Piyasalarda bu hafta sahne altının. Hafta başından bu yana rekora doymayan ons altın, 3.558 dolar seviyesine çıkarak tüm zamanların en yüksek seviyesini gördü. Yılbaşından bu yana yüzde 36 değer kazanan sarı metal, Londra’da 900 milyar dolarlık büyüklüğe sahip altın piyasasında merkez bankalarının yön değiştirmesiyle adeta yeni bir döneme girdi. Merkez bankalarının kasasındaki altınların değeri, ABD Hazine kağıtlarının değerini 1996’dan bu yana ilk kez geride bırakması, altına talebi tetikledi.
Uzmanlara göre bu durum, küresel finans sisteminde önemli bir kırılmaya işaret ediyor. Crescat Capital stratejisti Tavi Costa, “Bu, modern tarihin en büyük küresel rezerv dengelenmelerinden birinin başlangıcı” yorumunu yaptı. Dünya Altın Konseyi’nin yaptığı ankette ise merkez bankalarının büyük çoğunluğu, önümüzdeki 12 ayda altın rezervlerinin artacağını düşünüyor.
Faiz indirimi beklentisi ralliyi destekliyor
ABD Merkez Bankası’nın (Fed) bu ayki toplantısında faiz indirimine gideceğine yönelik beklentiler de altın fiyatlarındaki yükselişi destekliyor. Piyasalarda 25 baz puanlık faiz indirimi olasılığı yüzde 90 seviyesinde fiyatlanıyor.
Özellikle son yıllarda ABD’de artan enflasyon, Hazine tahvillerinin reel getirisini düşürürken, altını güvenli liman olarak öne çıkarıyor. 2020’den bu yana doların satın alma gücündeki yüzde 30’a yakın kayıp, Treasuries olarak bilinen ABD tahvillerinin cazibesini zayıflatmış durumda.
Çin'in stratejik altın hamlesi: 5000 tona gidebilir
Rekor yükselişin en güçlü nedenlerinden biri, Çin’in agresif altın alımları. Pekin yönetimi, dolar bağımlılığını azaltmak ve rezervlerini çeşitlendirmek amacıyla 2023’ten bu yana dünyanın en büyük alıcısı konumuna geldi.
Çin Merkez Bankası (PBOC), bu yılın ilk yarısında 21 ton, 2024’te 44 ton, 2023’te ise 225 ton altın alımı yaptı. Resmi altın rezervi 2.300 ton seviyesinde bulunurken, analistler gerçek miktarın bunun üzerinde olduğuna dikkat çekiyor. BNP Paribas analisti David Wilson, “Çin’in rezervleri ekonomisinin büyüklüğünü yansıtmıyor. 5.000 tonun üzerinde bir hedef mantıklı görünüyor” değerlendirmesinde bulundu.
Çin’in alımları, 2022’de Rusya’nın 300 milyar dolarlık rezervinin Batılı ülkeler tarafından dondurulmasının ardından hız kazandı.
Pekin, benzer bir risk yaşamamak için rezervlerini altın ve yuan cinsi varlıklara kaydırıyor.
Polonya ve gelişen ülkelerden destek
Altın alımlarında yalnızca Çin değil, gelişmekte olan diğer ülkeler de öne çıkıyor. Polonya Merkez Bankası, 2023-2025 döneminde 287 ton altın satın alarak hedeflediği rezerv oranına ulaştı. Polonya, altın varlıklarının toplam rezervler içindeki payını yüzde 20’ye çıkardı. Rusya-Ukrayna savaşının etkileri, jeopolitik riskler ve ABD’nin uyguladığı yaptırımlar, birçok ülkeyi dolar yerine altın tutmaya yönlendiriyor. Gelişen ekonomiler, Batı finans sistemine olan bağımlılıklarını azaltmak için altını güvence aracı olarak görüyor.
Gelişmekte olan ülkelerde altının payı düşük seviyelerde olsa da, son yıllarda hızla artıyor. Dünya ortalamasında merkez bankası rezervlerinin yüzde 22’si altından oluşuyor. 2022’de Rusya rezervlerinin dondurulması, birçok ülkeye rezerv çeşitliliğinin önemini hatırlattı. Dünya Altın Konseyi raporuna göre, gelişmekte olan ülkelerin merkez bankaları önümüzdeki yıllarda altın alımlarını artırmayı planlıyor. Bu durum, altın fiyatlarında yeni rekorların kapısını aralarken, doların küresel finans sistemindeki gücünün yavaş yavaş aşındığını gösteriyor.
Altının rallisini bozabilecek unsurlar
Uzmanlara göre altın piyasasında güçlü yükseliş trendi devam etse de, bazı riskler ralliyi sekteye uğratabilir. Öncelikle spekülatif pozisyonlardaki aşırı birikim, fi yatların belirli bir seviyenin altına inmesi durumunda hızlı bir çözülmeye yol açabilir. Diğer bir risk, Fed’in beklenenden daha şahin bir tutum takınması. Faiz indirimlerinin ertelenmesi ya da geleceğe yönelik daha sıkı para politikası sinyali, altına olan talebi zayıflatabilir. Ayrıca doların sert ve düzensiz bir şekilde değer kazanması, yatırımcıların güvenini sınayabilir. Son olarak, uzun vadeli tahvil getirilerinde olası bir keskin düşüş, tahvillerin yeniden güvenli liman olarak cazip hale gelmesine yol açarak altına olan ilgiyi sınırlayabilir. Bu faktörler bir araya geldiğinde, altının yükseliş momentumunda geçici bir duraklama ya da geri çekilme yaşanabileceği uyarısı yapılıyor.