Öğr. Gör. RAİF BAKOVA - Darphane (E) Genel Müdürü
Dr. ŞERİF YÜKSEL - T.C. İstanbul Kültür Üniversitesi Uluslararası Ticaret ve Finansman Bölümü
Ekonomide 2023 yılı Haziran ayından bu yana uygulanmakta olan ekonomik program 19-28 Mart günlerinde yaşanan mali türbülans nedeniyle yılın ilk çeyreğinde başarısız bir sürece girer gibi oldu. Ancak, Hazine ve Merkez Bankası’nın doğru karar ve müdahaleleriyle ekonomi kurumları ve piyasalarda kısa sürede denge sağlandı. Ne var ki alınan önlemler ve döviz piyasasına yerinde müdahaleler büyük eleştiri aldılar. Örneğin, sıkıntılı sürecin ilk üç gününde döviz piyasasına yapılan 10+2+12 milyar dolarlık satış, daha sonra yavaşlayan kurlara karşın 50 milyar doları aştı. Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Merkez Bankası yönetimi süreci başarıyla yöneterek, borsa başta olmak üzere döviz kurları ve diğer temel ekonomik olgu ve göstergeleri pozitif konuma getirdiler. (Bu konuda EKONOMİ gazetemizde yayımlanan “Hazine ve Merkez Bankası 19 Mart Operasyonu Üzerine” başlıklı makalemizde önemli ayrıntılar yer almaktadır.)
Türkiye ekonomisi her zamanki gibi güçlü potansiyeli ile yılın ikinci yarısına girdiğimiz bu günler de, başta döviz rezervleri olmak üzere piyasalardaki gücünü ve saygınlığını geri kazanıyor.
Temmuz ayı itibariyle döviz rezervleri ‘Mart türbülansına’ geri döndü. Ayın ilk haftasında Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası’nın brüt rezervi 164,4 milyar dolar oldu. Sözünü ettiğimiz makalemizde TCMB’nin brüt döviz rezervinin 14 Şubat günü 173 milyar dolar olarak belirtilmişti. O dönemde TCMB, rezervine güvenerek piyasalara müdahale etmiş ve dolar kurunun 37-38 TL bandına dönmesini sağlamıştı. Bu defa da total brüt rezervine dönüş süreci yaşanıyor.
Diğer rezevlerin durumu ise şöyle;
- TCMB’nın net rezervi aynı haftada 57,5 milyar dolar oldu, önceki 46,4 milyar dolardı.
- TCMB’nın SWAP hariç net rezervi de -aynı haftada- 38,1 milyar dolara ulaştı. SWAP hariç net rezerv 9,7 milyar dolar artarken KKM (Kur Korumalı Mevduat) 535 milyar TL’ye geriledi.
Ödemeler dengemizin önemli kalemlerinden döviz rezervleri önceki seviyesine döndüğüne göre, dengenin diğer kalemlerine göz atmakta yarar var. Örneğin, Mayıs ayında cari işlemler açığı 0,7 milyar dolarla piyasa beklentisinin altında gerçekleşti. 12 aylık cari açık Nisan’a göre 0,1 milyar dolar sınırlı artarak 16 milyar dolara çıktı. Mayıs’ta TCMB rezervi toplamda 13,5 milyar dolar arttı. (Hizmetler ve Turizm sektörleri bu artışı olumlu etkiledi[1].)
Yurt dışında yerleşiklerin son yıllarda BİST’e ilgileri çok düşük seviyede idi. “Yatırımcılar Geri Döndü” olarak tanımlanan bu gelişme ile BİST100 11 Temmuz Cuma günü 10.358’den kapandı. Konunun uzmanları da bu görüşte. Ayrıca gerek Hazine ve Maliye Bakanı ve gerekse TCMB Başkanı’nın uluslararası para ve sermaye piyasaları yetkilileri ile yaptıkları toplantı ve görüşmelerde bu yorum doğrulanmaktadır. (Bu konuda Ortadoğu ve uluslararası siyasi ortamlarda gerilim ve sorunlar yaşandığı bir gerçektir.)
Ödemeler dengesinin ulusal ekonomiye en önemli katkı sağlayan kalemlerinden ihracat da yılın ilk yarısını başarılı geçti. İhracat, haziranda geçen yılın aynı ayına göre yüzde 8 artışla 20,5 milyar dolara ulaştı. Birçok ülkenin ihracatta gerilediği siyasal anlaşmazlıkların sürdüğü böyle bir dönemde elde edilen sonuç olumlu sayılmalıdır. Bu gelişmenin en önemli bir yanı da AB ülkelerine yapılan ihracatın yüzde 8 artmış olmasıdır. Haziran ayı itibariyle yıllık 267 milyar dolara ulaşan ihracatın yıllık hedefi 270 milyar olarak açıklandı. En çok ihracat Almanya’ya yapıldı ve otomotiv ürünleri liderliğini sürdürdü. Döviz gelirleri konusunda bir diğer önemli gelişmede hizmet ihracatında oldu ve ocak-haziran döneminde yüzde 6,7 artışla 54,3 milyar dolar hizmet ihracatı gerçekleşti.
Yılın ilk yarısında bir diğer uluslararası piyasalar açısından önemli gelişmesi, nisanda 381 baz puana kadar yükselen kredi risk priminin (CDS) haziran sonu itibariyle 283 baz puana gerilemesiydi. Borçlanma maliyetini çok yakından ilgilendiren bu husus ekonomi yönetiminin başarı hanesine yazılmalıdır.
Aslında iyi gelişmeler için Türkiye’ye doğrudan yatırımlar ve yurt dışı müteahhitlik sektöründen rakamlar vermek mümkün ama net hata noksan ve Türk yatırımlarının yurtdışı gelişimleri ile tersine döviz hareketliliği gibi gelişmelere de değinmek gerekirdi. Bu makale çerçevesinde yılın ilk yarısı için olumlu gelişmelerle yetinelim.
Bu ekonomik tabloda en güzel resim 19 Mart operasyonundan 118 gün sonra Türkiye ekonomisinin geçmişte olduğu gibi, geleneksel potansiyeli ile kendini yeniliyor (özellikle döviz rezervlerinde) olmasıdır. Petrol fiyatlarında ve siyasal ortamda olumsuzluklar yaşanmaması halinde 2025 yılının ikinci yarısında da ekonomik göstergelerde ve piyasalarda güzel kazanımlar neden olmasın?
[1] TCMB, Garanti BBVA Yatırım Bülteninden