EVRİM KÜÇÜK
Nikel piyasası, son yıllarda yaşadığı yapısal değişimlerin etkisiyle yönünü yeniden tayin etmeye çalışıyor. Özellikle elektrikli araç (EV) bataryalarında kullanım potansiyeliyle geleceğin metali olarak görülen nikelin görünümü artık o kadar da parlak değil. Asya’da canlı kalmaya devam eden talebe rağmen, küresel arz fazlası ve gelişen batarya teknolojilerindeki dönüşüm, fiyatlar üzerinde baskı oluşturuyor.
Arz fazlası yaşanıyor
Endonezya’da üretimin hızla artması sonucu nikel, son üç yıldır ciddi bir arz fazlası yaşıyor. 2020’de cevher ihracatını yasaklayan ülke, bunun yerine Çinli şirketlerle ortak eritme tesisleri kurarak yerel katma değeri artırmayı hedefledi. 10 yıl önce sadece dört olan eritme tesisi sayısı bugün 44’e ulaştı. Bu genişleme, küresel arzı yeniden şekillendirdi. Endonezya hükümeti 2024’te nikel madencilik kotasını 120 milyon ton azaltarak 150 milyon tona düşürdü. Bu karar, arzı yüzde 35 azaltma potansiyeline sahip olsa da, Londra Metal Borsası (LME) stoklarının son bir yılda yüzde 100’den fazla artarak 200 bin tonun üzerine çıkması, piyasalarda arz bolluğu algısını kuvvetlendirdi.
Fiyatlar 15 bin doların etrafında geziyor
Nisan ortasından bu yana ton başına 15.000 dolar civarında seyreden nikel fiyatları, 8 Nisan’da dört yılın en düşük seviyesi olan 14.450 doları test etti. Piyasa aktörleri, Endonezya’daki üretim kısıtlamalarının arz fazlasına karşı ne derece etkili olacağını dikkatle izliyor.
Çin ve Endonezya merkezli bir denge oyunu
Nikel piyasasındaki arz ve talep dengesinin merkezinde artık sadece Çin ve Endonezya yer alıyor. 2019’dan bu yana iki ülkeden gelen arz yılda ortalama yüzde 15-20 büyürken, dünyanın geri kalanındaki arz yılda yüzde 5 daraldı. Aynı dönemde Çin ve Endonezya’nın talebi ortalama yüzde 11 büyüme gösterdi; ancak diğer ülkelerde bu büyüme ya çok sınırlı kaldı ya da bazı yıllarda negatif gerçekleşti.
Özellikle elektrikli araçlara olan talep, nikel bazlı bataryalara olan ilgiyi uzun süre canlı tuttu. Ancak bu tablo değişiyor. Lityum demir fosfat (LFP) pillerin daha düşük maliyet, uzun ömür ve yeterli performans sunması, nikel bazlı pillere olan talebi azaltmaya başladı. Çin’de halihazırda EV pil üretiminde LFP hakimiyeti söz konusu; Avrupa ve ABD’de de benzer eğilim güç kazanıyor. 2020’de batarya kimyasında %55 olan nikel payının, 2030’a kadar %45’in altına düşmesi bekleniyor.
NİKELDE SINIF FARKI
Nikel piyasasında üç ana ürün sınıfı farklı yönlerde hareket ediyor:
Sınıf I Nikel (yüksek saflıkta metal): Çin dışındaki sıkı arz nedeniyle 2021-22’de desteklenmişti. Ancak Çin’in stokları beslemek için üretimi artırması, 2024’te bu segmenti de arz fazlasına sürükledi.
Sınıf II Nikel: Endonezya’nın artan üretimi ve Çin dışı ithalatlar, bu segmentte aşırı arz yaratmıştı. Ancak küresel FeNi üreticilerinin kapanması ve Çin’de artan paslanmaz talebiyle denge yeniden kurulmaya başladı.
Nikel Sülfat: Pil talebinin zayıflaması ve Endonezya’nın tedarik kapasitesini artırması 2023’te bu piyasada arz fazlasına neden oldu. Sülfat, artık giderek daha fazla rafine edilerek Sınıf I nikel formuna dönüştürülüyor.
PASLANMAZ ÇELİK VE BÖLGESEL GÖRÜNÜMLER
Paslanmaz çelik üretimi, nikel talebinin en büyük kalemlerinden biri olmayı sürdürüyor. 2025-2027 döneminde küresel üretimin yılda yüzde 4-5 büyüyerek 71 milyon tona ulaşması bekleniyor. Bu büyümede Çin, Hindistan ve Endonezya başı çekiyor. Çin’de konsolidasyon ihtimali artarken, Tsingshan ve Tisco gibi dev üreticiler kapasiteyi artırmaya devam ediyor. Hindistan’ın üretimdeki payı artarken, Güney Kore’nin tayfun sonrası toparlanması bekleniyor. Japonya ise mevcut 2,2 milyon tonluk üretimini koruyacak.
Avrupa’da büyüme beklentileri sınırlı; yüzde 8’lik önceki tahminler yerini daha temkinli projeksiyonlara bıraktı. Ancak bazı üreticilerin hurda yerine NPI kullanmaya devam etmesi, nikel talebini nispeten güçlü tutabilir.