MEHMET KAYA
Köy Kanunu değişikliği içine eklenen maddeyle, Türkiye’de coğrafi bilgi sistemlerinde lisans bedeli ödeyecek kurum ve kuruluş sayısı arttı. İşin ilginç tarafı ise sitesinde “biz buradayız” diye harita yayımlayan küçük esnaftan, anlık mesajlaşma uygulamalarında konum bildirenlere kadar herkes birden bire diken üzerinde haberleri okudu.
Meselenin başlangıcı, haritaya dayalı sayısal hizmetler üreten şirketlerin, tuhaf arabalarıyla şehirlerde, kritik yerlerde kayıt yaparken, izinli olarak bu işi yaptıklarını belgeleme ihtiyacıyla ortaya çıktı. Kendi ayaklarıyla “bu işi yapıyoruz, bizi belgeleyin, rahat çalışalım” diye başvurdular. Elbette kamu bu izni hemen bedele ve sonrasında lisans bedeline bağladı. Düzenleme farklı gerekçeyle Anayasa Mahkemesince iptal edildi, uyum amacıyla yapılan düzenleme ise önceki gün “Köy Kanunu” içinde kabul edildi.
Sayısal hizmet coğrafi bilgi işleme içinde bulunuyor
İş önemli ve geniş. Ambulans, kişisel araç, kamu aracı her türlü araçtaki navigasyondan, kuryelere, elektrikten, buğday rekoltesi hesaplamaya her kritik harita ve görüntü, yer ve iki nokta arası ulaşıma dair ne kadar sayısal hizmet varsa “coğrafi bilgi işleme” içinde bulunuyor. Taraflar ise bu bilgileri haritayı işleyen üretenler ile bunların üzerinde hizmet sunan herkes. Elbette bu hizmet son tüketiciye sunuluyor.
Esnafı kapsamayacak açıklaması yapıldı
Türkiye’nin bu alandaki en büyük yazılım şirketlerinden Başarsoft ilk olarak “kayıtlı, izinli yapalım” diye devletin kapısını çalan şirketlerden biri. Yeni düzenlemeden endişe duyanların başında da Başarsoft Yönetim Kurulu Başkanı Alim Küçükpehlivan geliyor. Yasa teklifi hazırlığı döneminde hiç görüşlerinin alınmamasından, küresel dev haritacı “Google, Yandex gibi yüzlerce milyar dolarlık şirketlerle” aynı mali yükümlülüğe tabi tutulmanın yerli üretici aleyhine rekabet gücünü kırdığını belirtiyor. Köy Kanunu değişikliğiyle Coğrafi Bilgi Sistemleri Kanununa yapılan ekleme. Eklemede, şirketler ve ticari iş yapan gerçek kişiler için (esnaflar dahil) “üreten, paylaşan ve satan gerçek ve özel hukuk tüzel kişilerin” lisans bedeli verecek olması.
Kamu kuruluşlarınca “esnafı kapsamayacak” “anlık mesajlaşma konumları olmayacak” denilse de kanun maddesi yerli yerinde duruyor. Üstelik, Bakanlık açıklamasında kanunda olan “paylaşma” kelimesi geçmiyor.
Özetle, dumanı üstünde tüten, daha bir gün önce kabul edilen yasaya ya değişiklik, ya da Anayasa Mahkemesi yolu -öyle veya böyle- görünüyor.