Ukrayna'nın yarısı işgal edilmiş, ne gam. Çin'le girilecek olası kör dövüşüne hazırlanıyor ABD ve Rusya'nın en azından "tarafsız" kalması gerek.
ABD Başkanı Trump ile Rusya Lideri Putin'in Alaska'daki buluşmasında somut sonuç çıkmadı.
Zirvede görüşülen ana konu Ukrayna idi. Ama zirvenin yapılmış olması da, içeriği de Avrupa'dan Afrika'ya, Ortadoğu'dan Asya'ya kadar birbirinden farklı gibi görünen, ancak bir noktada birleşen dolaylı mesajlar içeriyordu.
- Avrupa'ya mesaj; bükemediğin eli öpeceksin: ABD'nin bir önceki Başkanı Joe Biden'ın "mirası" yerle bir edildi. Biden ve Avrupalılar'ın Rusya'yı ve özellikle de Putin'i Ukrayna işgali nedeniyle "küresel parya" haline getirme politikası sona erdi. Dünya siyasetinde Avrupa kıtasının giderek azalmakta olan rolü, Alaska zirvesi ile dibe vurmuş oldu.
- Çin'e mesaj; Trump Putin'le ittifak peşinde: Trump, bir önceki Başkan Biden ve Avrupalılar'ın Rusya'ya yaptırımlarla somutlaşan "sopa" politikasını bir tarafa bırarak, "havuçları" devreye soktu. Belli ki mevcut Amerikan yönetimi yaptırımlar nedeniyle giderek güçlenen Moskova-Pekin ittifakından rahatsızlık duymaya başlamış. Trump, "kırmızı halılarla" Putin'e "uluslararası meşruiyet", Alaska'daki madenlerin işletme hakkının bir kısmını Rus şirketlere verme vaadiyle de ekonomik işbirliği havuçlarını sundu. Bu arada Ukrayna'nın yarısı işgal edilmiş, ne gam. Çin'le girilecek olası kör dövüşüne hazırlanıyor ABD ve Rusya'nın en azından "tarafsız" kalması gerek.
- Dünyaya mesaj; azınlık meselesi "patlamaya hazır bomba": Rusya'nın Ukrayna'daki Rus azınlıkları bahane ederek başlattığı işgal dalgasının Trump eliyle "meşrulaştırılma" olasılığı, azınlıkları ile sorun yaşayan tüm ülkeler için kritik mesajlar içeriyor.
İlk akla gelen örnek Afrika; Sudan da, Somali de azınlıklar üzerinden karışık. Libya'da "azınlık" yok ama, "aşiret" üzerinden kavga büyük. ABD'de Trump yönetimi Güney Afrika'da "beyaz azınlığın hakları" üzerinden siyasi mesajlar veriyor. Bir de Somali'den bağımsızlığını ilan eden, ancak kimsenin tanımadığı Somaliland meselesi var ki, önümüzdeki günlerde en çok konuşulacak konular arasında; Trump yönetimi, komşu Cibuti'deki Çin üssünü kontrol altına almak için Somaliland'ı resmen tanıma işaretleri vermeye başladı.
Ve son olarak Türkiye'ye mesaj...
ABD'nin Ankara Büyükelçisi'nin Osmanlı'nın sonunu getiren "millet sistemini" övmesi ile, İsrail'in Suriye'deki Dürzi azınlık üzerinden ülkenin tüm güneyinin kontrolünü ele geçirmesinin eş zamanlı gerçekleşmesi tesadüf değil.
Türkiye'nin PKK terör örgütünü dağıtma politikasının amacı ve zamanlaması doğru olsa da, hem aktörleri, hem de yöntemler yanlış. İktidar bloku adında "demokrasi" geçen TBMM komisyonu ile Kürt meselesini çözmeye çalışırken, diğer yandan CHP'ye yönelik -haklılığına pek kimsenin inanmadığı- adli operasyonlar ile şaibeli belediye başkanı transferleri devam ediyor.
İktidar cenahında ABD'nin Ankara Büyükelçisi Barrack'ın Suriye'nin kuzeyindeki PKK uzantısı yapının dağıtılacağına dair verdiği sözler konusunda ise gelişme yok; Ankara siyasi koridorlarında "Amerikan elçisi tutamayacağı sözler mi verdi?" sorusu daha sık dillendirilmeye başlandı. Sıkıntı büyük.