Otomotiv ihracatın lokomotifi. Öte yandan otomotivde ithalata ödediğimiz döviz dudak uçuklatıyor. Para politikasından üretim stratejisine takkeyi önümüze koyma zamanı...
Otomotiv Distribütörlerive Mobilite Derneği verilerine göre, temmuzda otomobil ve hafif ticari araç pazarı geçen yıla göre yüzde 14,6 artarak 107 bin 718 adete ulaştı. Satışlar rekor tazeledi.
Dün gazetemizde yer alan Dr. Bader Arslan imzalı analiz ise, 2022 mayısından bu yana otomotiv ithalatımızın 98 milyar dolar olduğunu ortaya koyuyordu. Dile kolay! Dr. Arslan'a çarpıcı analizi için teşekkür ettim. Yıllık bazda ithalat rakamlarını sordum: 2022 dahil, Türkiye'nin otomotiv ithalatı aşağı yukarı yılda 14 ila 18 milyar dolar arasında. 2023 yılında sıçrayarak 32,3 milyar dolara çıkmış. Sıçrama 2024'te de devam etmiş. Geçen yıl otomotiv ithalatına ödediğimiz döviz miktarı ise 31,7 milyar dolar. Bu yılın ilk 7 ayında otomotiv ithalatı 21,1 milyar dolara ulaştı. 2024'ün ilk 7 ayında ise bu rakam 18,3 milyar dolardı. Hesabı yürütürsek, eğer satış trendinde büyük değişiklik olmazsa, bu yıl ithal araçlara 35 milyar dolar ödeyeceğiz. Bader Arslan analizinde, haklı olarak, otomotiv ithalatını "asrın felaketi' olarak nitelenen Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat 2023 depremlerinin ekonomik maliyeti ile karşılaştırıyor. Bu maliyet Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı tarafından 104 milyar dolar olarak açıklanmıştı.
Türkiye'de satılan her 100 otomobil ve hafif ticari aracın yüzde 80'i ithal ediliyor. Nedeni ne olursa olsun. İthal oranı da büyük, rakamı da. Doğrusu, 'otomotiv üreticisi ve ihracatçısı ülke' olmakla gururlanırken, her ikisi de can yakıyor.