Konya'da gördük ki, ekonomideki sıkıntılı dönemi atlatmak için üretici kesime büyük iş düşüyor. Sanayiciler de zorlu koşullara rağmen rekabet güçlerini artırmak için çabalıyor. Ancak gelinen noktada, bugüne kadar inşa ettikleri, risk altına girmiş durumda.
Konya Sanayi Odası'nın önceki gün düzenlediği ikinci 'Konya Ekonomi Forumu'nun en çarpıcı konuşmalarından birini Türkiye İş Bankası Genel Müdürü Hakan Aran yaptı. Aran, özetle; "Enflasyonun düşmesi Türkiye'nin en önemli konusu. Ancak enflasyonu düşürürken, reel sektörün, sanayinin durumunu da mutlaka göz önünde bulundurmamız gerekiyor. Türkiye'nin dünyada rekabet gücü olan önemli imalatçı sektörleri var. Bu süreçte avantajlarımızı kaybetmemeliyiz" diyor.
Dün, ihracatçıların başkanı Mustafa Gültepe'nin gazetemize açıklaması da aynı odağa sahipti: "Sanayi kan kaybediyor" diyordu TİM Başkanı; "Bir-iki yıl sonra enflasyon yüzde 15'e inebilir ama dikkat edelim belki de sanayicinin yüzde 20'si olmayacak."
KSO Başkanı Mustafa Büyükeğen, forum öncesi sohbet ederken, biz zorlukları sordukça, çeşitliliği yüksek Konya sanayinin dirençli yapısını vurguladı. Dahası Konya'nın teknolojik düzeyini yükselttiğini, Çin'le rekabette öne geçmelerini sağlayacak adımları atmaya başladıklarını kaydetti.
Mehmet Şimşek liderliğindeki ekonomi yönetiminin 'rasyonele dönüş' programı iş dünyasının hemen her kesiminden destek gördü. 'Zorluklar' söylenirken, 'başka çare mi var' vurgusu ihmal edilmedi. Ancak son dönemde, enflasyon düşürülmeye çalışılırken, siyasetten kaynaklanan hatalarla ufku silikleşmeye başlayan programa Türkiye'nin üretim gücünün feda edilmemesi uyarıları arttı.
Haklı uyarıları dikkate alalım. Ekonomimizin ateşi düşürülmeye çalışılırken, 'maalesef hastayı kaybettik" noktasına gelmeyelim.