MEHMET KAYA/ANKARA
Türkiye GSYH’si, 2024 3. çeyrekte bir önceki yıl aynı çeyreğe göre yüzde 2,1 oranında büyüdü. Dönemsel olarak, sanayideki yüzde 2,2 küçülmeye karşılık, son dönemde sık sık düşüşlerle kamuoyu gündemine gelen inşaat sektörü GSYH’sinin yüzde 9,2 ile ortalamanın çok üzerinde yükselişi dikkat çekti. Bu dönemde, makine teçhizat yatırımlarındaki düşüş de dikkati çekti. 2019 son çeyrekten, 2024 2. çeyreğe kadar kesintisiz büyüyen makine teçhizat yatırımları, 2024’te 2. çeyreğin ardından 3. çeyrekte de geriledi. Son iki çeyrekte gerileme sırasıyla -5,4 ve -8,6 olarak belirlendi. Üretim yöntemiyle GSYH üçüncü çeyrekte cari fiyatlarla bir önceki yıl aynı döneme göre yüzde 53,3 oranında artarak 11 trilyon 893,3 milyar TL oldu. Doları cinsinden ise yine aynı dönemde 357 milyar 989 milyon dolar ölçüldü. 2023 3. çeyrekte GSYH 295,8 milyar dolar olarak ölçülmüştü. Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, yaptığı yazılı açıklamada 2024 3. çeyrek itibariyle yıllıklandırılmış dolar cinsinden GSYH’nin 1 trilyon 260 milyar dolar olduğunu belirtti.
Yatırım düştü, hane halkı tüketim ana etken
Üçüncü çeyrekte yatırım gerilemesi de yaşandı. Harcamalar yöntemine göre GSYH’de bileşenlere bakıldığında, yerleşik hane halklarının tüketim harcamaları, yılın üçüncü çeyreğinde geçen yılın aynı çeyreğine göre yüzde 3,1 oranında artarken, devletin harcamaları yüzde 0,9, yatırımlar ise yüzde 0,8 oranında geriledi. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış (bir önceki döneme göre değişim) GSYH ise yüzde 0,2 düşüş gösterdi. Takvim ve mevsim etkisinden arındırılmış (bir önceki yıl aynı çeyreğe göre) GSYH ise yüzde 1,9 yükseldi.
Ücretlerin payı üçüncü çeyrekte daha düşük
Son dönemde enflasyon nedeniyle de oluşan ekonomik ortamda, ücretlerin GSYH içindeki payı da yakından izleniyor. Yıl başında ücret artışlarıyla yükselen pay, üçüncü çeyrekte geriledi. İkinci çeyrekte GSYH bileşenleri içinde ücretlerin payı yüzde 40, şirket karları yüzde 38 seviyesindeyken, üçüncü çeyrekte ücretlerin payı yüzde 36,4, karların payı ise yüzde 45,1 olarak gerçekleşti.
■ Şimşek: 2025’in ikinci yarısında ekonomik aktivitenin ivme kazanması bekleniyor
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, yazılı bir açıklama yaparak, ekonomideki yavaşlama eğilimine örtülü olarak değindi ve 2025 ikinci çeyrekte ekonomik aktivitenin artışının beklendiğini kaydetti. Şimşek şunları söyledi: “Milli gelir yıllıklandırılmış olarak 1 trilyon 260 milyar dolara ulaştı. Milli gelirimizin yaklaşık 4’te 3’ünü oluşturan sanayi hariç sektörlerde yıllık büyüme devam ediyor. Sürdürülebilir yüksek büyüme için gerekli olan yeniden dengelenme, programımız sayesinde sağlandı. İlk üç çeyrekte iç talep büyümeye 1,3 puan, net dış talep ise 1,9 puan katkı verdi. İşgücü piyasasındaki görünüm dezenflasyon sürecinin kısa vadeli etkilerinin sınırlı olduğunu gösteriyor. Mali disiplin güçleniyor. Yıllıklandırılmış cari açığın milli gelire oranı üçüncü çeyrekte 2023 yılının aynı dönemine göre 3,6 puan düşerek yüzde 0,8’e geriledi. Enflasyondaki düşüşle birlikte artan öngörülebilirlik, ticaret ortaklarımızdaki toparlanma, küresel ticaretteki iyileşme ve destekleyici küresel finansal koşullar sayesinde gelecek yılın ikinci yarısından itibaren ekonomik aktivitenin ivme kazanmasını öngörüyoruz. Toplumun tüm kesimlerinin refahını gözeterek sürdürülebilir, yüksek ve kapsayıcı büyüme için çalışmaya devam edeceğiz.”
■ “Emek yoğun sektörlere ek destek verilmeli”
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu Ekonominin çeyreklik bazda yüzde 0,2 ve sanayinin yıllık yüzde 2,2 daraldığına dikkat çekerek, artan üretim maliyetlerinin, sanayi üretimine ve ihracat hacmine olumsuz yansıdığını belirtti. Hisarcıklıoğlu, “Tüm sektörlerde mevcut istihdam destekleri korunmalı, maliyetlerde artışa ve dolayısıyla enflasyonla mücadeleye olumsuz yansıyacak adımlarda dikkatli olunmalı, emek yoğun sektörlere ek destekler verilerek üretimin yurt dışına kaymasının önüne geçilmelidir” dedi.
ASO Başkanı Seyit Ardıç sanayideki daralmaya dikkat çekerek “Sanayi sektöründe üst üste iki çeyrek daralma yaşadı. Üçüncü çeyrekteki yüzde 2,2’lik daralma, ekonominin istihdam ve katma değer yaratabilmesi açısından önemli bir risk oluşturuyor. Göstergeler dördüncü çeyrekte üretimde daralmanın biraz daha hızlanacağına işaret ediyor” diye konuştu. Büyümenin çeyreklik bazda üst üste yüzde 0,2 daralmasının teknik olarak resesyona işaret ettiğini kaydeden Ardıç, “Önemli olan bu yavaşlamanın dezenflasyonist sürece destek verip vermeyeceğidir” yorumunu yaptı.
İTO Başkanı Şekib Avdagiç, “Üçüncü çeyrekte sıkı para politikasının özellikle etkilediği sanayi ve yatırım verileri, 2025’te ‘üretim ve ihracatı önceliklendiren reformların’ baş aktör olacağı yeni bir faza geçilmesinin yararlı olacağına işaret ediyor” dedi.
İstanbul Ticaret Borsası Başkanı Ali Kopuz da büyüme oranının yüksek enflasyona karşı halihazırda uygulanmakta olan sıkı para politikası ve maliye politikasının bir yansıması olarak değerlendirdiklerini kaydetti.
ATO Başkanı Gürsel Baran da değerlendirmesinde şu görüşü paylaştı: “Gerçeği olabildiğince net bir biçimde önümüze koyup, bu tabloyu yeniden ilerleme yönüne nasıl çevireceğimize bakmamız gerekiyor. Üretimi ve istihdamı destekleyecek tedbirlere ağırlık verilmeli, bazı sektörlere yönelik destekler hayata geçirilmelidir.”