ÇEKÜL Vakfı Başkanı Prof. Metin Sözen, 2004 yılı Haziran ayı sonlarında bir grup eski bürokrat, iş insanı ve gazeteciye çağrı yaptı:
– “Kelkit Platformu” kurduk. Sizleri platformun Danışma Kurulu Üyesi olarak Tokat’ta gerçekleşecek toplantımıza bekliyorum.
Prof. Metin Sözen’den çağrı alan isimler, 2004 yılı Haziran ayı sonlarında Taksim’deki Atatürk Kültür Merkezi’nin (AKM) önünde bekleyen otobüste buluştu.
Akşam 20.00’de Tokat’a doğru yola çıkan otobüsün yolcularının önde gelenleri şöyleydi
Eski Merkez Bankası Başkanı Gazi Erçel, daha önceki dönemlerin Merkez Bankası Başkanvekili Zekeriya Yıldırım, eski Hazine Müsteşarı Tevfik Altınok, Dünya Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Osman Saffet Arolat, APS Giyim’in kurucusu Osman Benzeş, Gülsan Holding Yönetim Kurulu Başkanvekili Mehmet Gül, Şişecam Genel Sekreteri Rüştü Bozkurt.
ÇEKÜL Başkanı Prof. Metin Sözen, 2003 yılında Erzincan, Giresun, Gümüşhane, Sivas ve Tokat illeri ile toplam 16 ilçe belediyesinin oluşturduğu “Kelkit Platformu”nun “Kelkit Havzası Kalkınma Birliği”ne dönüşmesini sağlayacak genel kurul için Tokat’ı toplantı merkezi seçmişti.
O toplantılar sırasında dönemin Tokat Valisi Ayhan Nasuhbeyoğlu, kentin domates üretiminde iddialı olduğunu, ancak verimin düşük kaldığını anlattı.
Osman Saffet Arolat, hemen devreye girdi:
– Sayın Valim, benim Antalya’da tohum ve fide üretimi yapan, bu konuda başarısını kanıtlamış bir arkadaşım var. Adı Hasan Ünal. Uygun görürseniz gelsin, inceleme yapsın. Tokat’ta domates verimini artıracak formül bulacağını düşünüyorum.
Hasan Ünal, 1968 kuşağı gençlik hareketleri döneminden yakın arkadaşı Osman Saffet Arolat’ın önerisi üzerine Tokat Valisi Ayhan Nasuhbeyoğlu ile kentte buluştu. İncelemelerini, denemelerini yaptı, formülü ortaya koydu:
– Tokat’ta tam 39 değişik tür domates ekildiğini gözlemledik. Bu kadar çok farklı domates ekimi doğru bir yöntem değil. Kentin toprağına, havasına, suyuna en uygun 5 domates türü belirledik. Bunlar ekildiğinde Tokat’ta domates verimi artmaya başlayacaktır.
Vali Nasuhbeyoğlu, Hasan Ünal’ın önerisini benimsedi, Kazova başta olmak üzere kentin domates üretimi yapılan bölgelerine durumu anlattı, 5 türden başka fide ekilmemesine ikna etti. Sonuç Hasan Ünal’ın beklediği gibi oldu:
– 2003 yılında Tokat’ta toplam domates üretimi 300 bin ton dolayındaydı. 2005’te üretim 1 milyon tona çıktı.
Önceki sabah 08.00’de Didem Eryar Ünlü ile Ergene’deki (Tekirdağ) Tayeks Fabrikasına EKONOMİ Gazetesi’nin Trakya Kalkınma Ajansı ve Taypa ile birlikte düzenlediği “Sürdürülebilirlik” paneli için giderken Handan Sema Ceylan’la Ankara yolunda olan Hakan Güldağ aradı:
– Osman Abi’yi kaybettik…
Hakan Güldağ’ın verdiği üzücü haber üzerine Osman Abi ile Anadolu’ya, yurt dışına yaptığımız seyahatler, sohbetler, katıldığımız toplantılar gözümün önünden film şeridi gibi geçti.
Tokat’ta “Ortak Aklı” harekete geçirip, domates üretiminin zirveye çıkmasına nasıl damgasını vurduğunu anımsadım.
Bizim için mesleğimizin önde gelen ustalarından olan Osman Abi, rahmetli Nezih Demirkent’in açtığı yoldan yürümüş, Anadolu’daki iş dünyasının nabzını en iyi tutan, en iyi yansıtabilen noktaya ulaşmıştı.
Prof. Erdoğan Alkin’den Güngör Uras’a, Prof. Kenan Mortan, Prof. Mithat Melen’den, Rüştü Bozkurt’a kadar birçok önemli isimle Anadolu turları yapmıştı.
2006 yılında yine bir Anadolu turu için yola çıktığında felç geçirdiğini hissetmesine rağmen Gaziantep uçağına binmiş, toplantı yerine kendini hastanede bulmuştu.
Osman Abi, felç sonrası kullanabildiği tek eliyle 17 yıl boyunca yazılarını aralıksız yazdı, son birkaç yıla kadar iş seyahatlerini de sürdürdü.
Osman Abiye Allah’tan rahmet diliyorum…
Mekanın cennet olsun Osman Abi…
Bana okumayı Osman Abi öğretti
1980’li yılların sonunda bir gün Milliyet Gazetesi’ndeki Ekonomi Müdürümüz Necati Doğru, Celal Pir, Erkan Çelebi ve beni Eminönü’ndeki Hamdi Restoran’a götürdü.
Masaya restoranın sahibi Hamdi Arpacı uğradı. Gazeteci olduğumuzu öğrenince anlatmaya koyuldu:
– Bana okumayı Osman Saffet Arolat öğretti…
Biz ne demek istediğini anlamaya çalışırken sürdürdü:
– Osman Abi ile biz 12 Mart döneminde cezaevinde aynı koğuşta kaldık. Osman Abim, koğuşun ağası gibiydi. Çetin Altan da aynı koğuştaydı.
Çetin Altan’ın dönemin Cumhurbaşkanı’nın yaşlılık nedeniyle cezaevinden çıkmasını sağlandığını anımsattı:
– Çetin Altan’ın yatağı boşalmıştı. Osman Abi bana, “Sen artık o yatakta yatabilirsin” dedi. Ardından “Al oku” diyerek bana kitap vermeye başladı. Ben de Osman Abi’nin verdiği kitapları hemen okur, sonra iade ederdim. Bu şekilde okumayı sevdim.
Ben de Osman Abi’yi ilk tanıdığım günlerde 1970’li yıllara dönmüş, ortanca abim Hüseyin Munyar’ın arada aldığı Ant Dergisi’nde ismini gördüğümü anımsamıştım.
Osman Abi, Doğan Avcıoğlu’nun liderliğinde yayınlanan Ant Dergisi’nde yazı işleri müdürü olarak görev yapmıştı…
Boğaz Köprüsü’ne İnat Zap Suyu’na köprü yapmışlardı
YIL 1969… İTÜ Talebe Birliği, o dönemde inşaatı süren Boğaz Köprüsü’ne karşı eylem kararı aldı:
– Bu köprü, İstanbul Boğazı’na yeni köprülerin yapılmasına kapı açar. “Boğaz Köprüsüne Hayır” eylemi yapalım. Hakkari’deki Zap Suyu üzerine bir köprü yapıp tavrımızı bu şekilde ortaya koyup sesimizi duyuralım.
Prof. Tayyar Tayyar, öğrencilerin eylemine destek vermek üzere kolları sıvadı, Zap Suyu üzerine yapılacak köprü projesinin statik yapısını ve çizimini üstlendi.
Eyleme gazetelerin desteğini almak gerektiği gündeme gelince Osman Saffet Arolat Milliyet Gazetesi ile Mimarlar Odası’nın yolunu tuttu. Milliyet Gazetesi’nde Genel Yayın Yönetmeni Abdi İpekçi’den Mimarlar Odası’nda da Başkan Demirtaş Ceyhun’dan yardım istedi.
Abdi İpekçi, haber ve röportaj desteği vereceğini bildirince müjdeli bilgi İTÜ Talebe Birliği Başkanı Harun Karadeniz ile İnşaat Fakültesi Talebe Birliği Başkanı Yaşar Yılmaz’a iletildi:
– Böylece çeşitli üniversitelerden 84 kişi Hakkari’ye gönderildi…
Abdi İpekçi, Zap Suyu üzerine köprü eylemini izlemek üzere dönemin röportaj ustalarından Halit Çapın’ı Hakkari’ye yönlendirdi. Çapın’ın röportajı Milliyet’te şu başlıkla yayınlandı:
Gençlik Köprüsü…
Dönemin Yüksekova Kaymakamı Fikret Toksöz’ün ve çevredeki köylülerin desteğiyle Zap Suyu Köprüsü 3.5 ayda tamamlandı.
Köprü bir süre sonra kimliği bilinmeyen kişilerce dinamitlenip çökertildi. Osman Saffet Arolat, Hakkari’ye 2000’li yıllarda bir seminer için gittiğinde köprünün kalıntılarını görüp üzüldü. Bunu dönemin Hakkari Valisi Ayhan Nasuhbeyoğlu ile paylaştı.
Böylece Zap Köprüsü yenilendi…
Osman Abi, Zap Köprüsü öyküsünü “Bir Gençlik Liderinin Anıları, 1959-1974” kitabında anlattı…
Yani Osman Abi, 68 kuşağının liderlerinden biriydi…