Türkiye’nin ilk “Yeşil Hidrojen Vadisi” projesi olan HYSouthMarmara’nın paydaşları arasında yer alan Kale Grubu, seramik sektöründe bir ilk olan yeşil hidrojenin yakıt olarak kullanıldığı yerli fırın teknolojisini hayata geçiriyor. Bu, Türkiye sanayisinin karbon nötr geleceğine uzanan yolun en güçlü adımlarından biri.
HYSouthMarmara Projesi, Türkiye’nin enerji dönüşümünde bir dönüm noktası niteliğinde: Hem Türkiye’nin ilk hidrojen vadisi projesi, hem de Akdeniz bölgesinin örnek yeşil hidrojen ekosistemi olma özelliğini taşıyor. Sadece bir enerji projesi değil; Türkiye’nin sanayide yeşil dönüşüm kapasitesini kanıtlayan bir model olmayı hedefliyor.
Projenin paydaşlarından biri de Kale Grubu. Kale Grubu’nun hidrojenle çalışan hibrit seramik fırını, yalnızca bir mühendislik başarısı değil; yeşil dönüşüm çağında rekabet, teknoloji ve sürdürülebilirlik dengesini yeniden tanımlayan bir vizyon manifestosu olarak değerlendirilebilir.
“Kaleseramik olarak ‘İyi Bak Dünyana’ mottomuzla benimsediğimiz bütünsel sürdürülebilirlik stratejimiz, çevresel etkiyi azaltmaktan toplumsal faydaya uzanan bir yelpazeyi kapsıyor. HYSouth- Marmara Projesi ise bu stratejinin en somut ve dönüştürücü adımlarından birini temsil ediyor” diyen Kaleseramik Genel Müdürü Timur Karaoğlu, “Uzun yıllardır üretimde fosil yakıt kullanımını azaltacak teknolojilere öncelik veriyorduk. Bu proje ise bizi bir adım öteye taşıyarak, seramik sektöründe bir ilk olan yeşil hidrojenin yakıt olarak kullanıldığı yerli bir fırın teknolojisi geliştirme imkanı sunuyor. Bu, sadece üretimde karbon salımını düşürmekle kalmayacak, aynı zamanda döngüsel ekonomiye katkı sağlayan ve sürdürülebilirlik odaklı ürün geliştirme çabalarımızı da bir üst seviyeye taşıyacak. Dolayısıyla HYSouthMarmara, Kaleseramik’in sürdürülebilirlik hedeflerini teoriden pratiğe geçiren ve sektörümüze yeşil dönüşüm konusunda liderlik etme misyonumuzu pekiştiren tarihi bir dönüm noktası” yorumunu yapıyor. Bu dönüm noktasını Timur Karaoğlu’ndan dinledik:
Hidrojenin üretimi kadar, güvenli ve verimli kullanımı da kritik
“Seramik gibi enerji yoğun bir sektörde, üretim maliyetlerimizin yarısından fazlasını oluşturan enerjinin yüzde 80-85’i fosil yakıtlardan gelmekte. MW ölçekli bir elektrolizörün bölgemizde kurulması, bu denklemi kökten değiştirme potansiyeli taşıyor. Kale Grubu olarak projedeki en temel endüstriyel katkımız, yeşil hidrojenin nihai kullanıcısı olarak sürece dahil olmak. Hidrojenin üretimi kadar, sanayide güvenli ve verimli bir şekilde kullanımı da kritik öneme sahip. Bu noktada, yeşil hidrojeni sadece seramik fırınlarında değil, aynı zamanda kurutma ve sprey-kurutucu gibi üretimin farklı aşamalarında kullanacak ilk pilot tesislerden birini kurarak, kullanım esnasında ortaya çıkacak teknik zorlukların çözümüne öncülük edeceğiz. Depolama, taşıma ve kullanım süreçlerinde elde edeceğimiz pratik bilgi birikimi hem teknolojinin yaygınlaşması hem de gerekli yasal altyapı ve güvenlik standartlarının oluşturulması için paha biçilmez bir referans olacak.”
Bir paradigma değişimi
“Türkiye’nin ilk hidrojenle çalışan hibrit seramik fırını, sektör için bir teknoloji transferinin çok ötesinde, tam anlamıyla bir paradigma değişimi yaratacak. Bu teknoloji, öncelikle çevresel ve enerjetik bir dönüşüm başlatarak doğal gaz gibi fosil yakıtlara olan bağımlılığı azaltacak, karbon ayak izini sıfıra yaklaştıracak ve sektörün enerji arz güvenliğini artıracak. Bununla birlikte, hibrit yapısı sayesinde farklı enerji kaynaklarını entegre kullanma esnekliği sunarak üretim verimliliğini artıracak ve bu durum yeni Ar- Ge yatırımlarını tetikleyecek. Tüm bu teknolojik ve çevresel kazanımların doğal bir sonucu olarak, bu alanda öncülük etmek Kaleseramik ve Türkiye seramik sektörüne paha biçilmez bir ‘yeşil üretici’ kimliği kazandıracak. Bu kimlik, özellikle uluslararası pazarlarda ve bilinçli tüketici nezdinde önemli bir rekabet avantajı ve marka değeri yaratacak. Avrupa Yeşil Mutabakatı ve Sınırda Karbon Düzenleme Mekanizması (CBAM), oyunun kurallarını yeniden yazıyor. Yeşil hidrojene geçiş, karbon ayak izimizi radikal bir şekilde düşürerek, 2026’da tam olarak devreye girecek CBAM’ın getireceği ek maliyetlerden bizi koruyacak ve AB pazarındaki rekabet gücümüzü doğrudan güvence altına alacak. Kısacası bu fırın, sektörümüzün geleceğini sürdürülebilirlik ve teknoloji ekseninde yeniden şekillendirecek bir başlangıç.”
Enerji depolama ve lojistiği gibi yeni ve stratejik alanlar
“HYSouthMarmara Projesi, sadece yeşil hidrojenin üretim ve kullanımına odaklanmakla kalmıyor, aynı zamanda Sodyum Bor Hidrür gibi yenilikçi hidrojen depolama teknolojilerinin geliştirilmesini de içeriyor. Bu durum, Ar-Ge stratejimizi doğrudan etkileyen ve zenginleştiren bir unsur. Türkiye’nin bor rezervleri açısından stratejik konumu düşünüldüğünde, bor bileşiklerini temel alan bir enerji depolama teknolojisi üzerinde çalışmak, bizim için sadece bir Ar-Ge projesi değil, aynı zamanda yerli ve milli kaynaklarla katma değer yaratma fırsatı.
Bu teknoloji, Ar-Ge yatırımlarımızı fırın teknolojileri gibi üretim süreçlerinin ötesine taşıyarak, enerji depolama ve lojistiği gibi yeni ve stratejik alanlara yöneltmemizi sağlıyor. Sodyum Bor Hidrür temelli sistemler, hidrojenin güvenli ve verimli bir şekilde depolanıp taşınmasına olanak tanıyarak, yeşil enerjinin sanayide kullanımının önündeki en büyük engellerden birini aşma potansiyeli taşıyor. Bu alanda elde edeceğimiz bilgi birikimi ve teknolojik yetkinlik, Kale Grubu’nun sadece bir kullanıcı değil, aynı zamanda geleceğin enerji teknolojilerini şekillendiren bir oyuncu olma vizyonunu da güçlendirecek.”
■ Sadece Türkiye için değil, tüm Akdeniz havzası için örnek bir model
“Güney Marmara’nın ‘Türkiye’nin ilk karbon nötr bölgesi’ olma hedefi , bizim için sadece bir bölgesel politika değil, aynı zamanda kendi sürdürülebilirlik stratejimizin bir teyidi ve hızlandırıcısı. Bu vizyon, yatırımlarımızı ve üretim yaklaşımımızı doğrudan şekillendiriyor. Bölgesel bir hedefi n varlığı, yeşil hidrojen üretimi ve yenilenebilir enerji gibi büyük ölçekli dönüşüm projelerine yapacağımız yatırımları daha anlamlı ve acil kılıyor. Bu etkinin en somut örneği, Türkiye’nin ilk hidrojen vadisi projesi olan HYSouthMarmara’daki aktif rolümüz. Üretim yaklaşımımızda ise bu hedef, bizi artık sadece verimlilik artışı gibi iyileştirmelerin ötesinde, üretim paradigmasını kökten değiştirecek adımlar atmaya teşvik ediyor. HYSouthMarmara Projesi’nin sadece Türkiye için değil, tüm Akdeniz havzası için bir örnek model oluşturma potansiyelini stratejik bir fırsat olarak görüyoruz. Bu proje, bize ‘yeşil ürün’ etiketli seramiklerimizi sadece bir etiketle değil, arkasında Avrupa Birliği tarafından desteklenen, kanıtlanmış ve öncü bir üretim modelinin hikayesiyle sunma imkânı tanıyor. Dolayısıyla, bu projede bir modelin parçası olmak, bizim için uluslararası pazarlarda markamızı ‘sürdürülebilirlik lideri’ olarak konumlandırmanın en etkili yolu”.
HYSouthMarmara Projesi nedir?
● HYSouthMarmara, Güney Marmara Kalkınma Ajansı (GMKA) koordinasyonunda yürütülen, Türkiye’nin ilk “yeşil hidrojen vadisi” (Hydrogen Valley) projesi.
Projenin amacı, yenilenebilir enerji kaynaklarından hidrojen üretmek, bu hidrojeni sanayi, ulaştırma ve enerji sektörlerinde kullanmak, böylece karbon nötr bir bölgesel ekonomi modelini hayata geçirmek olarak tanımlanıyor.
Nasıl çalışıyor?
● Proje kapsamında MW ölçekli bir elektrolizör sistemi kurulacak. Bu sistem, rüzgâr ve güneş enerjisinden üretilen elektriği kullanarak suyun elektrolizi yoluyla hidrojen üretimi yapacak.
Üretilen yeşil hidrojen, Kale Grubu, Eti Maden, Enerjisa, TÜBİTAK MAM, Aspilsan, TAI gibi büyük sanayi oyuncuları tarafından test edilecek.
Hidrojenin depolama, taşınma ve güvenli kullanımına ilişkin bilgi birikimi oluşturularak Türkiye’nin enerji dönüşümünde model teşkil edecek.
Projenin paydaşları
● Koordinatör: Güney Marmara Kalkınma Ajansı (GMKA)
● Sanayi Paydaşları: Kale Grubu, Eti Maden, Enerjisa Üretim, Aspilsan Enerji
● Araştırma & Teknoloji Ortakları: TÜBİTAK MAM, Sabancı Üniversitesi, Bandırma Onyedi Eylül Üniversitesi
● Destekleyici Kurumlar: Avrupa Birliği, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı Proje, Avrupa Komisyonu’nun Horizon Europe (Ufuk Avrupa) programı kapsamında destekleniyor ve yaklaşık 36 milyon Euro bütçeye sahip.
Stratejik hedefler
1. Türkiye’nin ilk karbon nötr bölgesini (Güney Marmara) hayata geçirmek.
2. Yenilenebilir enerji üretimiyle entegre yeşil hidrojen altyapısı kurmak.
3. Hidrojenin sanayide güvenli kullanımına dair yerli bilgi birikimi oluşturmak.
4. Türkiye’nin Avrupa Yeşil Mutabakatı ve CBAM (Sınırda Karbon Düzenlemesi) sürecine uyumunu hızlandırmak.
5.Akdeniz bölgesinde örnek bir hidrojen ekonomisi modeli geliştirmek.
Teknolojik yenilikler
● Türkiye’nin ilk hidrojenle çalışan hibrit seramik fırını geliştirilecek (Kaleseramik öncülüğünde).
● Sodyum Bor Hidrür temelli hidrojen depolama sistemleri (Eti Maden ve TÜBİTAK MAM iş birliğiyle) denenecek.
● Dijital izleme sistemleriyle enerji verimliliği ve güvenlik optimize edilecek.