Orta Vadeli Program (OVP), Türkiye›nin kalkınma planı, yıllık program ve merkezi yönetim bütçesi arasındaki hedef, politika ve kaynak bütünlüğünü sağlayarak üç yıllık bir perspektifle makroekonomik politika çerçevesini sunan temel politika belgesi olarak kabul edilmektedir.
2026 yılı bütçe süreci de 2026-2028 Orta Vadeli Programının 7 Eylül 2025 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanmasıyla birlikte başlamıştır. Programda kamu maliyesine ilişkin bölümlerde, maliye ve gelirler politikalarının para politikasıyla eşgüdüm içinde uygulanarak ekonomik dengelenme sürecine katkı sağlayacağı belirtilmiştir.
Vergilemede etkinliği ve adaleti artırmaya, kayıt dışılığı azaltmaya yönelik sürdürülen faaliyetlere devam edilecektir. Merkezi yönetim bütçe gelirlerinin, makroekonomik tahminler, ulusal ve uluslararası piyasalardaki gelişmeler ve gelir politikalarının bütçe gelirlerine etkileri dikkate alınarak belirlendiği belirtilmiştir. Bilindiği üzere bütçede kamu harcamaları kesin tutarlarıyla vergi gelirleri ise tahmin olarak yer almaktadır.
Vergilemede adalet ve etkinliğin artırılması bazı politikalar öngörülmüştür. Vergi politikalarında büyüme ve sosyal adalet ilkeleri ekseninde yatırımı, istihdamı, üretimi, ihracatı ve rekabet ortamını destekleyen gelir politikalarına öncelik verilecektir. Dolaylı vergilerin bütçe içindeki ağırlığı gözden geçirilerek kayıt dışı ekonomiye yönelik tedbirlerle Program döneminde doğrudan vergi gelirlerinin bütçe içindeki ağırlığı artırılacaktır. Kamu mali yönetiminde sürdürülebilir gelir kaynaklarının artırılması için vergi tabanının genişletilmesi ve vergilemede gönüllü uyumun artırılmasına yönelik çalışmalar sürdürülecektir. Vergi harcamaları analiz edilecek, etkin olmayan istisna, muafiyet ve indirimlere yönelik düzenlemeler yapılacaktır. Vergilerin tam ve zamanında ödenmesinde etkili olan mükellef davranışları ve vergiye uyum sorunları analiz edilerek uyum düzeyini artırmaya katkı sağlayacak stratejiler geliştirilecektir. Vergi istatistikleri ve bu alandaki raporların daha kapsamlı bir şekilde yayımlanması sağlanacaktır.
2026 yılında Merkezi Yönetim Bütçesi içerisinde 13.783,1 milyar TL vergi toplanması öngörülmüştür. Bu tutar öngörülen GSYH’nin %17,8’ine karşılık gelmektedir. Toplam merkezi yönetim geliri ise 16,2 trilyon TL ve harcamalar ise 18,9 trilyon TL’dir. Faiz giderlerinin GSYH’ye olan oranı da %3,5 olarak öngörülmektedir. Bu veriler, 2026 yılında bütçe açığı ve dolayısıyla kamu borcu ve faiz harcamalarının artacağını göstermektedir. Borçların sürdürülebilirliği konusu dikkate alındığında 2026 yılının yeni vergi veya oran artışlarını beraberinde getireceği öngörülmektedir.
Bu süreçte mali müşavirlere düşen görev büyüktür. Vergi tabanının genişletilmesi, kayıt dışılığın azaltılması, gönüllü uyumun teşviki ve vergi bilincinin artırılması hedeflerine ulaşmada mali müşavirler kilit bir rol üstlenmektedir.
Ekonomik sistemin en önemli yapı taşlarından biri olan mali müşavirlik mesleği, hem mükelleflerin yükümlülüklerini doğru ve zamanında yerine getirmesini sağlamakta hem de kamu adına mali disiplinin ve vergi güvenliğinin teminatı olmaktadır. OVP’de ortaya konulan hedeflerin sahada karşılık bulması, ancak meslek mensuplarının bilgi birikimi, emeği ve katkısıyla mümkün olacaktır.
Bu nedenle, vergilendirme süreçlerinde dijitalleşmenin, şeffaf raporlama sistemlerinin ve adil denetim mekanizmalarının yaygınlaştırılması büyük önem taşımaktadır. Ancak dijitalleşme süreci ilerlerken, artan sorumluluk ve iş yükünün daha dengeli biçimde düzenlenmesi; sık değişen mevzuatın da öngörülebilir, sade ve uygulanabilir hale getirilmesi gerekmektedir.
Mali müşavirlik mesleğinin güçlendirilmesi, yalnızca meslek mensuplarının değil, ülke ekonomisinin de yararınadır. Çünkü güçlü bir mali müşavirlik sistemi, güçlü bir vergi sistemi demektir.