Birleşmiş Milletler (BM) İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Taraflar Konferansı’nın otuzuncusuna, COP30’a, Belem’e az kaldı. “Yeşil Dünya İçin Dayanışma İçinde” teması ile Bakü’deki COP29 ardından bu köşede “COPhüsran” diyerek değerlendirmemi sunarak “COP30’a dek yine konuşacağız, yine yazacağız. İklim de değişecek” demiştim. 2025 boyunca BM ilgili organları toplandı, çalıştı. Her yerden sesler yükseldi. Duyunca, okuyunca umut veren sloganlar, temalar COP30 için bize ulaştı. Hevesle takip ettim.
Yıl boyu iklim haftalarında “Hırs ve Uygulama İçin Diyaloglar” gerçekleştirildi. 80. BM Genel Kurulu boyunca New York’ta iki acı özne idi: Gazze ve İklim Değişikliği. Gazze insanın insana vahşeti. İklim değişikliği insanın hem kendine hem de gezegenine vahşeti.
22-30 Eylül tarihleri arasında düzenlenen “Birlikte Daha İyi: Barış, Kalkınma ve İnsan Hakları İçin 80 Yıl ve Daha Fazlası” temalı BM Yüksek Düzeyli Hafta’nın iki günündeki COP30 öncesinde iklim eylemi çözümlerini pekiştirmek, hızlandırmak ve hayata geçirmek için somut öneriler sunma amaçlı Üst Düzey İklim Çözümleri Diyaloğu ile kritik önemli tematik alanlara odaklanıldı. Uyum; Dijital Kamu Altyapısı; Erken Uyarı Sistemleri ve Aşırı Sıcaklık; Enerji Dönüşümü; Finans; Endüstriyel Karbonsuzlaşma; Bilgi Bütünlüğü; Metan Azaltımı; Devlet Dışı Aktörler; Tropikal Ormanlar masada idi
“Şimdiye Kadarki En Büyük İddiası” ile başlayan 21-28 Eylül tarihli İklim Haftası’nda liderleri dinledik, paydaşlar çalıştı. “İklim Eyleminin Yeni Çağını Tanımlamak: Paris’in Arkasında Durmak ve COP30 ve Sonrasında Daha İleriye Gitmek” gereğinin kim karşısında olabilir? Yeşil Şehir Rehberi hazırlanan New York’ta binden fazla etkinlik oldu. “İklim Eylemi İçin Gücümüzü Açık Tutuyoruz” temalı haftada temiz enerji, iklim finansmanı, teknoloji, yeşil işler ve iklim adaleti öne çıktı.
24 Eylül günü İklim Zirvesi’nde liderleri dinlerken gelişmekte olan ülkelerin enerji dönüşümleri ve ekonomilerini güçlendirme, iklim değişikliğine uyum sağlama yolunda daha fazla desteklenecek iklim adaleti için söz vermelerini duyduk.
Küresel sera gazı emisyonlarının üçte ikisini temsil eden Paris Anlaşması'na taraf yaklaşık 100 ülke, iklim eylemi hızlandırma söz vermesini ortaya koyan yeni Ulusal Katkı Beyanı (NDC) açıklaması yaptı. Çin ilk kez NDC sundu.
Yılda 1,3 triyon dolar iklim finansmanını 2035’e dek gerçekleştirme COP29 mühim çıktısı halen sadece cümlelerde. COP30’da net bir planlama beklenirken 2025’in bir dönüm noktası olarak, on yıllık bir hızlanma öngörülüyor.
BM Genel Sekreteri Antonio Guterres “Bilim harekete geçmeyi talep ediyor. Hukuk emrediyor. Ekonomi bunu zorunlu kılıyor. İnsanlar bunu talep ediyor” derken Başkan Donald Trump konuşmasında tam tanımıyla İklim Değişikliği İnkârcısı ve İklim Değişikliği Şüphe Uyandırıcısı olarak iklim değişikliğini şimdiye kadar yapılmış en büyük dolandırıcılık, yenilenebilir kaynaklı enerjiyi şaka, rüzgâr türbinlerini acınası diye betimledi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan konuşmasında kurulu güçte payı yüzde altmışı aşan yenilenebilir kaynak payını vurgulayarak Türkiye 2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi için 2035’e kadar 466 milyon ton emisyon azaltımını belirtti.
Brezilya Devlet Başkanı Luiz Inâcio Lula da Silva’dan ortak bir hedefe ulaşmak için çabaları harekete geçirmek istendiğinde kullandıkları, kolektif ve gönüllü seferberlik, görev gücü anlamındaki “mutirâo” kelimesini öğrendik. Başkan Silva, “COP30’u iklim söz vermelerinin uygulanması lehine büyük bir ‘mutirâo’ haline getirmek istiyoruz. Gezegenimiz yerine getirilmemiş vaatlerden zaten bıktı” dedi. Az kaldı.
Yeşil ve mavinin en güzel şehirlerinden biri olan Belem’e doğru BM ve paydaşlar hazır. Mutirâo’ya az kaldı.