İstanbul’un sanat ortamında büyüyen, nota dilini yedi yaşında başladığı piyano dersleriyle öğrenen, Robert Kolej’de ve Amerika’da aldığı üniversite eğitimi sırasında yabancı yayınları inceleme imkân ve alışkanlığı kazanan, TRT’nin parlak yıllarında 20 yıl müzik programları hazırlayarak sunan, özlemle andığımız Boğaziçi Üniversitesi Albert Long Hall Klasik Müzik Konserleri’ni 1996’dan 2016’ya kadar, büyük yıldızlar ve de küçük yeteneklerin solist olduğu, nitelikli programlarla gerçekleştiren Evin İlyasoğlu, aralarında Necil Kâzım Akses, İlhan Usmanbaş, Ayla Erduran, Zehra Yıldız, Bülent Tarcan, Nevit Kodallı, Yalçın Tura, Gürer Aykal, Leyla Gencer’in yaşam öyküleri üstüne yazdığı biyografilerin de olduğu 24 kitap yazdı.
Müzik sanatı ve kültürünün gelişmesine her vesileyle katkıda bulunan İlyasoğlu’nun sayısız makalesi, Türk Dil Kurumu Radyo ve TV Dil (1978), Boğaziçi Üniversitesi Senato Özel (2008), İKSV İstanbul Müzik Festivali Onur (2017), TGC Sedat Simavi Sosyal Bilimler Dalında “Ben Leyla Gencer” kitabıyla Övgü (2019) gibi birçok önemli ödülü bulunuyor.
CEMAL REŞİT’İ TANIMAK
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Yayınları’ndan Temmuz 2023’te Yayın Yönetmeni Ahmet Bozkurt editörlüğünde basılan “Cemal Reşit Rey / Müzikten İbaret Bir Dünyada Gezintiler”, 25 Ekim 1904’te babasının görevi sebebiyle bulundukları Kudüs’ te doğan 7 Ekim 1985 yılında İstanbul’da hayata veda eden, Onuncu Yıl Marşı’mızın bestecisi Devlet Sanatçısı Cemal Reşit Rey bağlamında Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan süreci 15 bölümde gözler önüne seren bir eser.
Doğu – Batı kültürünün bileşimi kalabalık kültürlü bir ailede yetişen, vazifesini siyasi manevralarla değil ‘bilatereddüt’ ifa etmeyi ilke edinmiş Osmanlı devlet adamı Ahmet Reşit’in oğlu (1870-1956), sahne dünyasını çok iyi tanıyan, bu yönde çalışmalar yapmaya onu da yönlendiren, birlikte dillerden düşmeyen “Lüküs Hayat” gibi hiciv dolu eğlenceli operet ve revüler ürettikleri yazar Ekrem Reşit’in kardeşi (1900-1956), Osmanlı İmparatorluğu’ndan Cumhuriyet’e geçişin simgesi olan Cemal Reşit, daha 19 yaşında Paris’teki eğitim ve kariyerini kesip olgun eğitmen ve öncü rolü üstlenerek yurduna dönen bir vatanperverdir. Onun büyük müzik yeteneği ile birleşen geniş imge gücünü tarihsel bir bakış açısından ele alan Evin İlyasoğlu, eserini annesi Mualla Hanım’ın anısına ithaf etmiş çünkü bu müzik dehasını çok küçük yaşlarda tanıma ve dinleme şansını onun sayesinde elde etmiştir.

Bestecinin doğumunun 119’uncu, ölümünün 38’inci yıldönümünde yayımlanan bu genişletilmiş üçüncü basım hakkındaki düşüncelerini Cemal Reşit’in has öğrencilerinden, eserlerini seslendirerek dünyaya tanıtan, nice yitik sanılan yapıtını bularak arşivinin minimum eksikle tamamlanmasında büyük emeği geçen besteci, piyanist Dr. Aydın Karlıbel’e sorduk;
“Evin İlyasoğlu’nun müzik yazarı olarak çalışmalarının ve sanata katkılarının, dile kolay 50 yıla yakın bir süreçte gözlemcisi oldum ve bu değerli bilgilerden yararlandım. Haftalık makalelerin yanı sıra eğitsel eserleri kapsayan çalışmalarıyla bizlere sayısı 20’yi aşan eser kazandırdı. Bu kitapların her biri uzun araştırmaların, titiz incelemelerin ve mülakatların ürünüdür. Evin Hanım her bir besteciyi yaşamının kesitleriyle ele alarak onu ait olduğu dönemsel, sosyolojik ve kültürel ortamın içinde canlı, renkli, önyargısız, abartısız ve realist bir portresini çizmeye çalışır. Biyografilerin içerdiği görsel malzeme ile hatıralar canlanıp hayat bulur.
Cemal Reşit Rey biyografilerinin ilki Nisan 1997’de Yapı Kredi Yayınları tarafından görkemli bir sergi ile ayrıca ek kitap olarak sunulan “Ustalara Saygı” nüshası ile birlikte; ikincisi ise ölümünün 20’nci yılında Dünya Yayıncılık tarafından 2005’te basılmıştı. İBB tarafından yayınlanan son baskı ise, en güncel bilgileri içerirken, yıllar içinde hocamızın kayıp ve darmadağınık haldeki eserlerinin durumuna önemle yer vermekte, tamamlanmamış olsa da bu külliyatla ilgili çabalar konusunda aydınlatmaktadır.
Cemal Reşit Rey’in ismini taşıyan konser salonundaki kültür ve sanatı tamamlayan bu değerli çalışma, büyük bestecimizin hayatı, sanatı ve eserleri hakkında mevcut en kapsamlı başvuru kaynağıdır.”
100. SANAT YILI 2023
Evin İlyasoğlu, zamanın Avrupa müziğindeki musicien complet kalıbına uyarak bestecilik, orkestra şefliği, piyanistlik, eşlikçilik, öğretmenlik, radyoculuk ve müzik kurumlarında kuruculuk görevlerini üstlenen Cemal Reşit’in çok yönlü sanat serüvenini şöyle özetliyor; “Besteleri ile her yaşta, her düzeyde, her kültür birikiminde insana seslenir. Solo çalgıdan oda müziğine, oda orkestrasından büyük senfonilere; küçük liedlerden a cappella korolara, operaya, operete, revüye; film, tiyatro ve radyo oyunları için müziklere kadar, her ortama örnek vermiştir. Şef olarak Avrupa’nın ünlü orkestralarını yönetmek payesine erişmiş; onun yapıtları da ünlü şefler tarafından Avrupa’nın en önemli konser salonlarında tarihî orkestralarla seslendirilmiştir…
“Analiz Müzikal” dersleri başlı başına dramatik bir kültür şölenidir. 1930’lu ve 1940’lı yıllarda müzikseverler için Cemal Reşit’in derslerine katılmak kadar, radyodaki programlarını dinlemek, konserlerine ve operet temsillerine gitmek, İstanbul’un yeni yaşam biçimindeki temel kuralların gereği hâline gelmiştir…

Besteciliğini bilinçli olarak yönlendirmiş; kaynaklarını çeşitleyerek besteleme sürecini değişik karakterdeki dönemlere bölmüştür. 1920’lerde, başlıkları bile Fransızca olan Postromantik ve İzlenimci etkiler altında liedler bestelemiş; 1926’dan sonra Türk folkloru ve makamsal müzikten kaynaklanmaya başlamış; 1930’dan sonra bu kaynağı Batı normlarıyla birleştirip çok sesli Türk müziği dünyasına yepyeni bir birleşim sunmuştur. 1950’den sonraki çalışmaları kendi düşsel sanatının ve olgunluk döneminin ürünleridir. Yetmiş yaşına kadar eşit zaman aralıklarıyla her ortam için ürün vermiştir. 70’inden sonra beste yapmamayı ilke edinmiş; ölümüne dek geçen on yıl içinde eski yapıtlarını değişik ortamlara uygulamaya çalışmıştır.”
Kurucusu olduğu İstanbul Şehir Orkestrası’nı altmış altı yaşında kalp krizi geçirene kadar yöneten, o günden sonra memuriyeti bırakıp muazzam aktivitesinden durgunluğa geçen Cemal Reşit’i emekliliğinde yaşama bağlayan; öğrencilerinin başarılarından duyduğu gurur; yapıtlarının seslendirilmesi; beste yapması için gelen öneriler; “50. Sanat Yılı” kutlamaları çerçevesinde tümüyle eserlerinin programa alındığı üç konser ve aynı yıl Fransız Cumhuriyeti’nin vermiş olduğu Legion d’Honneur, Chevalier’den sonra en büyük unvan Officier ile de taltif edilmesidir. 80’inci yaşı için 12. İstanbul Festivali’nde adına verilen konser ve yaşamının son günlerinde Şehir Tiyatrosu’nun 53 yıl sonra yeniden sahnelediği “Lüküs Hayat” operetini izlemek de onu çok duygulandırır.
Bu yıl “100. Sanat Yılı” da hem Türkiye Cumhuriyeti hem de İstanbul Belediyesi Konservatuarı’nın 100. yıldönümü olarak birlikte kutlanacak. Umarız anma konserleri sadece onun eserlerinin çalınacağı zengin bir programla verilir, adını taşıyan konser salonu da bütün yapıtları ve özel eşyalarının toplandığı merkez olarak taçlanır.
GOOGLE YOK ZAMAN İÇİNDE MÜZİK VARDI!
Evin İlyasoğlu’nun 1994 yılında 10 CD ekiyle Yapı Kredi Yayınları’ndan çıkan, 2002’ye kadar yedi kez basılan ve Remzi Kitabevi ile devam eden süreçte 11’inci baskısını da okura ulaştıran “Zaman İçinde Müzik” kitabı Google yokken vardı ve sonra internet bilgilerine kaynak oldu. İlyasoğlu’nun önsözde belirttiği gibi, “Yenilenmiş 11’inci Baskı”dan ziyade, 21’inci yüzyıl müzik değerlerinin eklenmesiyle “yepyeni bir kitap” kimliğiyle Mayıs 2023’te karşımız çıkan “Zaman İçinde Müzik” güvenilir bir kaynak, önemli bir çalışma olarak sağlık verilmeye devam ediyor. Yıllar içindeki her baskısı ilgi gören kitabını İlyasoğlu şöyle özetliyor:
“Ne yazar ne de okur için kolay bir kitaptı. Okuru zamanın içinde müziksel bir yolculuğa çıkarıyorum. Zamanın tarihsel önemini, diğer sanat dalları ile müziğin kıyaslamasını da değişik bölümlerde hazırladığım ‘zaman dizinleri’nde ortaya koydum. Örneğin Haydn-Mozart gibi bestecilerin oluşturduğu Klasik Döneme koşut toplumsal olaylar; edebiyat, resim-heykel, mimarlık ve felsefe dallarındaki üretimleri anlatan tablolar hazırladım. En sonunda bugünün genç sanatçılarının getirdiği yeni akımlara değindim. Bu baskı önceki yılların eksiklerini tamamlarken yeni çağın bugüne dek ortaya çıkardığı müzik akımlarını da kapsıyor. Genç bestecilere, Türk ve yabancı çok önem verdim. Hatta kitabın ‘Yeni Müziği/Yarını’ anlatan son yazısını Almanya’da yaşayan bestecimiz Zeynep Gedizlioğlu yazdı.”
İLHAN USMANBAŞ’A ARMAĞAN
Evin İlyasoğlu kitabın bu baskısını “Türk Beşleri”nin her birinin öğrencisi olmuş, bugün yeni kuşak bestecilerinin pek çoğunun onun gibi bir bilge hocanın izinde olmakla kıvanç duyduğu Prof. İlhan Usmanbaş’a armağan etti. İlyasoğlu konuyla ilgili olarak; “Neredeyse 103 yaşındaki Usmanbaş yaşayan en önemli bestecimiz. Yetiştirdiği değerli öğrencilerle ve Türk müziğine getirdiği çağdaş yeniliklerle çok önemli bir kavşaktır. Ben onunla nice radyo, televizyon programı yaptım. Hakkında dört kitap yazdım” dedi.