CANAN SAKARYA/ANKARA
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Meclis Plan Bütçe Komisyonunda muhalefet partilerinin Yap- İşlet- Devret (YİD) ve Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) projelerine ilişkin soru ve eleştirilerini yanıtladı.
AK Parti hükümetleri döneminde 4 sektörde cari fiyatlarla 51 milyar 585 milyon dolar tutarındaki 74 Yap- İşlet- Devret projesinin hayata geçirildiğini belirterek, “Bu projeleri bugün yapacak olsak bedeli 83 milyar 508 milyon dolar olacaktı. Parayı her zaman bulabiliriz ama her işi her zaman yapamayız. Keşke muhalefetimiz destekleseydi de bu projeleri, biz daha fazla yapabilseydik” dedi. Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Uraoğlu, Osmangazi Köprüsü’nde, günlük 40 bin araç geçiş garantisi verildiğini belirterek şu anda geçiş sayısının 68 binlere ulaştığını kaydetti. Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nden çift yönlü geçişin 3 dolar, tek yönlü geçişin 1,5 dolar olduğunu anlatan Uraloğlu, “Güncel fiyat 2.14 dolardır, buna karşılık olması gereken ücret 74.98 liradır, olan ücret de 70 liradır. Avrasya Tüneli’nde günlük 80 bin, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nden 200 bin, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nden 240 bin, Yavuz Sultan Selim Köprüsü’nden ise büyük bir çoğunluğu ağır taşıt olmak üzere 150 bin araç geçiyor. Marmaray’dan günde 300 seferle 650 bin insanı taşıyoruz” dedi.
“TELEKOM’un imtiyaz hakkında çok para yerine çok yatırım şartı”
İnternet hızı konusunda muhalefetten gelen eleştiriler üzerine Uraloğlu, “ Bizim bir fiber altyapımız var. Bu fiber altyapımız bazı caddelere kadar, bazı sokaklara kadar ve bazı evlere kadar gidebiliyor. Artı, yine, bizim internet kullanıcılarımızın da -ev içi tesisatlarını ayrı tutuyorum- belli paket hızlarında talepleri var. Uluslararası kriterlere göre bir anlamda istenilen yerde olmadığımızla ilgili iddialar var. Burada elbette bizim yapmamız gerekenler var ve TELEKOM’un imtiyaz hakkı sürecinde daha çok para yerine daha çok yatırımı şart koyarak bunları telafi edeceğiz ama burada unutmayalım, mevcut altyapı daha yüksek kapasitede olduğu hâlde yeterince talep olmadığı için tam anlamıyla da kullanılmayabiliyor” diye konuştu.
“Yasakçı zihniyete sahip değiliz”
Sosyal medyada yasakçı bir zihniyet içerisinde olmadıklarını, Avrupa Birliği’nin de Facebook, YouTube, Twitter, TikTok ve Instagram gibi sosyal medya platformlarında kullanıcılarının güvenliği için kurallar getirdiğini hatırlatarak, şöyle devam etti. “Sosyal medyada biz, gerçekten yasakçı zihniyette değiliz. Ama herkesin de haddini bilmesi lazım. Yani oraya koyulan her şeye biz, susacak mıyız? Seslenmeyelim mi? Bütün milli ve manevi değerlerimize hakaret edilen ve hiçbir disiplini olmayan bir mecraya, hiç müdahale etmeyelim mi? Ama ben size şunu söyleyeyim, sosyal medya platformları sağlayıcılarından kesinlikle çok daha özgürlükçü bir yaklaşımımız var.” Türkiye’nin siber güvenlik noktasında Avrupa ve dünyada iyi durumda olduğunu ifade eden Bakan Uraloğlu, “Verilerin depolanması için yeterince kapasitemiz var, bunu da en etkin bir şekilde kullanmaya devam edeceğiz” diye konuştu.