Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi, CHP'nin 4-5 Kasım 2023'teki 38. Olağan Kurultayı ile 6 Nisan 2025'teki 21. Olağanüstü Kurultayı'nın iptaline ilişkin davayı 24 Ekim 2025 Cuma'ya erteledi.
Şimdi sıra, 21 Eylül 2025 Pazar günü yapılması planlanan CHP 22. Olağanüstü Kurultayı'nda.
24 Eylül 2025 Çarşamba günü de CHP İstanbul Olağanüstü İl Kongresi’nin yapılması bekleniyor.
Siz bakmayın her kafadan bir ses çıkmasına… Taraflardan birine yaranmak için güya tarafsız kimliklerini kullanarak karşı tarafı kıyasıya eleştiren profesörlere, hukukçulara, gazetecilere…
Olayın iki boyutu var aslında.
Birincisi işin hukuki tarafı. Asliye Hukuk Mahkemesi diyor ki, “bu konuyla ilgili asliye ceza mahkemesinde görülen bir ceza davası var, o bir neticeye varmadan ben karar açıklayamam.”
Neden böyle diyor?
Çünkü, “ceza mahkemesi kararının hukuk mahkemesini bağlayıcılığı ve bekletici mesele”de Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun verdiği 2017/92 Esas ve 2018/1362 sayılı kararı var.
Ayrıca, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) “Bekletici sorun” başlıklı 165. maddesinde;
“ 1) Bir davada hüküm verilebilmesi, başka bir davaya, idari makamın tespitine yahut dava konusuyla ilgili bir hukuki ilişkinin mevcut olup olmadığına kısmen veya tamamen bağlı ise mahkemece o davanın sonuçlanmasına veya idari makamın kararına kadar yargılama bekletilebilir.
2) Bir davanın incelenmesi ve sonuçlandırılması başka bir davanın veya idari makamın çözümüne bağlı ise mahkeme, ilgili tarafa görevli mahkemeye veya idari makama başvurması için uygun bir süre verir. Bu süre içinde görevli mahkemeye veya idari makama başvurulmadığı takdirde, ilgili taraf bu husustaki iddiasından vazgeçmiş sayılarak esas dava hakkında karar verilir.” düzenlemesi yer alıyor.
Peki, bu ceza davası neyi içeriyor?
Cumhuriyet Savcısı Ramazan Hançer’in 2025/23782 no’lu iddianamesinde şu ifadeler yer alıyor:
“- Müşteki şikâyeti, tanık anlatımları, ihbarlar, Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) Raporu, Sosyal Güvenlik Kurumu, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü, Yüksek Seçim Kurulu, Çankaya 4. İlçe Seçim Kurulu, İstanbul Ticaret Odası ve diğer kurum yazışmaları,
CD/DVD inceleme tutanakları, Ankara İl Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü Fezlekesi ile tüm dosya kapsamına göre;
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı olan ve Cumhuriyet Halk Partisi 38. Olağan Kurultayı Divan Başkanı olarak görev yapan şüpheli Ekrem İmamoğlu'nun organizesinde yukarıda isimleri yazılı diğer şüphelilerin iştirak halinde hareket ederek, 04-05.11.2023 tarihinde Ankara Spor Salonu’nda yapılan Cumhuriyet Halk Partisi 38. Olağan Kurultayı’nda oy kullanan bir kısım kurultay delegelerine genel başkan adayı Özgür Özel lehine oy kullanmaları için;
a) Bir kısım delegeye para verdikleri, bir kısmına değişik il ve ilçelerde belediye başkanlığı ve belediye meclis üyeliği adaylığı teklif ve taahhüt ettikleri, bir kısım delege ve yakınlarını CHP'li belediyeler ile bu belediyelere bağlı şirket ve iştiraklerinde işe yerleştirdikleri, bir kısım delege ve yakınlarına çok sayıda market alışveriş kartları dağıttıkları,
b) Kurultayda oy kullanan bu delegelerden kullandıkları oyların fotoğrafını cep telefonları ile çekerek kendilerine göndermelerini istedikleri,
c) Kurultay salonunda birinci tur oylama sonucunda ikinci tur oylamaya geçilmesini geciktirerek Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylıktan çekildiğine yönelik gerçeğe aykırı açıklamalarda bulundukları,
ç) Bu şekilde kurultay delegelerinin iradelerini fesada uğratarak, Genel Başkan Adayı Özgür Özel'in genel başkanlık seçimini kazanmasına yönelik faaliyet yaptıkları,
- Bu haliyle şüphelilerin birlikte hareket ederek müsnet suçu iştirak halinde işledikleri evrak kapsamından anlaşılmış olmakla,
- Şüphelilerin mahkemenizde yargılamalarının yapılarak eylemlerine uyan sevk maddeleri uyarınca cezalandırılmalarına,
- Şüpheliler haklarında TCK'nın 53. maddesinde düzenlenen güvenlik tedbirlerine hükmolunmasına,
karar verilmesi kamu adına talep ve iddia olunur.”
Bu iddianamenin ardından Ankara 26. Asliye Ceza Mahkemesi yetkisizlik kararı almış nihayetinde uzun yazışmaların ardından konu Anayasa Mahkemesi’ne kadar intikal etmiş ve duruşmada 4 Kasım tarihine ertelenmişti.
Buraya kadar anlattıklarımdan, konunun hayli uzayacağını, asliye hukukun, asliye cezanın kararını beklerken yıllar geçeceğini anlamışınızdır.
Bu tartışmalardan geriye kalan ise Şeref Oğuz’un dün sabah NBETV youtube kanalında söylediği gibi; “Hayatın gerçeği yetersiz bakiye fakat vitrinde bize sunulan; kayyım, CHP…”
Unutmadan; yukarıda “konunun iki boyutu var” demiştim. İkinci boyutunu bir dahaki yazıya anlatayım.