Berkeley Üniversitesi adının çok geçtiği açık inovasyon yazılarımın ikincisinde Türkiye’de Özyeğin ve Koç Üniversiteleri’nin içinde olduğu kurguya değinmek istiyorum.
Açıkçası açık inovasyon yazısının ikincisini yazma planıyla ilk yazının sonuna son anda (I) eklemesini yaparken Türkiye’yi bu kadar ilgilendiren bir konu olduğunun farkında değildim. Başlangıçta spota ekleyip sonra çıkarmak zorunda kaldığım Red Hat ve Arkas konularıyla diziyi tamamlamayı hesaplıyordum. Ancak Özyeğin Üniversitesi’nin kamu, özel sektör ve akademiyi bir araya getiren yapay zekâ platformunun tanıtım toplantısına katıldığımda daha fazlasının yapılması gerektiğine inandım.
Daha önce defalarca Agentic AI üzerinden ele aldığım sektörel ve kişisel yapay zekâ konusunda böyle bir adımın atılması sevindirici. Yeni inisiyatifin merkezinde yer alan Özyeğin Üniversitesi Yapay Zekâ Platformu, akademi, kamu ve iş dünyasının sinerjisiyle finans, perakende, üretim, bilişim ve medya gibi sektörlerde yapay zekânın olası etkilerini tartışmayı ve yenilikçi uygulamaların hayata geçirilmesi için tarafsız bir ortam sunmayı hedefliyor. Üç aylık aralıklarla toplantılar ve “Yıllık Yapay Zekâ Forumu” gibi etkinliklerle bilgi paylaşımında bulunacak ÖzÜ Yapay Zekâ Platformuna, Özyeğin Üniversitesinin yanı sıra, platformun akademik ortakları Koç Üniversitesi, Sabancı Üniversitesi ve Berkeley Haas Institute for Business Innovation’ın da destek olması planlanıyor.
Özyeğin Üniversitesi Yapay Zekâ Platformu, yapay zekânın getirdiği dönüşümle gelişen iş modelleri, veri güvenliği, etik ilkeler ve regülasyon gibi başlıkları gündeme alarak, Türkiye’nin yapay zekâ ekosistemine katkıda bulunacak stratejik bir adım atmayı planlıyor.
Platform şimdiden Anadolu Grubu, Credit Europe Bank, FİBA, FİBA Perakende (GAP, Forever21, lululemon, M&S), FİBABANKA, Gelecek Varlık, Hitit, Hepsiburada, İş Bankası, KoçDigital, Lenovo, Mavi, Migros, Pegasus, QNB, TAV, Trendyol ve Yıldız Holding gibi iş dünyası temsilcilerini bünyesine katmış durumda. Doğru bir yaklaşımla sayıyı çok yükseltmek yerine 30-40 düzeyinde tutma kararı alınması sevindirici; çokluk her zaman saadet getirmiyor.
Özyeğin Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Barış Tan, yapay zekâ ile sınırlı kalmayan bir kurgu oluşturuyor ve bunu şu sözlerle açıkça ifade ediyor: “Üniversitemiz, yapay zekâ odağında küresel etki yaratacak ve sektörel dönüşüme katkı sağlayacak bir bilgi ve etki ağı oluşturmayı hedefliyor. Yapay zekânın iş yapış biçimlerini, liderlik anlayışını ve çalışanların gelişimini kökten dönüştüren bir paradigma olduğuna inanıyoruz. ‘Global Etkisi Yüksek Girişimci Araştırma Üniversitesi’ vizyonumuzla, başta Türkiye olmak üzere Orta Doğu, Orta Asya ve Avrupa gibi bölgelerde bilgi ve çözüm üreten bir merkez haline gelmeyi amaçlıyoruz. İş dünyasıyla kurduğumuz yakın ilişkileri, Türkiye’nin ekonomik ve sosyal kalkınmasının temel yapı taşlarından biri olarak görüyoruz. Yapay Zekâ Platformu’nu ise sektörel dönüşümün öncü çözümlerini kollektif hareketle üretme anlayışımızın bir çıktısı şeklinde konumlandırıyoruz. Karşılıklı öğrenme, ortak çözüm geliştirme ve kamuya katkı sağlamayı amaçlayan bir ortak akıl yürütme alanı yaratıyoruz” diyor.
Yapay zekânın küresel ekonominin ve toplumsal dönüşümün öne çıkan en güçlü dönüştürücü dinamiklerinden biri olduğunu belirten Özyeğin Üniversitesi Araştırma, İnovasyon ve Etkiden Sorumlu Rektör Yardımcısı Prof. Dr. İrşadi Aksun, “Akademinin, bu dönüşümün hızına ve kapsamına kayıtsız kalması mümkün değil. Biz de teknoloji ve inovasyon alanındaki gelişmiş kaslarımızdan aldığımız güçle Özyeğin Üniversitesi Yapay Zekâ Platformu’nu hayata geçirdik. Platformumuz; yeni teknolojik gelişmeleri, etik ve hukuki boyutları ile ele alan genel yapay zekâ konuları; iş dünyasının süreçlerini dönüştüren yatay ve sektöre özel dikey çözümler olmak üzere üç eksene odaklanıyor. Bu özelliklerin tamamını tek bir potada birleştiren bu kapsamlı adımımız; sektör, kamu ve akademiyi buluşturarak güçlerimizi birleştirmeyi ve ortak projeler geliştirmemizi sağlayacak. Bu anlamda paydaşlarımız ile Türkiye’de bir ilke imza attığımız için gururluyuz. ÖzÜ Yapay Zekâ Platformu sayesinde; Üç aylık toplantılarla en güncel gelişmeler sektör liderleri ile paylaşılacak, değerli konuşmacı ve panellerle sorular yanıtlanıp tartışmalar yapılacak, bire bir görüşmeler ve ortak araştırma projeleri geliştirilerek kısa, orta ve uzun vadeli değişim senaryoları araştırılacak. Bu platformun, yapay zekânın yaratacağı olası değişiklikleri akademi, iş dünyası ve kamu elbirliği ile ‘Ekonomide Fark Yaratma’ vizyonu doğrultusundaki çalışmaları ile, Türkiye ekonomisine önemli katkılar sağlayacağını öngörüyoruz” diyor.
Toplantıda çok açık olarak ortaya konulmayan iki isimden de ben bahsetmek istiyorum. Bunlardan birincisi “Lenovo’nun CTO’su” olarak atıfta bulunulan Tolga Kurtoğlu. Daha önce Xerox Parc’ın (Palo Alto Research Center) CEO’su olan Kurtoğlu, 2017’de başladığı bu görevde Türkiye’ye bir araştırma merkezi kurmak için çok çalışmıştı ancak bildiğim kadarıyla bunda sonuca ulaşamadı. Ancak bu dönemdeki çalışmalarıyla muazzam bir birikim oluşturan Kurtoğlu, tanıdığım kadarıyla sahip olduğu stratejik düşünüşü ile bu projenin en önemli dayanaklarından biri olmaya aday.
İkinci olarak Lenovo Türkiye Türkiye Genel Müdürü Emre Hantaloğlu’na atıfta bulunmak gerekiyor. Bizim büyük olduğunu düşünmemize karşın arsa satmak dışında yatırım çekmekte çok başarılı olmayan ülkemizde önemli işler için küçük başlangıçların yapılmasında önemli rolü bulunuyor. Lenovo sayesinde Türkiye’de kamu, yapay zekâ için Barcelona’daki Mare Nostrum veri merkezinde 400 işlemcilik tahsis edilmiş alanın yanına Ankara’da 90 işlemcilik bir ek kapasite yatırımı yapıyor. Sohbetlerde Huawei’nin de konuyu değerlendirdiğini ancak şu an için platforma dahil olmadığına değiniliyor. Bu platformda yer alan şirketlerden bağımsız olarak sizi şimdi Red Hat’in, içinde çokça Berkeley geçen bültenine götürmek istiyorum.
Red Hat neden önemli?
Red Hat, hem değer yaratması hem de İsviçre gibi dokunulmaz bir faydası olması nedeniyle konumuza dahil oluyor. IBM tarafından satın alındığında dünyanın en pahalı yazılım şirketi satın alması olarak tarihe geçen Red Hat, daha sonraki dönemde IBM tarafından ayrı ve kendi kuralları ile çalışmaya devam eden bir şirket olarak tutulmayı başardı. Bu şekilde tanımladığım Red Hat yakın zamanda çok güzel bir ifadeyle “hibrit bulutta optimize edilmiş üretken yapay zeka inovasyonunu desteklemek için Neural Magic'in satın aldığını” duyurdu.
Buna güzel bir ifade dememin nedeni, bazı şeylerin değerinin bir araya geldiklerinde ortaya çıkması; hatta burada değerden fazlasından da bahsedebiliriz. Blockchain’in önemi ve değeri, deniz taşımacılığında takip ve gümrükleme işlemlerinde kullanılmaya başladığında oluşmuştu; günlük gibi kullanıldığında bir önemi yoktu. Mesajlaşma yazılımlarının değeri mobil internet ile bağlantılı olarak yükselirken –fark edilmese de- makinelerarası iletişim çağındaki yansıması olan eşyanın interneti (IoT) için zemin oluşturması ile daha büyük değerin kaldıracı olmuştu. Yapay zekânın gerçek değerine ulaşması için gereken kaldıracın ise bulut olduğunu biliyoruz. Peki köşe yazarlığında değer yaratan nedir? Kimsenin özen göstermediği bazı ayrıntıları sizi fenomen yapmayacağınızı bilerek yakalayıp yazmak. Bu tabii ki benim görüşüm ama Gazi Mustafa Kemal’in telgrafın telleri üzerinden elde ettiği anlık istihbarat ve geniş bakış açısı ile savaşı kazandığını düşünürsek bu hiç de azımsanacak bir görüş değil. Aynı zamanda Gazi Mustafa Kemal’in savaşı kaybettik diye kendisine ulaştırılan istihbarat raporunu okuduktan sonra savaşı kazandık yorumunu yapması ve gerçekten kazanması da var ama ben bu tür bir pozisyonda değilim.
Bu notu düştükten sonra içinde Berkeley, Red Hat ve Neural Magic geçen şu önemli bölüme işaret ederek yazıya geri döneyim: “Neural Magic'in optimize edilmiş ve verimli yapay zeka modellerini gerçeğe dönüştürme konusundaki taahhüdü, Red Hat'in bu yapay zeka vizyonunu gerçekleştirme yeteneğini daha da güçlendiriyor. Neural Magic, ayrıca UC Berkeley tarafından açık model sunumu için geliştirilen açık kaynaklı bir proje olan vLLM’nin önde gelen katkı sağlayıcılarından biri olduğu için bu gelişme kurumların yapay zekâ iş yüklerini oluşturma ve devreye alma yöntemlerinde daha fazla seçenek ve erişilebilirlik sunulmasına katkı sağlayacak.”
Her iki şirketin yöneticilerinin bu satın alma ile ilgili yorumları ile konuyu derinleştireyim:
Red Hat Başkan ve CEO'su Matt Hicks “Verimlilik, optimizasyon ve seçenekler, geleneksel kurumsal bilgi teknolojileri söz konusu olduğunda benzersiz kavramlar değildir ve üretken AI'ın da farklı olmaması gerektiğini düşünüyoruz. Neural Magic'in üretken AI performans mühendisliği ve optimizasyonundaki uzmanlığını Red Hat AI'a ekleyerek, iş yüklerinin nerede çalıştığından nasıl ayarlandığına ve eğitildiğine kadar müşterilerin benzersiz ihtiyaçlarına cevap veren bir üretken yapay zekaya olan bağlılığımızı daha da güçlendiriyoruz.” diyor.
Neural Magic CEO'su Brian Stevens ise “Neural Magic'in açık kaynaklı yapay zeka konusundaki araştırma ve teknik katkıları, en son teknoloji büyük dil modellerinin ölçeklenerek dağıtılması için gereken altyapıyı önemli ölçüde azalttı. Red Hat, AI'ın Geleceğinin Açık Olması gerektiği vizyonumuzu paylaşıyor. Birlikte, işletmelerin üretken AI'ın değerini tüm sıkıntılardan kaçınarak yakalamalarına yardımcı olmayı dört gözle bekliyoruz.” şeklinde konuşuyor.
Bu yorumlarımı ne ile ilgili yaptığımı anlatmak için haberi de buraya koymam gerekiyor. Bülteni aktarıyorum:
“Neural Magic'in üretken yapay zekâ performans mühendisliği ve model optimizasyon algoritmaları, Red Hat AI'ı geliştirerek üretim yapay zekasını daha erişilebilir ve ulaşılabilir hale getirmeye yardımcı olacak.
Dünyanın önde gelen açık kaynak çözümleri sağlayıcısı Red Hat, üretken yapay zekâ (gen AI) çıkarım iş yüklerini hızlandıran yazılım ve algoritmalarda öncü olan Neural Magic’i satın alma işlemini tamamladığını duyurdu. Neural Magic ile Red Hat, çıkarım performansı mühendisliği ve model optimizasyonu alanındaki uzmanlığını artırarak, şirketin hibrit bulutta ihtiyaç duyulan her yerde benzersiz müşteri kullanım durumlarıyla doğrudan eşleşen yüksek performanslı yapay zeka iş yükleri vizyonunu ilerletmeye yardımcı oluyor.
Günümüzün gen yapay zeka kullanım durumlarının temelini oluşturan büyük dil modelleri (LLM'ler) yenilikçi olmakla birlikte, çoğu kuruluşun etkili bir şekilde kullanması için genellikle çok pahalı ve yoğun kaynak gerektiriyor. Bu zorlukların üstesinden gelmek için Red Hat, bilgi işlem mimarileri ve dağıtım ortamları genelinde açık inovasyonla yönlendirilen daha küçük, optimize edilmiş ve açık kaynak lisanslı modelleri, yapay zeka stratejilerinin gelecekteki başarısının anahtarı olarak görüyor.
Neural Magic'in teknoloji ve performans mühendisliği uzmanlığı ile Red Hat, yapay zekanın dönüştürücü gücüne erişimi daha da demokratikleştirmek için açık kaynak inovasyonunu kullanarak geniş ölçekli kurumsal yapay zekanın zorluklarını aşmayı hedefliyor:
- Kurumsal veri merkezlerinde, çoklu bulutlarda ve uçta olmak üzere hibrit bulutta ihtiyaç duyulan her yerde ve her yerde çalışabilen, 1B'den 100'lerce milyar parametre ölçeğine kadar açık kaynak lisanslı modeller.
- Kurumların LLM'leri kendi özel verilerine ve kullanım durumlarına göre daha güçlü bir güvenlik ayak iziyle daha kolay özelleştirmelerini sağlayan ince ayar yetenekleri;
- Daha fazla operasyonel ve altyapı verimliliği ile sonuçlanan çıkarım performansı mühendisliği uzmanlığı ve
- İş ortağı ve açık kaynak ekosistemi ile LLM'ler ve araçlardan sertifikalı sunucu donanımına ve temel çip mimarilerine kadar daha geniş seçeneklere olanak tanıyan destek yapıları.
Müşterilerin geniş seçeneklere sahip olması, birkaç yıl önce bulut yerlisi veya konteynerli uygulamalarda olduğu gibi bugün de üretken yapay zeka için çok önemli: Doğru ortam (bulut, sunucu, uç, vb.), hızlandırılmış bilgi işlem ve çıkarım sunucusu, başarılı gen yapay zeka stratejileri için kritik önem taşıyor. Red Hat, Neural Magic'in satın alınmasıyla bu vaadi daha da destekleyerek, yapay zeka da dahil olmak üzere hibrit bulut genelinde müşteri seçimine olan bağlılığını sürdürüyor.
Neural Magic'in uzmanlığı ve yetenekleri, Red Hat'in üretken AI platform portföyü olan Red Hat AI'a entegre edilecek. Hibrit bulut göz önünde bulundurularak tasarlanan Red Hat AI şunları kapsıyor:
- Red Hat Enterprise Linux AI (RHEL AI): Linux sunucu dağıtımlarında kurumsal uygulamalarda IBM Granite ailesine ait açık kaynak lisanslı büyük dil modellerini (LLM'ler) daha sorunsuz bir şekilde geliştirmek, test etmek ve çalıştırmak için bir temel model platformu.
- Red Hat OpenShift AI: Makine öğrenimi modellerini hızlı bir şekilde geliştirmek, eğitmek, sunmak ve izlemek için araçlar sunan bir yapay zeka platformu. Bu platform, şirket içi, genel bulut veya uç noktadaki dağıtılmış Kubernetes ortamlarıyla uyumlu olarak çalışıyor.
- InstructLab:Red Hat ve IBM tarafından oluşturulan, açık kaynak lisanslı Granite LLM'lerin InstructLab'ın ince ayar teknolojisi ile iş birliği içinde geliştirilmesini sağlayarak gen AI'nin geleceğini şekillendirme imkânı sunan kullanıcı dostu bir açık kaynak yapay zeka topluluk projesi.
vLLM, LLM Compressor, önceden optimize edilmiş modeller ve daha fazlası, Red Hat AI'a entegre edilecek ve bu da Neural Magic'i Red Hat'in yapay zeka platformu tekliflerinin ayrılmaz bir parçası haline getirecek.”
Red Hat örneğini bu kadar kapsamlı aktarmamın nedeni, Özyeğin Üniversitesi dahil olmak üzere hiçbir kurumun açık inovasyon ile yapay zekâ platformunu birleştiren modelinde ezber bozanların (disruptor) sistemdeki rolü üzerine bir düşünce olmaması. Bu önemli bir eksiklik çünkü açık inovasyon asıl olarak iş modelinin değiştirilmesine dayanıyor ve son elli yıldır bu iş modeli inovasyonu sürekli üniversiteyi terk etmiş kişilerden geliyor.
Yazı çok uzadığı için Arkas konusuna kısaca değiniyorum ve birkaç hafta sonra yazacağım bir lojistik yazısında konuyu ele almaya çalışacağım ama uluslararası ticaretin daralacağına inanılan bir dönemde Arkas’ın kapasite artırması yapay zekâ ile hasbıhal etmemiz gereken bir konu değil mi? Ya da DHL’in satın aldığı MNG’nin yapay zekâ da dahil olmak üzere aldığı performans artırıcı önlemler ile çağrı merkezinde insan çalışan ihtiyacını azaltmasının trend analizini yapay zekâya soran var mı? Özyeğin Üniversitesi’nin kurduğu sektörlere özel yapılanmalı yapay zekâ platformundan bu yanıtları bekliyoruz ama bu kendi yanıtlarımızı daha önce oluşturup rekaber olmamıza engel değil.