EVRİM KÜÇÜK
Avrupa’da alüminyum üreticileri, pandemi sonrası yaşanan enerji krizinin ardından kalıcı hale gelen yüksek elektrik fiyatları nedeniyle küresel pazarda rekabet avantajını kaybediyor. Çin’in kömür destekli üretimi ve ABD’nin kaya gazı avantajı, Avrupa’yı hem fiyat hem karbon salımı açısından zor durumda bırakıyor.
ING’nin analizine göre Avrupa’da enerji maliyetleri hâlâ pandemi öncesine göre yüksek ve üretim birim maliyetleri Çin ve ABD’nin yaklaşık yüzde 50 üzerinde. Avrupa’da bir ton birincil alüminyum üretimi enerji hariç yaklaşık 1.950 euro maliyete sahipken, geri dönüştürülmüş alüminyum 1.400 euro maliyetle üretilebiliyor
Enerji krizi, maliyeti ikiye katladı
Elektrik maliyetleri Avrupa’da hâlâ megavat-saat başına 75– 100 euro bandında seyrediyor. Almanya, Benelux ve Birleşik Krallık gibi bölgelerde enerjide LNG hakimiyeti nedeniyle fiyat düştü; ancak halen Çin ve ABD’ye kıyasla yüksek kalıyor. İsveç, Norveç gibi hidrolik enerjiyle düşük fiyatlı bölgeler dışında, elektrik masrafı sanayii rekabet gücünü zayıflatıyor.
CBAM rekabeti dengeleyebilir mi?
Avrupa Emisyon Ticareti Sistemi (ETS) kapsamında karbon fiyatlaması uygulanmakta; 2026’dan itibaren karbon sınır vergisi (CBAM) da devreye girecek. Ancak sistemin tam etkisi ancak 2034’ten itibaren görülebilecek. Buna karşın düşük enerji maliyeti bölgelerinde 25– 30 euro/ton CO2, yüksek maliyet bölgelerinde 65–70 euro/ton CO2 seviyelerinde uygulanacak CBAM, Çin üretimiyle rekabeti nispeten artırabilir
Büyük Tech ile enerji rekabeti
Google, Amazon, Meta gibi teknoloji devleri, yenilenebilir enerjiden alüminyum üreticilerine göre daha fazla yararlanıyor. Teknoloji şirketleri, uzun vadeli enerji anlaşmalarında üreticilere kıyasla daha yüksek fiyat ödeyerek elektrik piyasasını domine ediyor. Bu durum, Avrupa’nın enerji yoğun üretim sürecini olumsuz kılıyor.
Geri dönüşüm çıkış kapısı olabilir
Avrupa, düşük maliyetli ve çevreci çözüm olarak geri dönüştürülmüş alüminyuma yöneliyor. Ancak bu alanın da dış rekabete karşı korunması gerekiyor. Avrupa’da ton başı 1.400 avro olan geri dönüşüm maliyeti, Çin’in birincil üretimine karşı rekabetçi. Yine de, küresel geri dönüşüm oranlarının artması şart; aksi halde Avrupa’nın elde ettiği çevresel kazanımlar, Çin gibi ülkelerdeki yüksek karbonlu üretimle dengelenebilir. ING’ye göre, Avrupa’da geri dönüştürülmüş alüminyumun üretim maliyeti, birincil üretime kıyasla yüzde 30 daha düşük. Ancak Avrupa bu avantajı koruyabilmek için iki adım atmak zorunda: Çin’den gelen ucuz geri dönüştürülmüş alüminyuma karşı iç piyasayı korumak ve daha fazla hurdadan üretim sağlamak. Yalnızca Avrupa’nın çabası yetmeyecek; küresel ölçekte geri dönüşüm bilincinin artması gerekiyor. Aksi takdirde, Avrupa’daki geri dönüşüm çabaları başka bölgelerdeki karbon yoğun üretimle etkisiz hale gelebilir.
Üretiminde CO2 4 ton olmalı
Yeşil alüminyum, geleneksel, enerjiyi yoğun biçimde kullanan ve fosil yakıt bazlı kaynaklardan beslenen alüminyum üretimine kıyasla çok daha düşük karbon emisyonuyla üretilen alüminyumu tanımlar. İki ana yolu vardır; düşük karbonlu birincil üretim ve geri dönüştürülmüş alüminyum. Üretiminde elektrik kaynağı olarak yenilenebilir (hidro, rüzgâr, güneş) veya düşük karbonlu enerji kullanımı tercih edilir. Proses verimliliği olarak da inert anotlar gibi yeni teknolojilerle karbon salınımının daha da azaltılması hedeflenir. Yeşil alüminyum, üretiminde düşük karbon salımı hedeflenen çevreci alüminyum türü. Geleneksel üretimde ton başına ortalama 15-16 ton CO2 salınırken, yenilenebilir enerjiyle üretilmiş “yeşil” alüminyumda bu rakam 4-7 ton CO2’ye kadar düşebilir. Geri dönüştürülmüş alüminyumda ise emisyonlar 0.5 ton CO2 seviyesinde.. Avrupa üretimi, düşük karbonlu elektrik ve yüksek çevre standartlarıyla Çin’e kıyasla yaklaşık üçte bir daha az emisyon üretir. “Yeşil” sayılabilmesi için şeffaf karbon raporlaması, yenilenebilir enerji kullanımı ve geri dönüşüm katkısı gibi kriterler aranır. Yeşil alüminyum, AB’nin Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (CBAM) gibi uygulamalarıyla ticarette de avantaj sağlamaya başlamıştır.