Bütçe açığı geçmiş yıllardan birikimli olarak geliyor, yani kalıcı bir açık. Dolayısıyla bütçeyi bir hizmet bütçesi olmaktan çıkarmış ve adeta bir transfer bütçesi haline getirmiş durumda.
Tablodan da görüldüğü üzere; 2025 yılı Mayıs ayında merkezi yönetim bütçe giderleri 1 trilyon 90 milyar lira, bütçe gelirleri 1 trilyon 325 milyar lira ve bütçe fazlası 235 milyar lira olmuş. Ayrıca, faiz dışı fazla da 346 milyar TL olarak gerçekleşmiş.
2025 yılı Ocak-Mayıs döneminde merkezi yönetim bütçe giderleri ise 5 trilyon 339 milyar lira, bütçe gelirleri 4 trilyon 689 milyar lira ve bütçe açığı 650 milyar lira olarak gerçekleşmiş. Faiz dışı fazla ise 185 milyar lira olmuş.
Rakamlar veya alt toplamlar her zaman doğru ve olumlu sonuçları göstermez.
Çünkü bütçeler bir finansal enstrümandır. Bireylerin, ailelerin, şirketlerin, hemen her türlü kurumsal yapıların ve özellikle de kamu kurum ve kuruluşlarının bütçeleri vardır; hatta olmak zorundadır.
Bütçeler, uygulandığı dönemin başında planlanır ve uygulanır. Bu planlamada bir yandan ihtiyaçlar veya öncelikler, bir yandan da kaynaklar dikkate alınır. Devlet veya kamu bütçelerinin en önemli farkı, zorunlu ihtiyaçlara göre kaynak yaratılması zorunluluğudur. Yani güvenlik, savunma, temel eğitim, temel sağlık, bayındırlık gibi tam kamusal nitelikli ihtiyaçların giderilmesi gereklidir. Bunun için de bir şekilde kaynak yaratılması gereği vardır.
Bütçe ile ilgili bu temel bilgiyi ve gerçeği hatırlattıktan sonra şimdi 2025 yılının bütçesine ve ilk 5 ayın sonuçlarına bakalım.
Tablodan da görüldüğü gibi 2025 bütçesiyle 14 trilyon 731 milyar lira bütçe gideri öngörülmüş, buna karaşın 12 trilyon 800 milyar lira da bütçe geliri tahmin edilmiş ve dolayısıyla 1 trilyon 930 milyar lira bütçe açığı planlanmış.
Bütçe açığı geçmiş yıllardan birikimli olarak geliyor, yani kalıcı bir açık. Dolayısıyla bütçeyi bir hizmet bütçesi olmaktan çıkarmış ve adeta bir transfer bütçesi haline getirmiş durumda. Özellikle ülkenin eğitim sorununa, sağlık problemlerine, hatta son yıllarda somutlaşan savunma ihtiyaçlarına cevap veremiyor.
Düşük ücret politikası uygulanıyor
Şöyle ki; bütçe ödeneklerinin en az dörtte biri ve hatta yüzde 30’una yaklaşan tutarı personel harcamalarına gidiyor. Kamu, adeta bir istihdam deposu gibi 5,3 milyon çalışanı barındırıyor. Kaliteden çok yığınlara düşük ücret politikası uygulanıyor. Kariyer, hizmet, eğitim gibi ayırıcı hususlar dikkate alınmıyor.
Bütçenin yüzde 40’ı transfer harcamalarına gidiyor; yani bütçe terminolojisi itibariyle karşılığında bir mal ve hizmet edinilmeyen ve önemli bir kısmı da verimsiz olan harcamalara ayrılıyor. Dolayısıyla verimli ve ülke kalkınmasına katkı sağlayacak transfer harcamaları önceliklenemiyor.
Enflasyonla mücadele dönemlerinin önemli bir enstrümanı olan kamu yatırım harcamaları tutarı kısılmadığı gibi yatırımları hızlandırma ödeneği ve yedek ödeneklerle neredeyse bütçe ödeneklerinin onda birine yükseltilebiliyor.
Faiz giderleri artık bu bütçenin değil, uzun geçmişten gelen yılların bir kronik sorunu. Bu hükümetin eleştirerek iktidara geldiği faiz nedeniyle gidecek noktaya gelmiş durumda. Düşünebiliyor musunuz, bütçenin yüzde 13’ü aşkın kısmı yani yedide biri tümüyle faizlere gidiyor. Üstelik yerli mutlu rantiye sınıfı yanında yabancılara da adeta servet transferi yapılıyor.
Malum faizler bir sonuç; yani borçlanma olursa ve artarsa hem faiz olur ve hem de artışı… Kamu borç stoku Nisan sonu itibariyle 10 trilyon 750 milyar liraya yükselmiş. Sadece 2025 yılının ilk 5 ayında 1 trilyon 35 milyar lira net iç borçlanma yapılmış. Yani mevcut borç stoku azaltılmadığı gibi kartopu gibi büyütülmüş. Hem uzun vadeli ve hem de yüksek faizli borçlanmaya devam edilmiş.
Vergilerde çok sağlıksız bir tablo var
Merkezi yönetim ve özel bütçeli kuruluşlara sermaye transferleri bütçenin yüzde 2’si olarak hedeflenmiş, ancak yüzde 1’i bile kullanılmıyor.
En temel ve sağlıklı bütçe kaynağı olarak bilinen vergilerde çok sağlıksız ve dolayısıyla olumsuz bir tablonun olduğu ortada.
Bütçe ödeneklerinin sadece dörtte üçü vergi gelirleriyle finanse edilebiliyor. Ama vergide çok sağlıksız bir yapı olduğu için haksız, adaletsiz ve dolayısıyla verimsiz bir vergi tablosu ortalığı kasıp kavuruyor. Son zamanlarda da plansız ve anlamsız vergi denetimi söylemleri ve eylemleri daha da sıkıntı yaratıyor.
Sonuç itibariyle;
- Bütçe harcamaları verimsiz ve anlamsız,
- Vergi gelirleri haksız ve adaletsiz,
- Kolay ve cazip borçlanma frensiz olunca, rakamlar veya alt toplamlar da doğru ve olumlu olmuyor.
2025 YILI MAYIS VE OCAK-MAYIS BÜTÇE GERÇEKLEŞMESİ (Milyon TL) |
|||
Bütçe |
Mayıs |
Ocak-Mayıs |
|
Bütçe Geliri |
12.800.325 |
1.324.971 |
4.689.154 |
Bütçe Gideri |
14.731.014 |
1.089.743 |
5.339.456 |
Bütçe Dengesi |
-1.930.689 |
235.229 |
-650.302 |