DUYGU GÖKSU/İZMİR
Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği’nin Aflatoksinli Kuru İncirlerin Sürdürülebilir Yönetimi Projesi, İspanya’nın Palma de Mallorca kentinde 8-10 Mayıs 2025 tarihlerinde düzenlenen 42. Dünya Kuruyemiş ve Kuru Meyve Kongresi’nde (INC) Sürdürülebilirlik Ödülü’ne layık görüldü. Ege Kuru Meyve ve Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Ali Işık, ihracata uygun olmayan aflatoksinli incirlerin doğaya zarar vermeden ayrıştırılması, biyogaz tesislerinde enerjiye dönüştürülmesi modelinin INC tarafından küresel ölçekte model olarak değerlendirildiğini dile getirdi. Işık, “İncir, Aydın bölgesine lütfedilmiş bir ürün, bir tarih eser gibi korumalıyız, başarıyı sürdürmeliyiz.” dedi.
Aflatoksinle mücadele kapsamında sürdürülen seferberliğin, iklim değişikliğinin tarım üzerindeki etkileriyle daha da önemli hale geldiğini ifade eden Işık, “2024 yılında başlatılan projeyle yaklaşık bin 500 ton kontamine ürünün doğaya veya tüketime karışması engellenirken, bu atıklar yenilenebilir enerjiye dönüştürülerek çevresel riskler azaltıldı. İhraç edilecek kuru incirler, karanlık odalarda UV lambalar ve lazer ayıklama makineleriyle titizlikle kontrol ediliyor. Fiziksel olarak aflatoksinli olabileceği belirlenen incirler üretimden çıkarılıyor ve ticarete konu olması önleniyor. 2000 yılından bu yana yürüttüğümüz Aflatoksinli İncirlerin İmhası Projesi ile sadece ihracat pazarlarını değil, iç pazarı da güvence altına alıyoruz, bu yıl toplanan aflatokisinli kuru incir imha oranı yüzde 1,5’a çıkarıldı ve yüzde 1 oranında da küflü incirlerin toplanmasına başlandı. Sonuçta yüzde 2,5 oranında kuru incirin toplanarak biyogaz tesisinde enerjiye dönüşmesi sağlanıyor.” diye konuştu.
Kuru incirde aflatoksinin bir tarım ilacı ya da kimyasal kalıntı değil, doğada bulunan bazı küf mantarları tarafından sıcaklık ve nem gibi çevresel etkenler altında üretilen doğal bir mikotoksin olduğunu vurgulayan Işık, “2024 yılı, kuru incir ihracatçılarımız açısından oldukça zorlu geçti. İklim değişikliği ve çevresel koşullar nedeniyle aflatoksin ve okratoksin varlığında önemli bir artış yaşandı. İhracatçılarımızın tüm gayretlerine ve yoğun kontrollerine rağmen, insan gözüyle ya da cihazlarla tespit edilemeyen, ışıma vermeyen bazı küf varlıkları, ihracat süreçlerinde sıkıntılara yol açtı. Yoğun kontrol süreçlerine rağmen zaman zaman bazı partilerin ihracat pazarlarından geri dönmesi söz konusu oldu. Ancak bu ürünler, Tarım ve Orman Bakanlığı’nın mevzuatına göre tekrar çok sıkı analiz ve denetimlere tabi tutularak ülkemize giriş yaptı. Türk Gıda Kodeksi’ne uygun olmayan tek bir kuru incir partisinin yurda girişine izin verilmedi.” açıklamalarında bulundu.
Birol Celep: Bakanlık bizimle sahaya insin
Başarının sürdürülebilirliğini sağlamakta zorlanıldığına dikkat çeken TİM Yönetim Kurulu Üyesi Birol Celep, “Yaygın bilgi eksikliği ve eğitim sorunu mevcut. Çiftçi, hangi ürünleri hangi dozda kullanacağını bilmiyor. Ülkemizde tarım danışmanlığı yaygın değil ve denetim sistemi yetersiz. Türkiye’de denetim ürün pazara girdikten sonra yapılıyor, bu durum çok yetersiz ve geç müdahale. Avrupa Birliği’nde sistem her zirai faaliyetin kontrol altına alınmasıyla işliyor ancak Türkiye’de bu yok. Bakanlık, bizimle sahaya inmeli.” diye konuştu.