EVRİM KÜÇÜK
ABD’nin İran’ın nükleer altyapısına yönelik hava saldırıları enerji piyasasında dalgalar yaratıyor. Piyasalar, stratejik dengelerin bir gecede nasıl değişebileceğine şahit oluyor. Piyasadaki risk algısının artmasıyla, enerji kuruluşları yılın geri kalanı için tahminlerini revize etmeye başladı. Üçüncü çeyrek Brent tahmini 62 dolardan 70 dolara, son çeyrek beklentisi ise 59 dolardan 64 dolara yükseltildi. Ancak, Hürmüz çevresinde yaşanacak her yeni gelişme, bu öngörüleri hızla geçersiz kılabilir ve fiyatları 3 haneli seviyelere çıkarabilir.
Brent petrol, saldırıların ardından yüzde 10 artışla 77 doların üzerine tırmanırken, yatırımcılar Hürmüz Boğazı üzerinden geçen petrol ve LNG sevkiyatlarını yakından izliyor. Şimdilik Hürmüz Boğazı açık; ancak kapanma ihtimali uzmanlara göre artık bir spekülasyon değil, ciddi bir risk senaryosu.
PETROLÜN %20’Sİ BURADAN GEÇİYOR
Dünyadaki deniz yoluyla taşınan petrolün yaklaşık yüzde 25’i ve sıvılaştırılmış doğal gazın yüzde 20’si Hürmüz Boğazı’ndan geçiyor. Bu dar geçitteki herhangi bir aksama, küresel enerji sistemini hızla krize sürükleyebilir. OPEC’in sahip olduğu yedek üretim kapasitesinin büyük bölümü yine Basra Körfezi’nde yer aldığı için, Hürmüz’ün devre dışı kalması alternatif arz kanallarını da etkisiz bırakıyor. Uzmanlar, Hürmüz’ün kapatılması durumunda Brent petrolün kısa vadede 120 doları aşacağını, bu blokajın yıl sonuna dek sürmesi halinde ise 150 doları geçerek rekor seviyelere ulaşacağını öngörüyor. ABD kaya petrolü üretiminin artması ise zaman alacağı ve sınırlı kalacağı için bu açığı kapatması mümkün görünmüyor.
İRAN BÜYÜK ALICILARI KARŞISINA ALMAK İSTEMEYEBİLİR
Bununla birlikte İran açısından da Hürmüz’ü kapatmak kolay bir karar değil. Boğazdan geçen petrolün yüzde 80’i Asya ülkelerine gidiyor ve Tahran, Çin gibi büyük alıcıları karşısına almaktan çekiniyor. Ayrıca İran kendi petrolünü de bu güzergâhtan ihraç ediyor. Bu nedenle uzmanlar, blokajın daha çok taktiksel tehdit olarak kullanılacağını, kalıcı bir ablukaya dönüşmesinin düşük olasılık taşıdığını belirtiyor.
Alternatif hatlar olarak Suudi Arabistan ve BAE’nin Hürmüz dışı boru hatları var; ancak kapasiteleri sınırlı.
HİPERENFLASYON VE RESESYONU TETİKLEYEBİLİR
Hürmüz Boğazı’nın kapanmasının dünya ekonomisine faturası ağır olabilir. Bağımsız emtia analiz kuruluşu ICIS tarafından yapılan çatışmalara ilişkin en kötü durum senaryosunda, Körfez’deki enerji altyapılarına yönelik saldırıların dünya genelinde hiperenflasyon, tedarik zinciri çöküşü, yüksek sigorta primleri ve üretim kesintileri gibi etkiler yaratabileceği uyarısı yapılıyor. Bu gelişmelerin yalnızca bölgesel değil, küresel ölçekte resesyon hatta depresyon ihtimalini artıracağı belirtiliyor. Uzun süreli bir arz kesintisi, dünya ekonomisini 2020 sonrası ikinci bir durgunluk dalgasına sokabilir. Tarihsel veriler ise fiyat şoklarının genelde kısa ömürlü olduğunu gösteriyor. 1991 Körfez Savaşı, 2003 Irak işgali ve 2022 Rusya-Ukrayna savaşı sonrasında yaşanan yükselişler birkaç ay içinde dengelenmişti. Bu nedenle bazı analistler, piyasaların duygusal tepkiler yerine yapısal arz-talep dengesine göre hareket edeceğini savunuyor.
Trump: Petrol fiyatlarını düşürün, gözüm üstünüzde
Öte yandan ABD Başkanı Donald Trump, dün sosyal medya hesabından petrol fiyatlarına ilişkin yaptığı açıklamada, "Herkes petrol fiyatlarını düşürsün, gözüm üzerinizde. Düşmanın ekmeğine yağ sürüyorsunuz, bunu yapmayın" ifadelerini kullandı.
Altını 4.000 dolara taşıyacak olan savaş değil borçlar!
Orta Doğu’daki gerilim altın fiyatlarını dalgalandırırken, Bank of America (BofA), yükselişin asıl nedeninin ABD borç yükü olduğunu savunuyor. Banka analistleri, altının 2026’da ons başına 4.000 dolara ulaşabileceğini öngörüyor. Bu, mevcut 3.350 dolar bandı seviyelerinin yaklaşık yüzde 18 üzerinde.
ABD, İran’ın nükleer tesislerini vurdu ve Başkan Trump, saldırıların sürebileceği mesajını verdi. Ancak BofA, savaşların uzun vadede altın fiyatları üzerinde kalıcı etkiler yaratmadığını vurguluyor. Nitekim İsrail-İran geriliminin tırmanmasına rağmen altın fiyatları geçtiğimiz hafta yüzde 2 geriledi.
Analistler, asıl yükseliş nedeninin, Kongre’de görüşülen vergi ve harcama tasarısının yaratacağı trilyonlarca dolarlık açık olabileceğini belirtiyor. Bu da doların geleceği ve borçların sürdürülebilirliği konusunda ciddi soru işaretleri yaratıyor.
BofA’ya göre, mali açıklar azalmazsa ve piyasa oynaklığı sürerse, daha fazla yatırımcı altına yönelecek.