Türkiye’nin en ikonik girişimci profili Yemeksepeti’nin kurucusu Nevzat Aydın… Şimdi melek yatırımcı olarak 80'in üzerinde girişime hayat veriyor. Aydın’a göre Türkiye hâlâ girişimcilikte potansiyelini tam kullanamıyor, “Girişimcilik plan, vizyon ve ekip işidir. Türkiye’de hâlâ çoğu kişi mecburiyetten girişimci oluyor. Girişkenlik var, girişimcilik yok” diyor.
Türkiye'nin girişimcilik tarihinde önemli bir kilometre taşı olan Yemeksepeti’nin kurucusu Nevzat Aydın, şimdi melek yatırımcı olarak sahnede. 650 milyon dolarlık satışla birçok girişimciye ilham olan Aydın, artık gençlerin projelerine yatırım yapıyor. 80’den fazla yatırımı olduğunu söyleyen Aydın’a Türkiye’de girişimciliğin durumunu sorduğumuzda; “Türkiye girişken, ama henüz girişimci değil" diyor.
“21 yıl boyunca tek bir projeye, Yemeksepeti’ne tutkuyla odaklandım. Şimdi o heyecanı başka kurucuların hayallerinde yaşamaya çalışıyorum. Melek yatırımcılık, benim gibi düşünenler için doğal bir sonraki adım” diyen Nevzat Aydın, bazen yeni bir büyük iş kurma fikrinin aklından geçtiğini söylüyor ama ardından ekliyor: “Ben o savaşı 25 yaşımda verdim. Şimdi o yaşlarda birçok hırslı, zeki girişimci var. Onlarla boğuşmak değil heyecanlarına ortak olmak istiyorum. Melek yatırımcılığı kazanç için değil, heyecan için yapıyorum. Şu anda 80’den fazla şirkete yatırım yaptım. Bunların çok büyük bir kısmı başarısız olacak ama sorun değil. Çünkü bu girişimcilerle zaman geçirmek, onların vizyonunu paylaşmak, bana hayat veriyor. Bunların çoğu başarısız olacak, biliyorum. Ama önemli olan birkaç başarılı olan değil, bu sürecin bana ve girişimcilere kattığı. Farklı sektörleri tanıyorum, sürekli güncel kalıyorum. Bazen yatırım kararı için sadece 20 dakikam oluyor. O sürede projenin potansiyelini ve girişimcinin kararlılığını anlayabiliyorsam karar veriyorum.”
“GİRİŞİMİN SAYISI DEĞİL BAŞARISI ÖNEMLİ”
Nevzat Aydın Türkiye’de girişimciliğin ilerlemesini olumlu bulsa da hâlâ kat edilmesi gereken uzun bir yol olduğuna inanıyor ve ekliyor:
“Eskiden girişimcilik kavramı bile yoktu. Şimdi iyi üniversitelerden mezun gençler için bir kariyer planı oldu. Tabir yerindeyse ‘girişimciyim’ dediğinizde veya ‘kendi işimi yapıyorum’ dediğinizde insanlar size işten çıkartılmış ya da iş bulamamış gözüyle bir garip bakarlardı. Ama şimdi öyle değil. En azından artık kendi paranızla girişimci olmak diye bir şey yok. Çünkü bu parayı vermeye hazır birtakım insanlar var. Bu melek yatırımcı olabilir, risk sermayesi şirketleri olabilir… Cebinizden para çıkmadan hatta belli bir miktar maaş da alarak girişimci olabilirsiniz. Burada önemli olan girişimci sayımız değil, başarılı girişim sayımız. Çünkü yurtdışından gelip yatırım yapanlar için de önemli bir kriter. Başarılı girişimci sayımızı nüfusa oranladığımızda çok gerilerdeyiz. Hem sadece Batı Avrupa ve Amerika'nın değil aynı zamanda başka coğrafyaların da gerisindeyiz. Estonya var, yukarıda İsveç var, altta İsrail var. Örneğin Estonya… Girişimcilik dostu düzenlemeleriyle öne çıkıyor. Çalkantısız, sade bir ortam. Devlet girişimciliği destekliyor. Türkiye’de ise her an her şey değişebilir. Regülasyon, döviz, vergi... Bu belirsizlik ortamında karar almak çok zor. Bir de girişimcilik plan, vizyon ve ekip işidir. Türkiye’de hâlâ çoğu kişi mecburiyetten girişimci oluyor bizde girişkenlik var, girişimcilik yok.”
YENİ OYUN ALANI: SAĞLIK TEKNOLOJİSİ VE YAPAY ZEKÂ
Aydın’a göre, teknoloji odaklı girişimlerde Türkiye’de hala merkez İstanbul. “Aslında elimizdeki teknolojilerle dünyanın neresinde olursanız olun artık bir yapay zeka girişimi kurabilirsiniz. Ama ciddi bir ölçeğe ulaşmak için İstanbul’a taşınmak hâlâ büyük avantaj” diyen Aydın, “Benim 80 girişimimden 60’ı Türkiye’dense bunların sadece ikisi İstanbul dışından. Oysa internete erişimi olan herkes potansiyel bir kurucu aday” şeklinde konuşuyor.
Aydın, yapay zekâ ve sağlık teknolojisinin önümüzdeki dönemde girişimciliğin lokomotifi olacağını düşünüyor. Kendi kullandığı insülin bandını örnek vererek kolunu gösteriyor: “Bu üründen Türkiye’deki diyabet hastalarının ne kadar haberi var bilmiyorum. Şeker değerlerimi bir uygulama ile görebiliyorum. Bu hem sağlığıma destek oluyor hem beni iğnelerden kurtararak hayatımı kolaylaştırıyor. Böyle projeler milyar dolarlık fırsatlar.”
“Rol yapmam, samimiyim”
Nevzat Aydın, sosyal medyayı aktif kullanıyor ve “rol yapma ihtiyacı hissetmediğini” söylüyor. “Hakkımda her şeyi söyleyebilirler ama samimiyetsiz olduğumu kimse diyemez. Ben deneyim aktarmayı seviyorum. Girişimciye danışmanlık verirken, geçmişte yaşadıklarımı paylaşarak onları hazırlamaya çalışıyorum” dedi
Veliaht stratejisine inanmıyorum
Nevzat Aydın, çocuğuna miras olarak işini değil, özgürlüğünü bırakmak istiyor: “Veliaht stratejisine inanmıyorum. Niye bütün dünyada o işi en iyi yapabilecek kişi benim oğlum olsun ki? Herkesin yolu farklı. Onun da hayalleri ve iyi olduğu alanlar var. Zaten holding hayali olan biri olmadım.”
Exit: Zor kararın diğer adı...
2015 yılında Yemeksepeti’ni Delivery Hero’ya sattığında, platformun günlük siparişi 100 bindi. Aydın, satışı sonrası bu rakamı 1 milyona çıkardı. Bu, birçok girişimci için alışılmadık bir başarı çünkü çoğu kurucu satış sonrası motivasyon kaybı yaşıyor. Nevzat Aydın, “2015’te 400 milyon dolarlık teklifi reddettim. Bunu yapmak için büyük cesaret gerekiyordu çünkü bankada 300 bin dolarım bile yoktu. Ama ben ve ekibim inandık. Exit kararı para hesabıyla değil, vizyonla verilir. 650 milyon dolara sattım. Zaten kısa süre sonra darbe girişimi, ekonomik krizler yaşandı. O satışı birkaç yıl erteleseydim, kim bilir ne olurdu?”