Yılsonun yaklaşıyoruz. Hemen herkes kasım enflasyonuna kilitlendi. Zira Aralık boyunca sürecek olan asgari ücret belirleme sürecinde fazlaca zikredilecek. İşin tuhafı, asgari ücret tespit komisyonu kasım enflasyonunu bekleyedursun Merkez Bankası da asgari ücreti izleyecek. Bir kısır döngü ki sormayın.
Haziran’da böyle olmuştu. Her şeyin fiyatı çift haneli artarken TÜİK tutup tek haneli aylık enflasyon açıklamış ve bu sayede ücret artışlarını baskılayarak emekçilerin cebinden milyarlarca lira sızdırmıştı. O dönemde işçi sendikaları çıt çıkarmamış, TÜİK’i mahkemeye emekli bir Yargıtay üyesi verebilmişti.
3 ARALIK GÜNÜ DANANIN KUYRUĞU KOPACAK
Bu defa da TÜİK, pek çok yasal sürecin, enflasyon farklarının, ücret artışlarının, daha birçok zammın müsebbibi olarak yine endeksten mal kaçıracak, hijyen oranlar açıklayacak. Zaten sepeti kapalı, içindekileri meçhul endeksi yetmezmiş gibi hangi marketlerden fiyat derlediğini dahi bilemiyoruz.
Hal böyle olunca Kasım ayı enflasyonu ilan edileceği 3 Aralık günü bayağı gürültü kopacağa benzer. Çünkü TÜİK, bildiğini okuyacak. FED; ‘biz veriye bakarız” derken bizim Merkez de geriye veya saraya bakacağından TÜİK’in terbiye edilmiş rakamları, çok fazla can yakacak, ücretlileri, emeklileri üzecek.
İKİ SORU İKİ CEVAP / Stratejiye dair…
Verileri nereden topluyor?
2024’te TÜFE’de 81 ilin tamamı ve 227 ilçe kapsamında, 28 bin 852 iş yeri ve 5 bin 246 konuttan (kira) 406 madde, 913 çeşit için her ay yaklaşık 608 bin 594 fiyat derliyor. Yapılan şudur; endeks güncellemesinde haylaz (fiyatı artıp duran) ürünler sepetleniyor, uslularına dokunulmuyor. Kaldı ki TÜİK’in veri topladığı yerlerde hangi marketleri kullandığı, o veri derlendiğinde “özel indirimler” yapılıp yapılmadığı endişeleri var. Konutu nasıl bu kadar hafiflettiği de çok tuhaf.
TÜİK’i neden ciddiye almalıyız?
Çünkü devletin resmi veri üreticisi… Karar vericilerin yanı sıra kira, ücret, zam, deflatör gibi yığınca alanlarda yasal belirleyici durumunda… Ölçemezsen bilemezsin, bilemezsen yönetemezsin. Bizler sağlıklı, taze ve bulandırılmamış veriye ihtiyaç duyarız. Bu açıdan TÜİK’in bağımsızlığı ve güvenirliği son derece önemlidir. Acaba TÜİK de rasyonele dönebilir mi? Zira buna çok ihtiyaç var. Yanlı ve yanlış veriler yüzünden piyasa; Merkez’e de ekonomi yönetimine de güvenmiyor.
NOT
KAMUFLASYON VARKEN HİSFLASYON DAHA GÜVENLİ
Skimpflasyon, shrinkflasyon, greedflasyon derken şimdi de kamuflasyon ve hisflasyon gündemde… Son zamanlarda enflasyona isim takma modasına biz de uyalım dedik. TÜİK’in rakamını ben kamuflasyon diye adlandırdım. Bu; zamları kamufle ettiğini ve kamunun zamlarını ifade ediyor.
Hisflasyona gelince… O da TÜİK’in uydurduğu “hissedilen enflasyon” ibaresinin kavramlaştırılması… Hissedilen enflasyon yani… Onu da 2 türlü yazabiliriz. TÜİK’in zaten yaptığı gibi ilan ettiği rakamları siz en az 2 ile çarpın. Söz konusu gıda ise TÜİK’in söylediklerini 3 ile de çarpsanız abartmış sayılmazsınız.
Gittiğim her yerde 2 soru soruyorum; 1-anayasa talebin var mı? 2-enflasyon tahminin nedir? Birinci sorunun cevabı; “benim hayatta kalma talebim var sadece.” İkincisine cevap ise sektörüne, ürününe ve toplumsal konumuna göre değişiyor. Zira herkes cebinde kendi kişisel TÜİK’iyle dolaşıyor artık.
Özetle; tehlikeli yollardan geçiyoruz ve her an karşınıza TÜİK çıkabilir. Ona güvenerek yol alayım derseniz şunu asla unutmayın; TÜİK’in sizi götüreceği yer, hükümetin işe yaramaz OVP’si olacaktır.