Enflasyonla mücadele, faiz ve kur, ekonomi yönetiminin en önemli gündemi. Ancak enflasyonla mücadele ederken, küresel rekabetin dışına itilme tehlikesi kapımıza dayandı.
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fatih Kacır, yeni yatırım teşvik sistemini açıkladı. Dünkü manşetimizde Ankara Haber Müdürümüz Hüseyin Gökçe yeni sistemi enine boyuna anlatıyordu. OSBÜK Başkanı Memiş Kütükcü, yeni sistemle ilgili, “2030’a kadar uzanan kalkınma vizyonumuzu şekillendirecek” diyor. İSO Başkanı Erdal Bahçıvan yatırımların bu denli gerilediği bir ortamda yeni teşviklerin sanayiciye moral ve motivasyon sağlayacağı vurgusu yapıyor. Görünen o ki, yeni teşvik sistemiyle sadece üretim ve istihdam desteklenmeyecek. Yeşil dönüşümü kerteriz alan yüksek teknolojili alanlar desteklenecek.
Yeni sistemin hedefli ve odaklı olması önemli. Keza yatırımların performansının ölçülmemesi geçmişteki teşvik sisteminin en önemli eksiklerindendi. Her şeyi değil, zamanın ruhunu yakalayan yatırımlara destek veren bir teşvik sistemi Türkiye’nin rekabette önünü açar. Ancak bir de yeni yatırım peşinde koşarken, mevcudu korumak ve geliştirmek görevi var. Ve bu da acil bir görev. Çünkü şu sıra göz göre göre rekabetin dışına itiliyor Türkiye. Sanayicilerden dinliyoruz, “Bu maliyetlerle Avrupa’dan teklif bile alamıyoruz. Çin bir tarafa, enerjiyi sübvanse eden İspanya ve Portekiz, bizden daha düşük ürün fiyatlarıyla Avrupa’daki siparişleri topluyor.”
Bugün mayıs enflasyonu açıklanıyor. Enflasyon ile mücadele Türkiye için hiç şüphesiz önemli ve kritik bir gündem. Gelgelelim, Dr. Burcu Ünüvar’ın dün gazetemizde yazdığı gibi, tek hedef olmamalı. “Bir merkez bankasının tek hedefi fiyat istikrarı olabilir ama bir ülkenin tek hedefi fiyat istikrarı olamaz.” Enflasyon ile bir türlü sonu gelmeyen mücadele geleceğimizi ipotek altına almaya başladı. Enflasyon, faiz ve kurla yatıp kalkıyoruz. Türkiye’nin kalkınmaya da ihtiyacı var. Ünüvar’ın sözleriyle; “Enflasyonu düşürmüş ama küresel rekabet trenini kaçırmış bir ülke olmak istemeyiz!”