Küreselleşmeyle birlikte emek hareketliliği artmış ve ülkeler arası göç hızlanmıştır. Bu gelişmeyle birlikte sosyal güvenlik sistemlerinin kapsayıcılığı ve uyum sorunları gündeme gelmiştir. Yabancıların sosyal güvenliği, hem insan hakları hem de sosyal adalet ilkeleri açısından önem taşımakta, aynı zamanda devletlerin sosyal güvenlik rejimlerinin sürdürülebilirliğini de etkilemektedir. Türkiye gibi göç alan ülkelerde, yabancıların sosyal güvenlik hakları hem ulusal düzenlemeler hem de uluslararası sözleşmelerle belirlenmiştir.
Yabancıların sosyal güvenlik hakkı
Sosyal güvenlik, kişilerin malullük, yaşlılık, ölüm, iş kazası ve meslek hastalığı, hastalık, analık, işsizlik gibi risklere karşı korunmasını sağlayan kamusal bir sistemdir. Bu hak, 1948 tarihli İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 22. maddesi ile güvence altına alınmış; 1952 tarihli Uluslararası Çalışma Örgütü’nün (ILO) 102 No’lu Sosyal Güvenliğin Asgari Normları Sözleşmesi ile detaylandırılmıştır.
Türkiye tarafından 2007 yılında onaylanan Avrupa Sosyal Şartı, göçmen işçilere ve ailelerine sosyal güvenlikte ayrımcılık yapılmamasını öngörmektedir.
Yabancıların sosyal güvenlik hakkı, söz konusu bireylerin vatandaşlıktan bağımsız olarak bu korumalardan yararlanabilmesini ifade etmektedir. Ancak, bu hakların tanınması çoğu zaman karşılıklılık (mütekabiliyet), ikili sosyal güvenlik sözleşmeleri ya da çalışma izni koşulları ile sınırlandırılmaktadır.
Türkiye’de yabancıların sosyal güvenlik statüsü
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’na göre sosyal sigortaya tabi olma bakımından yabancı uyruklular ile Türk vatandaşları arasında hiçbir fark bulunmamaktadır. Kural olarak yabancı işçilerin tabi olacakları sosyal güvenlik mevzuatının belirlenmesinde “kişinin çalıştığı ülkenin mevzuatının geçerli olması” kuralı uygulanmaktadır.
Bununla birlikte, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 4. maddesinin ikinci fıkrasının (c) bendinde de kısa ve uzun vadeli sigorta kolları uygulaması bakımından “Mütekabiliyet esasına dayalı olarak uluslararası sosyal güvenlik sözleşmesi yapılmış ülke uyruğunda olanlar hariç olmak üzere, yabancı uyruklu kişilerden hizmet akdi ile çalışanların 4/a (SSK) kapsamında sigortalı oldukları” belirtilmiştir.
Yukarıdaki düzenleme uyarınca, bir işverene bağlı olarak hizmet akdine/iş sözleşmesine istinaden çalışan yabancı uyruklu kişiler bir Türk vatandaşı gibi zorunlu olarak tüm sigorta kolları kapsamında sigortalı olmaları gerekmektedir.
Diğer taraftan, 5510 sayılı Kanun’un 6. maddesinin (e) bendinde;
“Uluslararası sosyal güvenlik sözleşmeleri hükümleri saklı kalmak kaydıyla;
1-Yabancı bir ülkede kurulu herhangi bir kuruluş tarafından ve o kuruluş adına ve hesabına Türkiye’ye üç ayı geçmemek üzere bir iş için gönderilen ve yabancı ülkede sosyal sigortaya tabi olduğunu belgeleyen kişilerin,
2-Türkiye’de kendi adına ve hesabına bağımsız çalışanlardan, yurt dışında ikamet eden ve o ülke sosyal güvenlik mevzuatına tabi olanların,
sigortalı sayılmayacakları şeklinde düzenleme yapılmıştır.
Sigortalı sayılmama yönündeki bu düzenlemenin sonucu olarak, yukarıda belirtilen şartları taşıyan kişiler için Türkiye’de sosyal sigorta primi ödenmemektedir.
Bu düzenlemedeki temel amaç, ilgili kişilerin geldikleri yabancı ülkelerde sosyal güvenliklerinin sağlanıyor ve sosyal sigorta primlerinin ödeniyor olması nedeniyle Türkiye’de mükerrer (çifte) prim ödemelerinin önlenmek istenmesidir.
Herhangi bir yabancının, dolayısıyla da çalıştığı işletmenin bu düzenlemeden yararlanabilmesi için yabancı bir ülkede kurulu herhangi bir kuruluş tarafından ve o kuruluş adına ve hesabına Türkiye'ye bir iş için gönderilmesi ve yabancı ülkede sosyal sigortaya tâbi olduğunu ikili sosyal güvenlik sözleşmesinde belirtilen sosyal güvenlik formüleri (sözleşmesiz ülke ise bu ülkenin sosyal güvenlik kuruluşundan alınacak belge) ile belgelenmesi gerekmektedir.
Bu hüküm doğrultusunda kişinin ilgili ülkeden alınmış ve orada zorunlu sosyal güvenlik sisteminde primlerinin ödendiğini kanıtlayan formülerinin olması durumunda formülerde belirtilen süre içinde (sözleşmesiz ülke ise en fazla 3 ay süreyle) Türkiye’deki çalışması sırasında prim ödenmesine gerek bulunmamaktadır. Formülerin veya sigorta primlerinin yurtdışında ödenmekte olduğunu kanıtlayan belgenin olmaması halinde ise Türk bir çalışanda olduğu gibi bütün sigorta kolları için kesinti yapılarak çalışmaya başladığı tarihten itibaren sosyal güvenlik primlerinin ödenmesi gerekmektedir.
Yabancı uyrukluların SGK işe giriş işlemleri
Çalışma izni mevzuatına göre Türkiye’nin taraf olduğu ikili ya da çok taraflı sözleşmelerde aksi öngörülmedikçe, yabancıların Türkiye’de bir işveren yanında veya kendi nam ve hesabına çalışmaya başlamadan önce izin almaları gerekmektedir.
11 Nisan 2014 tarihi itibariyle çalışma izinleri aynı zamanda ikamet izni olarak da değerlendirilmeye başlanmıştır.
Bu sebeple, işverenlerin;
- Çalışma izin belgesindeki izin başlangıç tarihinden itibaren 30 gün içinde,
-Çalışma izin belgesinin işverene gönderildiği/tebliğ tarihi ile çalışma izin tarihinin farklı olması halinde çalışma izin belgesinin işverene tebliğ tarihinden itibaren 30 günlük süre içinde,
Sigortalı işe giriş bildirgesi düzenlenerek SGK’ya verilmesi halinde bildirge yasal süresinde verilmiş sayılmaktadır.
SGK bildirimlerinde dikkat edilmesi gerekenler
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Uluslararası İşgücü Genel Müdürlüğü tarafından verilen çalışma izin belgeleri ile diğer bakanlıklar veya kurumlar tarafından verilen ve Uluslararası İşgücü Genel Müdürlüğüne gönderilen çalışma izin belgelerinin birer örneği elektronik ortamda ilgili SGK müdürlüklerine intikal ettirilmekte ve SGK tarafından da kayıt dışı istihdamla mücadele kapsamında çalışma izni verilen yabancının sigortalı olarak bildirilip bildirilmediği kontrol edilmekte, çalışma izni başvurusu sırasında beyan edilen yabancının mesleği, ödenecek ücreti, işyeri, çalışacağı adres gibi bilgileri SGK sistemindeki verilerle karşılaştırılmaktadır.
Dolayısıyla, işyerinde istihdam edilecek yabancı uyruklu çalışanlarla ilgili (çalışma izni mevzuatında belirtilen muafiyet ve istisnalar hariç olmakla üzere) öncelikle çalışma izni alınması, çalışma izni alınmış yabancı uyruklu çalışanların sosyal güvenlik mevzuatında belirtilen yasal süre içinde sigortalı işe giriş işlemlerinin yapılması ve çalışma izni başvurusu sırasında beyan edilen meslek kodu ve ücret kriteriyle uyumlu olacak şekilde SGK bildirimlerinin yapılmasına dikkat edilmesi gerekmektedir.