Merkez Bankası son bir ayda 50 milyar dolara yakın rezerv kaybetti. Tüm amaç Türk parasının çok hızlı değer yitirmesini önlemekti. Buna rağmen Türk parasındaki değer kaybının önüne ancak bir ölçüde geçilebildi. Mart ayı ortalaması ile bu ayın ilk üç haftasına kadar olan dönemin ortalaması kıyaslandığında dolar yüzde 2,6, euro yüzde 5,9, sepet kur ise yüzde 4,3 değer kazandı. Ay sonuna kadar bu oranlar daha da büyüyecek; en azından mevcut gidişata göre eurodaki değerlenme daha da hızlanacak. Dolar ve euro değer kazanıyor kazanmaya ama daha çok değerlenenin euro olması bir anlamda teselli. Türkiye ithalatının önemli bir bölümünü dolar cinsinden yaptığı için ithalat maliyetleri görece az artıyor. Diğer taraftan ise özellikle AB bölgesine yapılan ihracatın euro cinsinden olması ihracatçıya bir anlamda nefes aldıran bir etki yapıyor. Dış ticaret boyutu bir yana... Doların, en azından eurodan daha az değer kazanması bir yana... Sonuçta Türk parası değer kaybediyor, hem de son dönemlerde görülmedik ölçüde değer kaybediyor ve bunun fiyatlar üstünde baskı oluşturmamasını herhalde kimse beklemiyor.
İş hayatına ‘vekilimkim’le adım attı, ‘Girişim Sermayesi’ ile 7 milyar lirayı yakaladı
"Türkiye aşırı pahalı hale" geldi sözünü yerli, yabancı herkesten dinler olduk. İhracatçı sorumlusu olmadığı bu durum karşısında kendini çaresiz hissediyor. Biriken enerjinin patlamaması için yeni bir kur politikası gerekiyor.
Öte yandan, 28. Dönem ikinci devre için, Meclis’te grubu bulunan siyasi partiler de kadrolarını belirlemek için seçim yapacaklar. Parti grupları kendilerine düşen Başkanlık Divanı üyelerini, grup başkan vekillerini ve grup yönetimini belirleyecek. AK Parti Meclis kadrolarını Meclis Başkanı seçiminden önce gerçekleştirecek.