SERKAN AKSÜYEK
Çok değil 10-15 yıl kadar önce, yurtiçinde ve yurt dışındaki enerji fuarlarında Çinli firmalar pek rağbet görmezdi. Yenilenebilir enerji sektöründe ana ve yan sanayideki üretim süreçlerine Avrupalı devlerden çok sonra giren Çinli firmalar; bilgiye, teknolojiye, tasarıma yaptıkları ciddi yatırımlar ve elbette çalışkanlıkları ile bu arayı kısa sürede kapattı. Hatta pek çok rakip ülke ve şirketi geride bırakarak, tüm dünyadaki yenilenebilir enerji pazarını domine eder hâle geldi.
ALPER KALAYCI HAMLESİ
Rüzgâr enerjisi sektörü bu alanların başında geliyor… 1998 yılından bugüne rüzgâr endüstrisinde faaliyet gösteren Çin sermayeli Goldwind de bu büyümeden pay almak için stratejik bir hamle yaparak iddiasını ortaya koydu. Sektörün Türkiye’deki ilk profesyonel yöneticileri arasında yer alan Alper Kalaycı’yı, “Lokalizasyon ve Tedarik Zinciri Lideri” olarak atayan Goldwind’in bu hamlesi, sektörün gündemine adeta bomba gibi düştü.
27 yıllık sektör tecrübesi olan ve Alman enerji devi Enercon’un Ege Serbest Bölgesi’nde rüzgâr türbin kanadı üreten Aero Rüzgâr Endüstrisi A.Ş’nin 15 yıl Genel Müdürlüğü’nü yapan Kalaycı, 2021 yılından bugüne temiz enerji kümesi olarak sektöre önemli katkılarda bulunan Enerji Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği’nin (ENSİA) Yönetim Kurulu Başkanlığı’nı sürdürüyor. Yenilenebilir enerji sektörünün en etkili yüzleri arasında da yer alan Kalaycı, Goldwind Türkiye bünyesinde yerli rüzgâr türbini bileşen üretiminin stratejik gelişimini yönetecek. Bu görev, şirketin yerli üretim oranının artırılması, yerel tedarik zinciri ekosisteminin güçlendirilmesi ve küresel büyüme vizyonunun Türkiye’deki enerji dönüşümüyle uyumlu hâle getirilmesine liderlik edilmesi anlamı da taşıyor.
Dönelim Türkiye’de rüzgâr enerjisinin gelişim sürecine…
HER YIL 3 BİN MW RES
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın 2035 yılı için 120 bin MW’a çıkardığı rüzgâr ve güneş enerjisi kurulu güç hedefi, tüm dünyadaki yatırımcı şirketlerin dikkatle izlediği bir vizyon aynı zamanda. Bu kurulu gücün 76 bin 900 bin MW’ının güneş, 43 bin 100 MW’ın ise rüzgâr enerjisinden kaynaklanacağı öngörülüyor. Bugün ulaşılan 14 bin 200 MW kurulu güç düşünüldüğünde, önümüzdeki 10 yılda bugüne kadar yapılan yatırımın kabaca üç katının devreye alınacağını söylememiz mümkün. Bu da yıllık ortalamada 3 bin MW kurulu güç artışı anlamına geliyor.
Türk rüzgâr enerjisi sektörü, 1200 MW büyüklüğündeki Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları-4 (YEKA-4) başvuruları ile 2025 yılına iyimser bir başlangıç yaptı. Geçen ay açıklanan YEKA-5 yarışmalarında ise 1150 MW büyüklüğünde rüzgâr enerjisi kurulu gücü için sektör devleri yarışacak. İşte Goldwind için Türkiye’deki yatırımların sıklet merkezi bu YEKA yarışmaları olacak. Son iki yıldır 1000 MW-1200 MW aralığında yapılan YEKA yarışmalarına konu olan tahsislerin, gelecek yıllarda 2000-2500 MW seviyesine çıkması gerekiyor.
PASTADAN PAY ALMAK
Aksi halde Türkiye’nin 2035 yılı hedeflerine ve tüm dünyaya ilan ettiği “2053 Net Sıfır” vizyonuna ulaşması mümkün olamayacak. Bu pastadan daha fazla pay almak isteyen Goldwind’in, çok çetin rekabet koşullarının hüküm sürdüğü bu arenada Alper Kalaycı hamlesini yapmasının altında bu motivasyon yatıyor.
Elbette Türkiye’deki her rüzgâr enerjisi yatırımı YEKA kapsamında yapılmıyor. Bugün 168 MW gibi çok düşük seviyede olan ve öz tüketime dayalı olarak devreye alınan lisanssız rüzgâr enerjisi santrallerinin sayısının da lisanslı projelere paralel olarak artması bekleniyor.
Yabancı yatırımcının da tüm oyun planını iyi değerlendireceğini ve yeni yatırımlar için iştahlı olacağını düşünüyorum. Türkiye'de bulunan yerli ve yabancı yatırımcının YEKA ile ilgili öngörülebilir fikirlerinin oluşmasıyla, bazı aksamların üretiminde işlerini büyütme yoluna gitmeleri de muhtemel.
Goldwind’de bu şirketler arasında yer alıyor. Sektörün yerli ekipman üretim ekosistemini en iyi tanıyan ismi tepe yönetici olarak atamanın başka bir anlamı bulunmuyor… Bu sütunlarda yenilenebilir enerji sektöründeki pek çok gelişmeyi Türkiye’de ilk kez okurlara duyurma şansı elde ediyoruz.
GOLDWIND DE KANAT ÜRETECEK
İzmir’deki iki fabrikasına kilit vuran TPI Composites’in yarattığı moral bozukluğu, sektörde aşılabilmiş değil. Bergama OSB’de geçen yıl kapanan LM Wind Power türbin kanadı fabrikasının yeniden üretime başlaması için, dünyanın dev şirketleri ile görüşmeler sürüyor. Türkiye’deki rüzgâr enerji projelerinde uzun yıllardır yer alan, ancak yurtiçi üretimi olmadığı Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanları (YEKA) projelerinde etkin olamayan Goldwind de kanat üretimine hazırlanıyor. Şirketin başta Ege Bölgesi olmak üzere, organize sanayi bölgeleri öncelikli olmak üzere uygun yer arayışları süsüyor.
Bu yatırım gerçekleşirse, Türkiye, birkaç sene içerisinde beş kanat fabrikasının üretim yaptığı, yatırımcı şirketlerin yerlilik oranı hedeflerini rahatlıkla karşıladığı yepyeni bir döneme merhaba diyebilir.
Bizden yazması…
GOLDWIND HAKKINDA
1998 yılında kurulan Goldwind, dünyanın en büyük rüzgâr türbini üreticileri arasında yer alıyor.
145 GW’tan fazla kurulu güce sahip olan şirket, 47 ülkede faaliyet gösteriyor ve düşük karbonlu enerji dönüşümünü destekleyen yenilikçi teknolojiler geliştiriyor.
Bloomberg New Energy Finance verilerine göre 2024 yılında devreye giren 121,6 GW’lık rüzgâr enerjisi gücünün 19,3 GW’lık bölümü Goldwind tarafından üretilmiş türbinlerden oluşuyor.
Şirket, küresel ölçekte sürdürülebilirlik ve enerji bağımsızlığına katkı sağlamayı misyon ediniyor…