Üreterek, ihraç ederek sürdürülebilir büyümenin yakalanması olası stratejilerin en doğrusu olmalı. Döviz gelir giderinde bu yolla fazla verilmesi, borçlanmaya ödenen faizin, risk priminin teknolojiye, üretime harcanması. Makus talihi bir kez daha yenme anlamına gelen bu hedefe ulaşabilmek için küresel rekabet avantajı sağlayacak teknolojik birikime sahip olmak da gerekecek.
Ancak öncelikle yapılması gereken üretimde çeşitlilik ve ivme kazanmak değil mi? O nedenle üretim merkezlerine dönüştürülmeye çalışılan başta OSB’ler olmak üzere ‘planlı alanlar’ın geliştirilmesi ayrıca önem kazanıyor. Üstelik artık kalkınmayla ilgili hedefleri içeren belgelerde üretimin, ürünün dönüşümü anlatılıyor. Hatta bu yolla cari açığın yok edileceğinden söz ediliyor. OSB’lerin ‘yeşil’ ve ‘dijital’ dönüşümü bu bakımdan farklı fonksiyonlar da içeriyor.
Hedefin doğru olduğu tartışılmaz ancak nasıl ve ne zaman gerçekleşeceği de önemli.. Bir yandan tarımıyla birlikte 416 OSB’yi üretimle buluşturacağız, bir yandan bunların yeşil ve dijital olmasını sağlayacağız. Peki bunu ne zaman ve hangi kaynakla yapacağız?
Kaynaksız olamadığını 2016’da pilot olarak seçilen Adana Hacı Sabancı, Ankara ASO1, Bursa ve İzmir Atatürk OSB çevre projeleri le öğrendik. Bu bölgelerde 300 milyon dolarlık harcama ile 100 milyon dolarlık hammadde, enerji, su tasarrufu, karbon-atık azalımı sağlanacaktı. Olmadı. Daha sonra Dünya Bankası ile 2021’de imzalanan anlaşma ile 300 milyon dolarlık uzun vadeli kredi sağlanarak Türkiye Organize Sanayi Bölgeleri Projesi uygulamaya konuldu. Proje ile altyapıların yanı sıra atık su arıtma tesisleri, su geri kazanım tesisleri, GES, biyogaz tesisleri ve yeşil idari binalarının yapımı hedeflendi. 3 yılı ödemesiz 13 yıl vadeli ve yüzde 3 faizli kredi içeren projenin bitişi 2026’dan 2028’e çekildi.
Bu proje ile 37 OSB’de 47 alt proje finanse edildi. Proje tamamlandığında yılda 27.932 MWh enerji tasarrufu, OSB yeşil yatırımlarından 6 milyon 628 bin metreküp su tasarrufu, CO2 emisyonlarında yıllık 18,4 bin metrik ton azalma, yeni iyileştirilmiş tesislerde 29,2 milyon metreküp su arıtımı sağlanmış olacak.
Ancak bugün altyapı yatırımları süren 37 OSB nerede, altyapı yatırımları tamamlanacak 400 küsur OSB nerede?
Üstelik hayatımıza 2023’te giren ‘Yeşil OSB’ sürecine göre ‘yeşil’ olabilmek için öncelikle 6 kriter setini aşmak gerekiyor. Bunlar; OSB’de üretimde olan en az 1 firmanın yer alması, OSB’deki atık suların tümünün arıtılıyor olması, OSB’de enerji üretim kaynağı olarak kömür kullanımının olmaması, OSB’nin TSE tarafından TS EN ISO 14001 ve TS EN ISO 50001 standartlarından biriyle belgelendirilmiş olması, iklim değişikliği ve sürdürülebilirlikle ilgili konuları izlemek ve yönetmek için organizasyonel yapıda bir birimin kurulması ve en az bir yetkin personel istihdam edilmesi, OSB’nin en az temel seviye “Sıfır Atık Belgesi”ne sahip olmak. Bunları aşınca sıra geldi ‘Yeşil’in notlandığı 40 ayrı kritere. Her kriter için 0 ile 3 puan arasında not veriliyor. Alınan bu notlar toplanıyor. 40’ın altında kalırsanız yeşil olma şansınız kalmıyor. 40-55 arası ‘bronz’, 55-70 arasına “gümüş”, 55-70 arasına “altın” ve 70-85 arasına “platin” yeşili OSB oluyorsunuz.
Peki! Bugün yeşil olmasına sevindiğimiz 27 OSB’nin kaçı ‘platin’ yeşili… Hepsi değilse, 40 ayrı göstergeden alınan notların ‘bronz’dan, ‘gümüş’ten, ‘altın’dan, ‘platin’e dönüşmesi de emek, zaman ve para gerektirecek.
Aynı şekilde 27 ‘mükemmel’i yakalasak bile, ‘makûs talihi yenmek için’ gerekli olan OSB’lerin yeşil dönüşümünde ‘400 küsur platin yeşili’ için, çok ama çok emek, zaman ve para gerekecek?