milyon lira kredi aldıysak, şirketimizin kasasından 18 milyon lira çıkacak!"
Arkasından da ekledi; "Ha, sahi KGF kredisi çıkacaktı. Sadece hammadde alımına müsaade edilecekti. Ne oldu o iş?"