En büyük 5 teknoloji şirketinin 2025 yılı ikinci çeyreği itibariyle sermaye harcamaları tutarı ABD GSYH’sinin yaklaşık yüzde 1’ine denk düşüyor.
Ülkede herkes yorgun, bitkin ve neşesiz. Sanayici yorgun, yatırımcı yorgun, akademisyenler yılgın, siyasetçiler yorgun, hanehalkının enflasyonun düşeceğine ilişkin inancı iyice azalmış durumda.
‘Enflasyon- faiz- kur’ üçgenine hapsolmuş durumdayız. Yabancıyı yüksek faizden başka bir şey motive etmiyor. Rüzgârın esişine göre günlük ve hatta anlık yaşıyoruz.
İçeride bunlar olurken, geçtiğimiz hafta “Nvidia bilançosu açıklanana kadar yapay zekâ moda mı? Yapay zekâ bir balon mu?” tartışmaları ile geçti. Neyse ki Nvidia bilançosu beklentilerden iyi geldi ve 2026 ilk çeyreğine ilişkin şirketin beklentisi analist beklentilerini aştı. Hal böyle olunca yapay zekâ bir balon değilmiş söylemleri ortalığa saçıldı.
Allahtan hala aklı başında kurumlar ve yöneticiler var da ekonominin genel gidişatını piyasa oyuncularına bırakmıyorlar. Yoksa halimiz nice olur, balıkçı sandalı gibi bir sağa bir sola sallanır dururduk.
Çokça eleştirsem de bunlardan biri Avrupa Merkez Bankası (AMB) Başkanı Christine Lagarde.
Slovakya’nın başkenti Bratislava’da OECD’nin "Daha İyi Yaşamlar İçin Daha İyi Politikalar" 25. yıl dönümünü kutlamak amacıyla düzenlenen etkinlik kapsamında yapay zekâ ve eğitim üzerine BratislavAI Forumu vardı. AMB Başkanı Lagarde 24 Kasım 2025 tarihinde burada ‘Yapay Zekânın Dönüştürücü Gücü: Avrupa'nın Harekete Geçme Anı’ başlıklı bir konuşma yaptı. Konuşma kısa ancak Avrupalı şirketlere ciddi bir uyarı niteliğinde.
Lagarde; yapay zekânın olağanüstü bir hızla ilerlediğini, ancak toplam etkinin verilerde hâlâ neredeyse hiç görülmediğini söyledi.
Küresel şirketler, 2024’te yapay zekâya 252 milyar dolar harcadı
Geçtiğimiz yıl küresel şirketlerin yapay zekâya yaptığı yatırım 252 milyar ABD dolarına ulaşırken, özel şirketlerin yapay zekâ harcamalarının 100 milyar ABD dolarının üzerinde gerçekleştiğini belirtti.
Gerçekten de öyle;
Aşağıda Tablo 1’de; En büyük 5 teknoloji şirketinin 2025 yılı ikinci çeyreği itibariyle sermaye harcamaları 300 milyar ABD dolarını geçmiş durumda. Bir yıl önce aynı çeyrekte bu 5 şirketin harcama tutarları 184 milyar ABD doları kadardı. Yıllık harcama artışı yüzde 70 kadar. Elbette bu harcamaların tamamı ABD içerisinde değil ancak 2. çeyrek rakamları ile bakıldığında toplam harcama tutarı ABD GSYH’sinin yaklaşık yüzde 1’ine denk düşüyor. Rakamlar sadece bizim için değil, gelişmiş tüm ekonomiler için devasa boyutlarda.
Sermaye harcamaları açısından önde gelen beş ABD yatırımcısı artık yapay zekâya yoğun bir şekilde odaklanan şirketler. Bu şirketlerin hiçbiri 10 yıl önceye baktığımızda sermaye harcamaları itibariyle ilk 10 arasında yer almıyordu.
Tekrar Lagarde’ın konuşmasına geri dönersek; Lagarde, yapay zekânın önceki teknoloji dalgalarından daha hızlı yayılabileceğine ve somut ekonomik kazanımlar sağlayabileceğine inandığını söyledi. Yapay zekâyı benimseme dalgasının Avrupa’yı geçip gitmesine izin verilmemesi gerektiğini, aksi taktirde Avrupa'nın geleceğini tehlikeye atma riski içerisine girebileceklerini belirtti.
Bu noktada Lagarde’ın dikkat çektiği husus yapay zekânın geçmişteki teknolojik gelişmelere kıyasla döngüyü kısaltabilecek ve daha fazla üretkenlik kazanımı sağlayabilecek iki özelliği olan ‘İnovasyon ve Yayılma’.
Lagarde’a göre yapay zekâ sistemleri, sürekli bir döngüde performanslarını artırmak için kendi çıktılarını kullanabilir. Bu, yalnızca mal ve hizmet üretmenin maliyetini değil, aynı zamanda yeni fikir üretmenin maliyetini de düşürebilir. Örneğin, bilim 50 yılda yaklaşık 200.000 protein yapısını çözümlemiş. Yapay zekâ, yaklaşık bir yılda 200 milyondan fazla protein yapısı tahmini gerçekleştirerek bilgi sınırını büyük ölçüde genişletmiş. Bu, araştırma ve geliştirme girdilerinde önemli bir değişikliği temsil etmekte.
Aslında Çin’in bugün üretimde rekabet edilemeyecek ölçüye ulaşması işte bu teknolojik dönüşümü tam zamanında yapması, bunu üretim ile birleştirmesi ve üretim yapış şekillerini dönüştürmesi değil mi? Çin’in çok düşük maliyetle üretebilme ve çok çeşitli üretim esnekliği tam da buradan gelmiyor mu?
Lagarde: Yapay zeka potansiyel olarak büyüme oranını artırabilir
Lagarde; yapay zekânın, fikir üretimini hızlandırarak yalnızca üretkenlik seviyesini değil, aynı zamanda potansiyel olarak büyüme oranını da artırabileceğini ve bunun önceki teknoloji dalgalarından daha hızlı olabileceğini de söylüyor.
Ve Avrupalı şirketlere de şu uyarıyı yapıyor:
‘Veri alanlarımız Avrupa dışında sahip olunan ve yönetilen teknoloji yığınlarını kullanırsa, stratejik bağımlılıklarımızı azaltmak yerine derinleştiririz. Yapay zekâ tedarik zincirinin kritik kısımlarını çeşitlendirmeli ve tekil hata noktalarından kaçınmalıyız. Çiplere ve veri merkezlerine dayalı işlem kapasitesi gibi temel katmanlarda, minimum kapasiteyi korumalıyız.’
Bizde de yakın gelecekte bu ve benzer konuların konuşulması en büyük temennim.