Gazze meselesinde Türkiye'nin çok söyleyip de yapamadığını Suudi Arabistan başaracak gibi görünüyor.
Dünya kıyametin eşiğinden döndü; her ikisi de nükleer silaha sahip Hindistan ve Pakistan arasında ateşkes ilan edildi. ABD'nin aracılık ettiği ateşkesi, iki ülke arasında uzun zamandır askıda bulunan sorunları görüşme süreci de takip edecek.
Hindistan-Pakistan ateşkesini Trump yönetiminin küçük adımlarla aklıselime dönüşü olarak da yorumlamak mümkün. Gerilimin başında "ne yaparlarsa yapsınlar" tadında açıklamalar yapan ABD Başkanı, çatışmalar karşılıklı uçak düşürmeye kadar varınca, elini taşın altına koymak zorunda kaldı. Başta Dışişleri Bakanı Rubio olmak üzere en etkin Amerikalı yetkilileri barış için devreye soktu ve Hindistan ile Pakistan arasında ateşkes uzlaşmasına varıldı.
Öyle düşmanlıklar var ki, kimi zaman devletler çatışmak istemeseler bile, tarihin yükü, halkların talepleri, kamuoyu baskısı çatışmayı zorunluluk haline getirir. Burada durmak için dışarıdan "sözü dinlenir" bir hakeme ihtiyaç duyulur. Trump istese de, istemese de ABD hala bu rolü oynamak zorunda.
Ukrayna'da da ateşkes kapıda; görüşmeler İstanbul'da
Benzer bir durum Ukrayna savaşında da yaşanıyor; Almanya yeni hükümete kavuşur kavuşmaz, Berlin-Paris hattı hareketlendi. Almanya'nın yeni Başbakanı Mertz ve Fransa Cumhurbaşkanı Macron, yanlarına İngiltere Başbakanı Starmer'i de alarak Ukrayna'ya gittiler. Üçlüye Ukrayna'da AB dönem başkanlığını yürüten ve savaştan en çok etkilenen ülkeler arasında yer alan Polonya Başbakanı Tusk da katıldı.
Ukrayna Lideri Zelensky ile görüşen Avrupalı liderler "30 günlük ateşkes önerisi" oluşturup, bunu bir de ABD Başkanı Trump'a "sattılar".
Nitekim Putin de "karşı öneri" ile geldi; 15 Mayıs'ta barış görüşmelerinin Türkiye'nin ev sahipliğinde başlamasını önerdi. Ukrayna meselesinde de "tünelin ucunda ışık" görünüyor gibi.
Gazze'de umut ışığı; Trump ile Netanyahu'nun arası açılıyor mu?
Gazze meselesinde ise Türkiye'nin çok söyleyip de yapamadığını Suudi Arabistan başaracak gibi; Soykırıma varan operasyonlarla Gazze'yi cehenneme çeviren İsrail Başbakanı Netanyahu ile Trump'ın "aralarının açıldığına" ilişkin ilk işaretler gelmeye başladı. O kadar ki, Washington'u ziyaret eden Netanyahu'nun en yakın çalışma arkadaşlarından İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer'e "Trump bundan sonra İsrail Başbakanı'yla doğrudan iletişimi kesebilir" mesajı bile verildi İsrail basınına göre.
Trump'ın bu hafta gideceği Suudi Arabistan'da, Filistin Devleti'ni tanıyacağını açıklayacağı bilgisi bile dolaşıma sokuldu. Belli ki Washington, Ortadoğu meselelerinde İsrail'in belirleyici olmasından pek memnun değil. Netanyahu'ya "gözdağı" verilmeye başlanmış.
Dünyada hakim olan ateşkes ve barış havası Türkiye'yi de içine almış durumda. Terör örgütü PKK'nın silah bırakması an meselesi. Ancak örgütün kendisini feshetmesinden çok daha güç sorunlar kapıda; Örgütün üst düzey isimleri ne olacak? Silahlar nereye bırakılacak? Alt düzeydeki militanlar nereye gidecek? Suriye'deki PYD-YPG yapılanması ne olacak?
Ve hepsinden önemlisi, Ankara hangi adımları atacak?
Önümüzde çok hareketli bir dönem var...