Gelir dağılımı eşitsizliğinin ölçütlerinden Gini katsayısı, 2023 verisinde 0,433’e çıkarak serinin en yüksek değerine ulaştı. Türkiye’nin gelir dağılımındaki bozulma, özellikle son iki yılda derinleşti.
Mehmet KAYA / ANKARA
Gelir dağılımındaki bozulma sürüyor. En zengin yüzde 20, gelirin yarısını elde ederken durumun vahameti yüzde 5’lik dilimlerde ortaya çıkıyor. En zengin yüzde 5, gelirin %24’ünden fazlasını alıyor. Dikkat çekici olan ise bu oranın sadece 4 yıl önce %20’nin altında olması. Gelir dağılımındaki bozulmayı gösteren gini katsayısı da artışını sürdürerek 0,433 oldu. Bu katsayı 2013’te 0,391 idi. Sosyal yardımlar çıkarıldığında ise gini katsayısı 0,520 olarak ölçüldü. Türkiye bu katsayı ile OECD ülkeleri arasında zirveye bir adım daha yaklaştı.
TÜİK gelir dağılımı endeksine göre, nüfusun yüzde 20’lik gruplarına göre gelirden aldığı pay içinde en zengin yüzde 20’nin payı önceki yıla göre 1,8 puan artarak yüzde 49,8’e ulaştı. Bu oran, nüfusun en zengin yüzde 20’sinin, kalan yüzde 80’i kadar gelir elde ettiği anlamına geliyor.
TÜİK verilerinde, en zengin yüzde 20’nin payının 2019 hariç tüm yıllarda arttığı ve gözleniyor. 2023 nüfusuna göre Türkiye’deki 16,6 milyon kişi, geriye kalan 68,7 milyon kişi kadar gelir elde ediyor. Yüzde 10’luk verilere bakıldığında ise yaklaşık 8,3 milyon kişi, toplam gelirin yaklaşık çeyreğini (yüzde 24,3’ünü elde ediyor. Kalan yüzde 75’i 77 milyon kişi paylaşıyor.
TÜİK gelir dağılımı anketi bir önceki yıldaki gelir seviyelerini ölçüyor. Dolayısıyla 2023 verileri 2022’deki geliri düzeyini gösteriyor. 2023 yılındaki yüksek enflasyonun etkisiyle gelir dağılımındaki bozulmanın artma ihtimali yüksek. Emekli maaşları ile asgari ücrete yapılan zamların bu bozucu etkiyi ne kadar giderilebildiği gelecek yıl açıklanacak verilerde görülecek.
Gini katsayısı 10 yılda %10 bozuldu
Gelir dağılımındaki bozulmayı gösteren gini katsayısı, önceki yıla göre artışını sürdürerek, 0,433 oldu. Gini katsayısı, gelir dağılımını ölçmek amacıyla oluşturulan endekslere dayanıyor. Bu katsayı 0 ile 1 arasında değer alıyor. Sıfıra yaklaştıkça gelir dağılımının iyileştiği, 1’e yaklaştıkça bozulduğu sonucuna varılıyor. Gini katsayısı 2013’te 0,391 iken 2022 itibariyle 0,433’e yükseldi. 2019’daki kısa süreli iyileşme hariç, 2013-2022 arasındaki tüm dönemlerde gelir dağılımının bozulması dikkat çekti. Gini katsayısı 2013’e kıyasla yüzde 10,7 daha bozulmuş durumda.
En yüksek gelir düzeyindekiler daha zengin hale gelirken, en düşük geliri elde eden yüzde 20’lik nüfusun payında azalma görüldü. Salgın yılı olan 2020 haricinde yüzde 6’lar dolayında olan ve ara ara yıllık bazda payı artan en düşük gelirdeki yüzde 20’lik grubun, 2023 döneminde gelirden aldığı payın yüzde 5,9’una indiği gözlendi.
Nüfusun yüzde 20’lik gruplar yanında, yüzde 5’lik dilimlere ayrıldığı hesaplamada da, Türkiye’nin nüfusunun yüzde 5’inin, tüm gelirlerin yüzde 24,3’ünü aldığı hesaplandı. Türkiye’deki tüm gelirin dörtte biri nüfusun yüzde 5’i tarafından elde ediliyor. Bu grubun gelir payı 2006’da yüzde 20, 2013’te yüzde 19,1 düzeyindeydi. Yüzde 5’lik grubun gelirden aldığı payın son dönemde hızlı artışı dikkat çekti. 2019 yılında yüzde 20,4 olan en zengin yüzde 5’in payının 4 yılda 4 puan artış sağlaması dikkat çekti.
Buna karşılık en fakir grubu oluşturan yüzde 5’lik nüfus ise daha da fakirleşti. Bu grubun gelir payı 0,8 seviyesindeydi. Devam eden yıllarda da yüzde 1’ler düzeyinde kaldı. Ancak salgın ve enflasyonun birlikte seyrettiği 2019’dan itibaren gelir kaybı arttı ve 2020’de 0,7’ye geriledi. 2023 döneminde ise 0,8’e düştü.
Hane gelirleri enflasyon kadar arttı
TÜİK verilerinde, hanelere giren toplam geliri gösteren yıllık ortalama hanehalkı kullanılabilir gelirinin 2023 döneminde önceki yıla göre yüzde 70,7 oranında artarak 167 bin 983 TL olduğu belirtildi. Enflasyon 2022’de yüzde 64,27 olarak ölçülmüştü.
TÜİK’in, çocuk-yetişkin ayrımına göre harcama farklılıklarını da dikkate alarak hesapladığı gelire göre ise hanelerdeki kişilerin geliri 2023 döneminde önceki yıla göre yüzde 72,3 oranında artarak 83 bin 808 TL oldu. Gelir dağılımı istatistiklerde tutarlar enflasyon etkisi dikkate alınmadan hesaplanıyor.
Geliri en az artan ücretliler oldu
Yıllık ortalama esas iş gelirleri sırasıyla işverenlerde 408 bin 174 TL, kendi hesabına çalışanlarda 115 bin 622 TL, ücretli maaşlılarda 102 bin 821 TL ve yevmiyelilerde 53 bin 334 TL olarak hesaplandı. En yüksek artış %108,1 ile yevmiyelilerde, en düşük artış ise %80,7 ile ücretli maaşlılarda oldu.
TÜİK verilerine göre 15-64 yaş grubunda, 2022 döneminde işsiz olanların yüzde 42,4’ü iş buldu. Ancak işsiz olanların yüzde 15,2’si iş aramaktan vaz geçme ya da başka nedenlerle işgücü dışına çıktılar. Çalışanların yüzde 90,5’i çalışmaya devam etti, yüzde 3,3’ü işini kaybetti. Yüzde 6,2’si de işgücü dışına çıktı. İşgücüne katılmayanların yüzde 89,9’u yine işgücü dışında kaldı. Bunlardan yüzde 7,2’si çalışmaya başladı, yüzde 2,9’u da işgücüne katıldı ancak iş bulamadı.
Fakirleşenler, zenginleşenlerden fazla
TÜİK verileri içinde, gelirleri azalan ya da artanlara yönelik de analiz bulunuyor. Analiz, yüzde 10’luk gelir gruplarıyla yapılıyor. Buna göre en zengin grupta yer alanların yüzde 66.5’i durumunu korumayı başardı. En fakir gruptakilerin ise durumunu korumayı başaranlar yüzde 49,2 oldu. Diğer yandan daha önce en zengin grupta yer alıp da gelirleri azaldığı için bir veya daha fazla grup aşağıya gidenlerin oranı yüzde 33,5 düzeyinde oluştu. En alt grupta olup da gelirlerini artıranların oranı ise 50,8 düzeyinde ölçüldü. Üst gelir grubu olarak nitelenebilecek, 6-10. Gruptakilerin geneline bakıldığında, durumunu koruyan ve iyileştirenlerin genel oranının, daha alt gelir gruplarında olanlardan daha yüksek olması da dikkat çekti.
Sosyal yardımlar çıktığında tablo vahim
TÜİK verilerine göre, sosyal yardımlar ile emekli ve dul maaşları gibi sosyal desteklerin olmadığı bir ortamda, ücret ve diğer gelirler gibi ana gelir kalemlerinin hesaplandığı gelir dağılımının daha bozuk olması dikkat çekti. Bu sonuçlar, gelir dağılımındaki bozukluğun sosyal yardımlarla sınırlı bir oranda iyileştirilebildiğini gösterdi. Devletin prim veya hizmet vb. karşılığı olmayan, vatandaşların yararına yaptığı tüm harcamaları kapsayan sosyal yardımlar çıkarıldığında gini endeksi 0,520 olarak ölçüldü. Bir önceki yıl gini katsayısı 0,487 düzeyindeydi. Bu kapsamdaki bozulmanın 2013’ten bu yana düzenli olarak büyümesi dikkati çekti. Sosyal transferlerin dahil olduğu ancak emekli, dul ve yetim maaşının dışarıda bırakıldığı hesaplamada da gini katsayısının 2022 sonunda 0,445 ile genel orandan daha yüksek olduğu gözlendi.
Türkiye OECD içinde zirveye yaklaştı
OECD üyeleri arasında 2021 verilerine göre 2022 istatistik döneminde Türkiye, gelir dağılımı bozukluğunda Kosta Rika, Şili ve Meksika’nın ardından üçüncü sırada bulunuyor. 2022’de Türkiye gini katsayısı 0,433’e yükseldi. Meksika’da gelir dağılımı bozulmazsa bu ülke geçilmiş olacak. Gerçekleşmiş ama henüz hesaplanmamış 2023 verilerinde de bozulma devam ederse Türkiye gelir dağılımı bozukluğu kıyaslamasında daha da yukarılara çıkacak.