Basit usulde vergilendirmenin kapsamını daraltan düzenleme geçtiğimiz günlerde Resmi Gazete’de yayımlandı. Böylece, büyükşehir belediyesi olan illerde, nüfusu 30 binin altındaki ilçelerdeki işletmeler hariç, şehir içi yolcu taşımacılığı faaliyetinde bulunan mükellefler 1 Ocak 2026 tarihinden itibaren gerçek usulde vergilendirilecek. Kısaca ticari taksiler, minibüsler, dolmuşlar, otobüsler ve servis araçları artık basit usulden yararlanamayacak.
Ayrıca bugüne kadar yalnızca 13 büyükşehirde basit usul kapsamı dışında tutulan bazı faaliyetler, 1 Ocak 2026’dan itibaren diğer 17 büyükşehirde de kapsam dışına çıkarılacak. Böylece 30 büyükşehirde aynı işi yapan mükellefler eşit koşullarda vergilendirilecek.
Uzun süredir tartışılan vergi adaleti konusuna önemli bir cevap niteliği taşıyan bu karar, sektörde yıllardır basit usulde vergilendirilen pek çok işletme için yeni bir dönemin başlangıcını simgeliyor. Gerçek usulde vergilendirme, sadece gelir vergisine tabi olmayı değil, aynı zamanda defter tutma, fatura düzenleme, ÖKC kullanımı ve KDV hesaplama gibi yükümlülükleri de beraberinde getiriyor.
Düzenlemenin kapsamı sadece şehir içi taşımacılıkla sınırlı değil. Büyükşehirlerde nüfusu 30 binin üzerinde olan ilçelerde emtia imalatı ve alım-satımı, inşaat işleri, motorlu taşıt bakım ve onarımı, lokanta ve benzeri hizmet işletmeleri ile eğlence yerleri işletenler de 1 Ocak 2026’dan itibaren gerçek usulde vergilendirilecek. Böylece ekonomik ölçeği küçük esnafı aşan tüm faaliyetler aynı vergi yükümlülükleriyle karşı karşıya olacak, 30 büyükşehirde aynı işi yapanlar için eşitlik sağlanmış olacak.
Basit usul, ilk çıkarıldığı dönemde küçük esnafı korumak, onları ağır yüklerden uzak tutmak için önemli bir kolaylıktı. Ancak zamanla bazı sektörlerde basit usul, gelirlerin doğru tespit edilmesini engelleyerek kayıt dışılığı besleyen bir yapıya dönüştü. TÜRMOB olarak öteden beri bu uygulamanın kayıt dışıyla mücadeleye zarar verdiğini söylüyorduk. Yapılan bu değişiklik, sadece teknik bir vergi düzenlemesi değil, aynı zamanda ekonominin şeffaflaşması yönünde atılmış doğru bir adımdır.
Yaklaşık 350 bin yeni mükellef, 1 Ocak 2026 itibarıyla gerçek usule geçecek. Bu mükellefler, defter tutmak, fatura düzenlemek, KDV hesaplamak gibi yükümlülükleri yerine getirecekler. Elbette bu süreçte meslek mensuplarıyla çalışmak zorunda kalacaklar. Bu durum, bizim meslek camiamız açısından yeni bir iş yükü yaratacak olsa da ekonominin kayıt altına alınması, vergi adaletinin sağlanması ve kamu gelirlerinin güvence altına alınması bakımından olumlu sonuçlar doğuracaktır.
Vergi sistemimizin daha şeffaf, daha adil ve daha kapsayıcı hale gelmesi için benzer adımların zamanla diğer alanlara da yayılması gerekmektedir. Elbette küçük esnafın yükünü artırmadan, onları koruyacak dengeli geçişlerle bu dönüşüm sağlanmalı. Ama esas hedefimiz, Türkiye ekonomisinin kayıt dışı sorununu azaltmak ve vergi adaletini güçlendirmek olmalıdır.
Biz TÜRMOB olarak bu süreci hem meslek mensupları hem de mükellefler açısından sağlıklı bir şekilde yürütülmesi için üzerimize düşen sorumluluğu yerine getirmeye devam edeceğiz.