SEZGİN ERÖZBAĞ - ABB ASKİ Genel Müdürlüğü İç Denetim Birimi Başkanı
Kuraklık, iklim değişikliği ve artan su talebi nedeniyle küresel bir sorun haline gelmiştir. Ülke olarak yaşadığımız coğrafyanın kuraklık riskini barındırdığı bir gerçek. Nitekim 2025 yılında şu ana kadar yeterli yağış alınamaması nedeniyle başta tarım olmak üzere temel kullanım girdileri arasında su olan tüm sektörler sıkıntılı bir süreç yaşadı, yaşamaya da devam etmektedir.
Diğer yandan barajlardaki su seviyeleri alarm vermekte, bazı şehirlerde planlı su kesintileri yapılmaktadır. Ankara, İstanbul, İzmir ve Bursa gibi metropol şehirlerde barajların durumu hiç de iç açıcı olmayıp, örneğin Ankara’da barajların aktif doluluk oranı %2’lere inmiş vaziyette. Geçtiğimiz günlerde Bursa ilimizde barajlardaki su seviyesinin %0’lara indiği haber konusu olmuştu.
Barajların bu durumu sık sık medya da gündem teşkil etmekte, işin uzmanları ve yetkililer tarafından konunun önemine ve alınması gereken tedbirlere dikkat çekilmektedir.
Öylede olmalı.
Tüm canlılar yaşamak için suya muhtaç. Su varsa hayat vardır.
Bu bağlamda;
Kuraklığa karşı alınması gereken önlemler arasında gözden kaçırılmaması ve dikkate alınması gereken bir husus var ki, o da “Yağmur Suyu Hasadı”dır.
Kısaca YSH, yağmur suyunun akıp gitmesine izin vermeden, yeniden kullanım amacıyla yerinde biriktirilmesi ve depolanması sürecini ifade eder.
Bu sürecin teknik yönü ayrı bir başlık olup, burada sadece yağmur suyu hasadının önemi ve faydalarına değineceğiz.
Yağmur suyu hasadı, özellikle kuraklık riski altındaki bölgelerde su güvenliğini sağlamada kritik bir rol oynar.
Başlıca faydaları şunlardır:
- Şebeke suyuna bağımlılığı azaltarak alternatif bir su kaynağı oluşturur.
- Doğru yöntemlerle (toprağa emdirme vb.) yeraltı su rezervlerinin zenginleşmesine katkıda bulunur.
- Yüksek yağış dönemlerinde suyun yüzeyde hızla akmasını önleyerek sel riskini ve toprak erozyonunu azaltır.
- Sulama ve bazı evsel kullanımlar için şebeke suyu veya yeraltı suyu kullanımını azaltır, bu da su maliyetlerini ve su pompalamak için gereken enerji maliyetlerini düşürür.
- Tarımsal sulama için güvenilir bir su kaynağı sağlayarak kırsal kalkınmaya destek olur ve ürün kaybı riskini azaltır.
Bunlar ilk etapta öne çıkan faydaları. Ama şurası kesin ki hiçbir zararı yok. Yeter ki kullanılmak istensin. Dünyada ve ülkemizde iyi uygulama örnekleri olup, daha da yaygınlaştırılması bir ihtiyaçtan ziyade zorunluluk haline gelmiştir.
Sonuç olarak; yağmur suyu hasadı, kuraklıkla mücadelede su tedariki sağlayan sadece teknik değil, aynı zamanda ekosistem sağlığını iyileştiren ve yerel direnci artıran bütüncül bir yaklaşımdır.
Büyük ölçekli yapıların yanı sıra, bireysel olarak evlerde, okullarda ve tarım arazilerinde uygulanabilir olması, bu çözümü kuraklık karşısında yaygınlaştırılması gereken önemli bir strateji haline getirmektedir.